'Ah, bir performans olsa da; sinemadan, felsefeden, mitolojiden, resimden, müzikten, metafizikten, medeniyetler tarihinden, entomolojiden, tarihten, psikolojiden, sosyolojiden, kozmolojiden, mantıktan, matematikten, 'neden birşey var da, hiçbir şey var değil?'den, 'hiç'den ve 'sonsuz'dan, zamandan ve mekândan, görelilikten, kuantumdan, paralel evrenlerden falan konuşulsa!' mı diyorsunuz? Ama, var böyle bir şey zaten!



Dizilerden sıkıldık öyle değil mi? Sığlar, birbirinin neredeyse aynılar, benzer şablonları ve trükleri kullanarak reyting yarışında ayakta kalmaya çabalıyorlar. Tartışma ve yarışma programlarının kalitesi de dizilerden daha üstün değil ne yazık ki.

Reklâmlar ise bütünüyle bir facia halini aldı neredeyse.
Yüzlerce tv kanalının tamamından, radyolardan, internetten, basılı medya mecralarından, billboard'lardan, cep telefonlarından, market raflarından sürekli olarak üzerimize üzerimize geliyor ve bize 'şayet önerdiklerimizi tüketmezsen muteber kişi değilsin, başarılı değilsin, hatta bu dünyada ve bu çağda var olmayı ve su ve hava gibi kaynakları kullanmayı bile hak etmiyorsun!' dercesine abanıabanıveriyorlar benliğimizin ve ruhumuzun üzerine.

Meral Okay, Muhteşem Yüzyıl, mütedeyyin - lâikçi kamplaşması, 'Beyaz Türkler'in Osmanlıyla barışması, Haber Vaktim ve ölenin ardından konuşmak, İslâm ve nezaket

Meral Okay 'yakılmak' istemiş...



1 – Candan gülümseyen, yüreği yoksullar için atan o sahici kadın yok artık

Sinema - tv dizisi oyuncusu ve senarist olarak tanınan, ancak kariyerinde şarkı sözü yazarlığı, gazetecilik ve yapımcılık da olan Meral Okay (20 Eylül 1959 – 9 Nisan 2012) bir süredir tedavi gördüğü akciğer kanseri yüzünden hayatını kaybetti. Böylelikle, o da; çok sevdiği hayat arkadaşı, ruh ikizi, hayatı boyunca sol muhalif kimliğiyle öne çıkmış oyuncu Yaman Okay’ın (1951 – 1993) pankreas kanserine yenik düşmesinden tam 19 yıl sonra, eşiyle benzer bir finali paylaşarak, yaşam dediğimiz meçhullerle bezeli bu harikulâde ve ‘bi-insaf Oyun’da ve dünya dediğimiz bu büyük ‘Ev’de, ‘perde!’ diyen o büyük ‘Senarist ve Yönetmen’in iradesine boyun eğmiş oldu.Meral Okay; kişiliğinin dip sularına demir atmış olan emek yanlısı dünya görüşünü, kendisine özgü bir hümanizma ve ironik bir mizahla mezcederek nev-i şahsına münhasır bir üslûp oluşturmasını bilmişti. Bu keyfiyet, onun, hem oyunculuğunu ve hem de senaristliğini yaptığı prodüksiyonların dokusuna, belirgin bir renk olarak nüfûz eden karakteristik bir unsurdu.

'Pazar Mezatı & Ziyaver Şencan, iftiharla Takdim Eder!'; ya da, 'Cumartesi, Beyoğlu'ndaki nadir kitap müzayedesine ve kitabiyat performansına katılmaya ne dersiniz?'





Her cumartesi, 15.00 - 20.00 saatleri arasında Beyoğlu, GS, Hazzopulo Pasajı, Danışman Geçidi, No 1 - B'deki Pazar Mezatı şirketinin salonunda geleneksel kitap, efemera ve obje müzayedesi yapılmaktadır.

Etkinliğin, artık oturmuş ve klasikleşmiş olan, formatı - programı şöyledir:

Hugo Pratt’ın efsanevi ‘anti kahraman’ı Corto Maltese’yi NTV yeniden yayınlıyor. Çizgiroman yazıları – 2



Hugo Pratt’ın efsanevi, eksantrik, denizci, maceraperest ve gezgin ‘anti kahraman’ı Corto Maltese’yi NTV yeniden yayınlanıyor. Çizgiroman yazıları – 2

1 – Neden Corto Maltese yazısı?

Çizgiroman evreninin en sıra dışı kahramanlarından birisi, Malta asıllı (Maltese, Maltız) İtalyan grafik sanatçısı ve yazarı Hugo Pratt’ın (1927 – 1995) yarattığı Corto Maltese’dir. Bu eksantrik kurmaca karakter, yaratıcısından kaynaklanan (‘sanatçı – sanat eseri diyalektiği’ bağlamında normal karşılanabilecek) otobiyografik esinlenmeler taşımak keyfiyetiyle yetinmemiş, üstüne üstlük, çoğu durumda, yaratıcısının yerine geçmeyi (daha doğrusu, onunla özdeşleştirilmeyi / özdeşleşmeyi) de becerebilmiştir[i]. Pratt’ın, bu fevkalâde sıra dışı (çizgi üstü) sanatçının, kendisinin kişilik özelliklerinden hareketle temellerini attığı, akabinde de, muhayyelesindeki ve tasavvur alemindeki kimi beşeri hususiyetleri bu kurmaca benliğine haritalayarak olgunlaştırdığı Corto Maltese, bu satırların yazarının en ziyade hayranlık duyduğu ve yakınlık hissettiği popüler kültür ikonlarından birisidir. Bu girizgâhın, ‘niçin bu metin, niçin bir Corto yazısı?’ sorusuna verilebilecek en makul ve meşru cevap olduğunu düşünüyorum.