Sayın Ünal Aysal,
6 yaşımdan beri, yani 47 yıldır, sarı kırmızılı renklere ve ‘re re re, ra ra ra, GS GS cim bom bom!’ şiarına can-ı gönülden bağlı olan fanatik GS’lı bir futbolseverim.
Aşağıdaki satırlarımın bu bilginin ışığında okunmasını rica ediyorum.
Sayın Başkanım,
2 Kasım bildiğiniz gibi Aziz Yıldırım’ın doğum yıl dönümüdür.
Aziz Başkan, yine malûmu olduğunuz üzere, şu sıralarda, hayatının en zor dönemini yaşamaktadır. 3 Temmuz 2011'den beri cezaevinde olmanın, onun konumundaki birisini nasıl olumsuz etkileyebileceğine dair yeterince empati yapabildiğinize inanıyorum.
12 Eylül askeri rejiminin o koyu karanlık günlerinde ben de mahpus yatmıştım sayın Aysal.
İnsanın hürriyetinin bağlanmasının, alıştığı hayatı yaşayamamasının onun ruhunda, benliğinde nasıl derin izler açtığını, kişiliğinde ne denli derin travmalara neden olduğunu bizzat yaşadım.
Cezaevinde yatan kişinin en çok ihtiyacı olan şey moraldir.
Moral ise, bizzat yaşadığım cezaevi tecrübesinden hareketle söyleyebilirim ki, mahpusun ziyaretine gelenlerin ona aktaracakları pozitif enerjiden beslenir en çok.
Sayın Aysal, değerli Başkanım,
Aziz Yıldırım’ı bu zor günlerinde en çok sevindirecek, en ziyade mutlu edecek olay sizin gibi dostlarının, tanıdıklarının, arkadaşlarının, sevenlerin ziyaretine gelmesidir.
Tam da bu noktada, son günlerde basında bu konuya dair çıkan haberlere gönderme yapmak istiyorum.
Sizin, ‘Aziz Yıldırım’ı ziyarete gitmeyeceğim. Metris’i türbeye çevirdiler. Ben Metris türbesinin türbedarı olmam!’ dediğinizi iddia eden haberleri yalanladınız ve ‘FB taraftarını rahatsız etmemek için Aziz Beyi ziyarete gitmedim. Aklanınca ilk giden dostlarından olacağım’ beyanında bulundunuz.
Sayın Başkanım,
Aziz Yıldırım aklanınca tabii gidin ziyaretine. Ama, Aziz Başkanın en çok bugün ihtiyacı var dostlarını yanında görmeye. En çok bugünlerde, yani o daha aklanmamışken ziyaretine gidilirse mutlu olacaktır Yıldırım.
Hatta, hatta Aziz Başkan suçlu bulunursa da gitmek gerek ziyaretine. Belki de Aziz Yıldırm’ı ziyaret etmenin en makbul yolu onun mahkum olmasından sonra yapılanıdır.
Birisi suçsuz bulunduğunda yanında olmak, iyi gün dostluğudur. Gerçek dost odur ki, dostunun kötü gününde, zor zamanında yanında olur.
Sayın Aysal,
Türk sporuna sayısız hizmetleri olan, özellikle amatör dallara cumhuriyet tarihinde yapılan toplam yatırıma eşdeğer yatırımı başkanlıkları döneminde yapan, başta futbol olmak üzere birçok branşta çıtayı sürekli yükselten Aziz Yıldırım, başta siz olmak üzere dostlarının ziyaretini fazlasıyla hak eden bir insandır, inanın bana.
İşte bu yüzden, 47 yıllık fanatik bir GS’lı olarak sizden rica ediyorum değerli Başkan; lütfen 2 Kasım günü, yani doğum yıl dönümünde ziyaret edin Aziz Yıldırım’ı. İnanın bana sayın Başkan, bu ziyaretiniz hem sizin kişisel kalitenize çok yakışan ‘şık’ ve anlamlı bir tavır olacak, hem GS ve FB arasındaki gerilimleri azaltacak ve hem de Türkiye’de yaşayan 75 milyon insanın, son zamanlarda şu ve ya bu nedenlerle zayıfladığına ve zedelendiğine şahit olunulan bir arada yaşama irade ve arzusunu güçlendirecektir.
Maruzatım bundan ibarettir muhterem Başkanım,
saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder