30 Nisan 2016 Bayram Koç Koleksiyonu nadir, ilk baskı, imzalı eserler müzayedesi




30 Nisan 2016, Cumartesi günü, 15.00 - 19.00 saatleri arasında Üsküdar'daki Altay Mezat Salonu'nda yapacağımız 'Bayram Koç Koleksiyonu nadir, ilk baskı ve imzalı eserler müzayedesi' için geri sayım başladı.

Kitap dostlarının uzun süre unutamayacakları bir kitap müzayedesi ve kitabiyat performansını gerçekleştirebilmek adına, hazırlıklarımız bütün hızıyla devam etmekte değerli kitapperestler. 

Bir kitapkolik'in yaşamından kesitler



Bir kitapkolik (kitapperest, kitapsever, kitap dostu, muhibban-ı kütub, bibliyofil, bibliyoman, bibliyomanyak, selülozfil, selülozman, selülozmanyak, bibliobibulique şeklinde de söylendiği olur) nerede yaşar, nasıl yaşar, neyle yaşar falan diye merak eden varsa şayet; bu görseller galerisi işte bu soruya mukabil hazırlanan bir muhtasar cevaptır.

Şayet merak ediyorsanız bahse konu o cevabı, buyurun efendim, birlikte ilerleyelim o galeride:




























Kitapkolik'in yatak odasının hali....

Hayatım roman, ama okuyan yok!



İnsan, en mütevazi olanı bile, 'ben' merkezlidir; dünyanın, hatta bütün evrenin ve varoluşun kendisinin etrafında döndüğüne inanır için için.

Bu durum, hemen herkesin, yaşadıklarının biricik, çok ilginç ve çok farklı olduğuna inanmasıyla sonuçlanan bir tasavvur ve tahayyül alemi inşa etmesini tetikler.

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir!



Görünüşe aldanmamak icap eder; zirâ, aslında hiçbir şey bize göründüğü gibi değildir.

Bir diğer deyişle, şeylerin bize kendisini ele veren görünür yanlarının sakladığı / örttüğü gizlide kalan farklı veçheleri, değişik özellikleri, ummadığımız tarafları vardır.

Ben çocukken Google'ın olduğu yerler komple ansiklopediydi yavrum



Britannica, Larousse, İslâm, Hayat, Cumhuriyet, İnönü / Türk vd. ansiklopediler vardı, lâkin Google yoktu 1990'lara gelinceye kadar. Aradığım her şeyi buluyordum bu ansiklopedilerde. Üstüne üstlük onlar, aradıklarımı / iş(im)e yarayan şeyleri (google'un yaptığı gibi); tonla çer çöp, yanlış, uydurma, işe yaramaz başlıkların / sayfaların arasında /  arkasında da gizlemiyordu.

Aşağıda ne varsa yukarıdaki gibidir



Yeni bir güne binlerce yılık hikmetli bir sözle başlıyorum.

Hermes Trimegistus'a (Üç Kere Kutsal Hermes) nispet edilen ve (Yunanca ve Latince kimi ikincil kaynaklara göre) Corpus Hermeticum'da (Hermetika, ya da Zümrüt Tabletler) olduğu nakledilen 'aşağıda ne varsa yukarıdaki gibidir ve yukarıda ne varsa aşağıdaki gibidir' deyişi, insanlığın binlerce yıllık kadim öğretiler antolojisinin en bilindik ve en temel mottolarından birisidir.

aşk her şeyi yener (amor omnia vincit); ya da dünyanın en garip evlenme teklifi (i)



1 - Ah minel aşk, sen nelere kadirsin?!?

Kabul etti, bu sefer kabul etti!’ diye bas bas bağırarak girdi Erol ofisime. ‘Dur bakalım, n’oluyor, kim neyi kabul etti? Bi sakinleş de anlatıver ‘ diyerek teskin etmeye çalıştım onu. Erol, nefes nefese sürdürdü lâfını. ‘Ziyaver, kabul etti teklifimi diyorum sana! 100. teklifime nihayet evet dedi Selin’. Derin bir ‘ooohhhh!’ çektim ve sarılarak tebrik ettim dostumu.

Erol’u sevinçten çıldıracak denli sevindiren, beni de gerçekten şaşırtıp mutlu eden bu evlenme teklifi kabulünün, anlattığımda çoğunuzun ‘hadi canım sende!’, ‘yok artık daha neler!’, ‘bu kadarı da gerçek olamaz, kesin bunları uydurmuşsundur’ şeklinde karşılayacağınız  çok enteresan, oldukça sıra dışı bir arka plânı var. İşte bunu paylaşacağım sizlerle.


Dünyayı akıllılar bu hale getirdi!



Şimdiye değin dünyayı 'akıllılar' yönetti, öyle değil mi?!? 

Sonuçta, hiç bir hayati problemini çözememiş ve bu yüzden de alev alev yanan bir dünya var ortada.



Köle gibi çalışmaya mahkûm muyuz?



Emek dünyasıyla ilgili bir haber, (liberter, teknoperest, ortaklaşacı, bilimselci, ilerlemeci ve fütürist açılardan bakıldığında) 'köle gibi çalışma' denilebilecek olan 'geçim için ücret karşılığı zorunlu mesai' olgusunu sorgulamama neden oldu.

Amasya'da, ilgili otoritenin yaptığı kontrollerde güvenlik önlemleri yeterli bulunmadığı için uyarılarak ceza yazılan; işletmecisinin ise, kârlı bulmadığı için yatırım yapma yerine kapatma kararı aldığı kömür madeninin işçileri, geçim kapıları, ekmek tekneleri ellerinden gidiyor diye, günlerce (üstelik de yerin tam 2,000 metre altında!) açlık grevi yapmalarına dair olan haberden bahsediyorum.
 

Tomasz Alen Kopera: sürrealist bir artist



Sürrealist ve fantastik grafik sanatlar ustası Tomasz Alen Kopera 1976'da Kożuchów'da (Polonya) doğdu. Wrocław Teknoloji Üniversitesi'nde inşaat mühendisliği okuyan sanatçı, erken çocukluk döneminde ortaya çıkan resim yeteneğini sürekli olarak geliştirdi. Tuvale yağlı boya çalışan Kopera, esas olarak insan doğasının ve evrenin gizemlerinin sırlarından ilham aldı ve beslendi.



8 Nisan Dünya Romanlar Günü - April 8 International Romani Day



8 nisan Dünya Romanlar (April 8 International Romani Day) Günü imiş. Böyle bir günün varlığından haberdar değildim. Bunu öğrenmeme vesile teşkil eden Cenbey Recep'in (Kafkas Demokratlar Grubu) Facebook hesabı oldu (i).

Denizler kitapevi 1000 Güzel Kitap (4) Müzayedesi

Denizler'in Kaptan'ı, Kedi'si ve kim olduğu benim için meçhul bir güzel hanımefendi, müstesna bir kitabın fore edge painting'ini incelerken yakalanmışlar objektife.
Denizler kitapevi'nin düzenlediği '1000 Güzel Kitap (4)' müzayedesi 9 Nisan 2016, Cumartesi günü Point Hotel, Barbaros'ta yapılacak.

Çok sayıda nadir, değerli, enteresan ve önemli kitap, harita, fotoğraf, efemera, ferman, hüccet, obje, gravür'ün meraklısıyla buluşacağı bu benzersiz kültürel şölenin, koleksiyonerlerin ciddi manada kapışacakları heyecanlı arttırmalara sahne olması bekleniyor.
İstiklâl Caddesini en güzel dükkânı hiç şüphesiz Denizler Kitapevi'dir.

Bayrak yarışlarında iyi değiliz, çünkü....



Ya, yemin ediyorum koptum valla :) :) :) Abi bu nasıl bir zekâdır, bu ne çeşit bir fırlamalıktır böle yaaa :)

dipnot:
Bu karikatürü Facebook hesabında paylaşan Rezan Cezan'a teşekkür ederim. 
Kaynak için bknz.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10153572624270172&set=a.96151680171.89820.747095171&type=3&theater

Ayşe Arman 'dişi Ertuğrul Özkök', Özkök ise 'erkek Ayşe Arman'dır




Ayşe Arman, Hürriyet Gazetesi'nin 7 Nisan 2016, Perşembe tarihli nüshasında yayınlanan 'Kılıçdaroğlu yüzde 100 haklı' başlıklı yazısıyla sosyal medyanın ilgi odağı oldu.

Onun, CHP genel başkanının, aileden sorumlu olan bakan için sarf ettiği 'Ensar Vakfı'nın önüne yattı' ifadesinde cinsel bir içerik olmadığını iddia eden yazısını doğrusu şaşırarak okudum (http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ayse-arman_12/kilicdaroglu-yuzde-100-hakli_40083225).

Yıllardır yazdığı yazılarından ve verdiği röportajlardan oluşan o külliyetli müktesebatına baktığınızda, Ayşe Arman'ın; kuşun kanadında, kedinin duruşunda, rüzgâr esintisinde, karıncanın yürüyüşünde, bir yiyecekte, bir melodide, bir gülüşte, gündelik bir sohbette, bir kumaşın kıvrımında, bir binanın kontürlerinde,.... anlayacağınız, aklınıza gelen ve gelmeyen her ne var ise, işte onların tamamında, ne yapıp edip, cinsel anlamda haz alınacak bir unsur teşhis etmekte pek becerikli olduğunu fark etmeniz hiç de zor değildir doğrusu.

Kandilimiz mübarek olsun



Kandilimiz mübarek, dualarımız çocuklarımızla olsun inşallah...

hamiş:
Facebook'taki paylaşımı için Nergis Ulu'ya teşekkür ederim.
Kaynak için bknz. https://www.facebook.com/photo.php?fbid=957364324379676&set=a.357339434382171.1073741826.100003183511964&type=3&theater

En çok okuyan illerimiz hangileri?



Değerli dostum Altan Korbek'in Facebook hesabında paylaştığı yukarıdaki harita, bana hem ilginç hem de önemli geldiği için, onu vakit geçirmeden bloguma aldım (i).

Bu harita aslında daha önce burada paylaştığım Türkiye Twitter haritasını bütünleyen bir mahiyet arz etmekte:

Her insan doğan insan kalır mı?

Zagor'un babası Gallieno Ferri Öldü



Dünyaca ünlü çizgi roman kahramanı Zagor'un çizeri Gallieno Ferri (21 Mart 1929 - 2 Nisan 2016) 87 yaşında, doğduğu kent olan Cenova'da öldü. 

Fantastik Western tarzının çok başarılı bir örneği olan Zagor serisinin yayıncısı, aynı zamanda da İtalya'nın ve Avrupa'nın en büyük çizgi roman firmalarından, Sergio Bonelli Editore, büyük ustanın kaybını resmi sitesinden bakın nasıl anons etti:

http://www.sergiobonelli.it/gallery/news/39937/Addio--Maestro-Ferri-.html

Gallieno Ferri, ölmeden kısa bir süre önce (Aralık başı 2015), İtalyan medyasının önemli mecralarından olan Corriere Della Sera Gazetesi'nde kendisiyle yapılan bir röportajda, bakın nasıl vedalaşmıştı sevenleriyle (i):


Bu da bizden birisinin, sanatçı Ramazan Türkmen'in Ferri'ye vedası. Ben çok beğendim bu kompozisyonu ve tereddütsüz ekledim onu da bu bloga. Gerek taşıdığı beşeri ve duygusal enerji ve gerekse de sahip olduğu grafik ve estetik düzeyi itibarıyla, onu diğer Zagor ve Ferri fanlarının da beğeneceğini düşünüyorum (ii):


Öte yandan, bu gelişmeyi okurlarına, izleyenlerine duyuran diğer çeşitli mecralarda, bundan böyle, şunlara benzeyen yorumlara rastlamamız ihtimalinin hiç de düşük olmadığını sanıyorum:

paranoyak olduk cümleten



Hakikaten de milletcek paranoyak olduk çıktık valla...

Yukarıdaki adamı ele alalım meselâ. 
Lan oğlum, adama hakikaten de (muhatabı olan kadın belediye görevlisinin de söylediği gibi) demezler mi 'büyük şehir belediyesinin seninle ne alıp veremediği olabilir ki a be şapşik?!?' diye?

4.5G uygulamasına geçtik

9

1 Nisan 2016 itibarıyla mobil telefon şirketleri 4.5G uygulamasına geçtiler. 
Bu durum memlekete, millete, beşeriyete ve Kozmos'a hayırlı olsun efendim!

Bu vaziyet, bundan böyle, 4.5G ile uyumlu sim kartı ve akıllı telefonu vd elektronik cihazı olan kullanıcıların, daha hızlı ve daha çok veri (metin, görsel, video, ilh.,...) indirip izleyebilecekleri anlamına gelmekte.