Mezarlık, çocuk, heva, heves ve hüve'l bâki


https://pbs.twimg.com/media/C0MnvQLW8AAtGv2.jpg:large

'Ne dem bâki, ne gam bâki...' ifadesiyle birlikte yukarıdaki fotoğrafı paylaştı Twitter kullanıcılarında kültürİstanbuL (@kulturiatan), teşekkür ediyorum kendisine.

Bayıldım bu görsele.

Muhatabını gündelik rutininin dışına atan, onun, pratik hayatın dayattığı fenomenolojik ve aktüel uğrağın icbar ettiği epistemik dolayımlardan kurtulup, ontolojik bağlamda muhasebe yapmasına vesile teşkil edebilecek anlamlar ve alt metinler bir fotoğraf o. Görsele tarihsel ve estetik bir derinlik katan ve her biri birer sanat eseri olan tarihi mezar taşlarında kim bilir neler yazmakta, hangi şahsi tarihlerin / talihlerin icmali yapılmakta?

Ya mezar taşları arasından bakan bir çocuğa ne demeli?
Gözlerinde sanki biraz endişe ve korku var gibi geldi bana. Belki de saklambaç oynuyor arkadaşlarıyla, yuman çocuğu, ebeyi sobelemenin yollarını araştırmaktayken kafasında, yakalanmış meraklı bir fotoğrafsevere. 

Yoksa bu çocuk küçük bahşişler karşılığında mezarlara su dökerek evinin medar-ı maişet motorunun çalışmasına, karınca kaderince de olsa, katkı vermeye çalışan bir minik emekçi midir?

Nereye ait bu görsel, hangi mezarlığa, bilemedim...
İstanbul'da olma ihtimalini ise hiç de düşük görmüyorum doğrusu.

Neyse ne....Günün sonunda, olay geliyor fotoğrafı besleyen ifadenin dillendirdiği anlam katına çarpıyor dayanıyor. Yâni şuna:

Ne nefes, ne zaman, 
ne heva vü heves,

ne sevinç, ne de keder 
bâki...yegâne bâki 'O'.

Hüve'l bâki!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder