1 - İrem Bağı ve Sevecenler, İhsan Güven ve Dost Tarikatı ve Vedia Bülent Çorak
ziyaver şencan
Olan biteni zerre miskal mertebesinde anlayabilmek adına, mütemadiyen yüksek sesle düşünüyor, benzer duyarlılıkları paylaştığını sandıklarıma, bu blog benzeri, işaret fişekleri yolluyorum. Cümle debelenmem 'Bir hakîkat kalmasın âlemde Allah’ım nihân' içindir; 'bütün bunlar niye?' içindir. 'Ah bin yâ bin fesaye!' için ezcümle bir de...
Döndüler o gemiler geriye ve Türkiye'de yaşayan Antik Uzaylı inanlılarının kanaat önderlerinden İlhan İrem bindi ve gitti işte
1 - İrem Bağı ve Sevecenler, İhsan Güven ve Dost Tarikatı ve Vedia Bülent Çorak
Kıymeti bilinmemiş, mirası yağmalanmış bir münevver, Naşid Baylav'ın iddiası: 'Fatih Sultan Mehmet zehirlendi!'

0 - medhal / prologue / bidayet:
Baylav, nedenlerini paylaşacağım bir dizi faktör yüzünden genel
olarak akademik camiaya, özel olarak da İstanbul Ünivesitesi'yle onun Eczacılık Fakültesi branşına dargın ayrılmıştır bu dünyadan; bir diğer deyişle o, gözleri açık intikal etmiştir ebediyete.
Bahse konu bu 'küskün ruh hali'nin ve 'sürekli gadre uğradıklarına inananlar'ın kuşandıkları o eziklik psikolojinin kaynaklarına inerek Naşid Baylav'ın hayatına dair bazı ayrıntıları mercek altına almanın, onun kamuoyu tarafından bilinmesine ve hatırlanmasına katkı vereceğini düşünüyorum.
Öte yandan, eczacılık camiasının önemli ve fakat unutulmuş bir figürünü yeniden ramp ışıkları altına taşımanın, 1980 - 2008 döneminde eczacılara hizmet veren bir sektörde, ilaç dağıtım kanallarında (2000'ler öncesi dönemdeki kavramsallaştırmaya göre 'ecza depoları'nda) çalışmış olan bu satırların yazarı için, kuvvetli bir manevi değere ve yüksek bir sembolik anlama sahip olduğu da, doğrusu, altı çizilesi bir husustur.
Ertuğrul Özkök ve Ayşe Arman 'habercilik'i' ne menem bi şeydi?
Bahse konu son aktüel polemiklerin ışığı altında, 4 yıl önce yazdığım (ve yine güncelliğinin zerre miskal mertebesinde dahi erozyona uğramadığını düşündüğüm) Ertuğrul Özkök'le ilgili bir yazımı tekrar paylaşmanın da, hem fikri takip idesine ve hem de ele aldığım söz konusu medya figürlerinin oluşturdukları resmin daha belirgin hale gelmesine hizmet edeceği kanaatindeyim.
İşte 4 yıl önce paylaştığım o mezkûr Ertuğrul Özkök yazım:
***Bu denli ‘cehalet’ ya tahsille, ya kötü niyetle, ya da Kalenderilikle
mümkündür ancak!
Çizgi Roman Bildiğiniz Gibi Değil - türler, yazarlar, çizerler, yayıncılar, ülkeler
Ötüken Neşriyat tarafından 2024'de yayımlanan NODUL 2023 Kültür, Sanat, Edebiyat Almanağı'nda 55 sayfalık bir özeti yayımlanan aşağıdaki metnimi, bahse konu yayınevinin önümüzdeki günlerde yayımlayacağı NODUL 2024 Kültür, Sanat, Edebiyat Almanağı'nda yer alacak olan Türkiye'de Çizgi Roman'ın Serencamı: 2024 Z Raporu başlıklı bir diğer çalışmamla birleştireceğim. Editörümün 'Ötüken Neşriyat prensipte 2026 yayım programına aldı' dediği söz konusu bütünleşik metin, onları oluşturan ilk hallerinin gözden geçirilerek yeniden yazılmasıyla çıkacak ortaya.
α
'Homo sum , humani nihil a me alienum puto -
İnsanım, insana dair her şeye aşinayım.'
Publius Terentius Afer
‘Sed omnia praeclara tam difficilia
Quam rara sunt – Ama, mükemmel olan her şey nadir
Olduğu kadar zordur da.’Spinoza,
Ethica’nın son cümlesi.
'Ben buradayım sevgili okuyucum,
sen neredesin acaba?' Oğuz
Atay,
Demiryolu
Hikâyecileri, Korkuyu
Beklerken
'Ancora imparo - Halâ öğreniyorum’
Miguel Ángel Buonarrotti
'İlgi alanları sınırsızdır ZŞ’ın;
çok okur, az yazar, çok az paylaşır!' Ahmet Kot
‘Perdam ignorantiam ignari - cahillerin
cehaletini yok edeceğim!’ ZŞ([1])
içindekiler
künye-----------------------------------------------------------------------------------001
asal
epigraf----------------------------------------------------------------------------002
içindekiler([2])------------------------------------------------------------------------003
teşekkür--------------------------------------------------------------------------------004
bütün bunlar böyle belirdi burada; zarûrî ve faideli
bir izahat-------------007
medhal / prologue / bidayet / girizgâh; ya da, mecburi bir iade-i itibar
teşebbüsü-----------------------------------------------------------------------------010
çalışmanın
dönemselliği-----------------------------------------------------------013
nedir çizgi roman?-------------------------------------------------------------------013
etimolojik bir
nazar------------------------------------------------------------------017
nedir bu 'panel' Allah aşkına?!?--------------------------------------------------020
çizgi roman ve grafik roman farklı şeyler midir?------------------------------021
çizgi roman kaçıncı
sanattır?-----------------------------------------------------023
çizgi romanın muhtasar
tarihçesi-------------------------------------------------025
küresel çizgi roman havzaları ve çizgi roman
türleri-------------------------027
mangamania: nedir bunun
niçini?------------------------------------------------029
Türkiye'de çizgi roman--------------------------------------------------------------037
Çizgi roman tarihimizin en efektif ve en özgün 25
sanatçısı---------------047
2023 Türkiye'sinde çizgi romanlar ve
yayıncıları-----------------------------071
Çizgi roman sadece çizgi roman değildir!--------------------------------------085
sonuç - hüküm - prologue -
nihayet----------------------------------------------088
bibliyografya / kaynakça------------------------------------------------------------092
***) teşekkür
Orijinal olmayı, özgünlük tahtında değerlendirilmeyi, tamamıyla olmasa bile hiç olmazsa bazı bölümleriyle (müspet manada) provokatif ve ufuk açıcı olarak tasvir ve tavsif edilmeyi hedefleyen okunulan te(k)lifin, hiç kuşkusuz 'klişe'lere, konservatif anlatı matrislerine, kabul görmüş verili ifade pattern'lerine en ziyade yaslanan (teslim olan) bölümü olmaya namzet bu bahis, münevver ahlâkının icbar ettiği bir husus ve kapsamlı bir makale formatındaki kurgu dışı bir metnin formel bakımdan sine qua non'u olması hasebiyle dillendirilmiştir.
Peşin hüküm verme, ardını düşün: kadim bir Çin meselinin hatırlattıkları
Aşağıdaki metni 15 Temmuz 2025 günü gözden geçirdim, ufak tefek tadilatlar yaptım. Böylelikle de ilk kaleme aldığım 2015 yazından bu yana geçen 10 yılda onun beşinci versiyonunu paylaşmış oldum.
1 - Senelerce senelerce önce Çin'de
George Kennan: ABD emperyalizminin stratejik aklı - portreler 2
Önceki uluslararası politika analizlerimin birinde söz konusu alanda öne çıkmış kanaat önderlerinden Atlantik İttifakı’yla organik artikülasyon içinde olanlar hakkında şu tespitleri yapmıştım:
'Siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve jeopolitik sahalarında çalışan fikir insanlarını, devletleriyle olan ilişkileri bakımından, ikiye ayırmak mümkündür:
1- proje sipariş edenler: Bunlar George Kennan, Zbigniew Brzezinski, Henry Kissinger, Samuel Huntington ve Francis Fukuyama gibi, çığır açan çalışmaları sayesinde, uzmanlık alanlarında küresel ölçekte tanınan kişilerdir. Akademya ve iş çevrelerinin yanı sıra, en elit politikacı ve teknokratlarla, hayatın her alanında sivrilmiş etki ajanlarından oluşan göz kamaştırıcı bir ilişkiler ağına sahip olan bu eşhas; aktüel uğraktaki global gelişmeleri çok iyi okur, konjonktür analizlerini de fevkalâde ustaca yapar; bunlar, küresel kapitalist düzenin ideolojik A Takımıdır. Yakın ve orta vadeli fırsat ve risk olasılıklarına dair önemli argümanlar içeren tezlerini, âdeta, ‘bunlar ev ödeviniz, üzerinde çalışın, onlara uygun strateji ve politikalar geliştirin!’ dercesine, yerel ve uluslarüstü karar alıcıların önüne koyan bahse konu entelektüellerin bazı argümanlarının hayat tarafından yanlışlanması, onlara dair olan küresel ilginin azalmasına neden olmaz.
2- proje sipariş edilenler: Daha çok güvenlik bürokrasisi, istihbarat çevreleri ve iliştirilmiş medya mecralarıyla organik eklemlenme içerisinde olan ve küresel kapitalist sistemin ideolojik B Takımını oluşturan Daniel Pipes, Graham Fuller, Richard Perle, Henry Barkey, Paul Dundes Wolfowitz gibi figürler, ülkemizin de parçası olduğu İslâm coğrafyasına dair manipülatif ve provokatif söylem ve eylemleriyle öne çıkmış tartışmalı kanaat önderleridir. Küresel kapitalist düzenin ideolojik A Takımının verdiği ev ödevi çerçevesinde, bürokrasinin geliştirdiği politika ve stratejilerin taktik evrelerini oluşturmak üzere, bürokrasi tarafından vazifelendirilen B Takımı, A Takımıyla karşılaştırıldığında, gerek sektör profesyonelleri, gerekse de ortalama insan nezdindeki bilinirlik ve itibarları bakımından, çok da imrenilecek bir mevkide değildir.’