Lev Trotsky (Troçki): Sadece burjuvazi için parlayacaksa, güneşi de söndürürüz!



1 - Güneşi bile söndürürüz!

Burjuvaziye, kapitalizme, emperyalizme ve sömürüye karşı beslediği sınıfsal kini ve öfkesi çok güçlü bir sosyalist olan Troçki'nin ölümünün üzerinden neredeyse 75 yıl geçti.

Troçki'nin sosyalist sınıf mücadelesine olan bağlılığı, ona, 'sadece burjuvazi için parlayacaksa, güneşi dahi söndürürüz!' dedirtecek denli kuvvetliydi, sahiciydi, hasbiydi, harbiydi.


2 - Troçki kimdir?

Esas adı Leon Davidoviç Bronstein olan Troçki (7 Kasım 1879 - 21 Ağustos 1940) Yahudi asıllı bir Ukraynalıydı. Rusça, Ukraynaca, Almanca, Fransızca, İspanyolca ve İngilizcesi mükemmel olan Troçki, diğer  bir kaç Avrupa lisanına da okuduğunu anlayacak kadar vakıftı. Daha öğrenci iken sosyalist mücadeleye atılan Troçki, düzene muhalif eylemler ve ciddi tehlikelerle dolu olarak geçen yıllarında, kendisini entelektüel olarak en üst düzeyde yetiştirmekten de geri kalmamıştı.

Onun devrimci pratiğinden bazı ana başlıklar çıkarmak istendiğinde, altının çizilmesi zorunlu olan belli başlı unsurlar şu şekilde sıralanabilir:

Troçki 1905 ve 1917 devrimlerinin örgütleyicilerindendi. Öğrenciyken Narodniklerin safında başlayan siyasal aktivitesi, akabinde Menşevik Partisine üye olmasıyla yeni bir döneme girmişti. Bu sırada, yoğun olarak ve eleştirel bir gözle okuduğu Lenin'in tezlerini kabul edip Bolşevik Partisi'ne katılmıştı. Bu saf değişimi, Lenin tarafından 'aramıza en son katılan ve en yeteneklimiz olan bolşevik Troçki'dir' şeklinde taltif edilmiştir.

3 - Stalin'den farkı neydi?
Stalin ile Troçki arasındaki farkları önemsiz bulanlar vardır.
Onlardan olmadığımı söylemek isterim.


Troçki'nin sosyalist devrimci teori ve pratiğe katkısı hakikaten çok yönlü, çok kapsamlı ve çok zengindir. Bu katkının en önemli unsuru, onun Stanilist 'tek ülkede devrim' tezinin karşına 'Sürekli Devrim' teorisi ile çıkmış olmasıdır. Onun, Sosyalist Bürokrasinin, aynen burjuvazi gibi, asalak karakterli ve sömürücü bir sınıf olmaya doğru evrilen bir hakim sınıf olduğu tezi, hem her renkten liberterin ve hem de Kapitalizmin organik aydınlarının çok rağbet ettikleri bir görüştür.

En genel manada 'Marksist bir teorisyen ve Leninist bir eylemci' şeklinde nitelendirilebilecek olan Troçki'nin çok sayıdaki ünvanı arasında Petrograd Sovyeti Başkanı, Kızıl Ordu'nun kurucusu, Bolşevik Devriminin en önde gelen örgütleyicilerinden birisi, Komünist Enternasyonal'in kurulup gelişmesinde aktif katkısı olan bir devrimci, Dışişleri Komiseri, Ordu Komiseri, Savaştan Sorumlu Halk Komiseri, Bolşevik Partisi Polit Büro Üyesi, Stalinist Bürokratik oligarşinin maskesini indiren yılmaz bir savaşçı, Kronştad katliamının mimarı, devrimci politik mülteci, 4. Enternasyonalin teorisyeni, kurucusu ve lideri ilk akla gelenlerdendir.

4 - Tasfiye ediliyor

1927'de Stalin tarafından partiden atılarak Kazakistan'a sürgüne gönderildi. Sürgün hayatı 3 yıldan fazla bir süre (1929 – 1933), İstanbul Büyükada'da ikametiyle devam etti.
Akabinde de Fransa, Norveç ve nihayet Meksika 14 yıllık sürgünlüğünün diğer durakları oldu.

Troçki’nin Stalinist bürokrasiye karşı açtığı savaş, 1930 - 1990 dönemimde küresel politik arenanın belirleyici antitelerinden olmuş, çok yankı bulmuştur. Sosyalist cenahtan çok sayıda özgürlükçü akım ve kişi bu tezi kabul etmiş ve süreç içinde de güncelleyerek geliştirmiştir. Yanı sıra, çok sayıda burjuva liberal ve muhafazakâr akım da, Troçki'nin bu tezini umumiyetle abartıp istismar etmek kaydıyla, reel sosyalizmi mahkûm etmek için bir enstrüman olarak, kullanmıştır.

Stalin'in 'tek ülkede sosyalizm tezi'ne karşı 'dünya devrimi'ni savunması, Troçki'nin sosyalist kamp içinde en çok yankı uyandıran ve tepki çeken teorik yaklaşımı olmuştur. Ülkelerinin hudutları dahilinde ‘tek ülkede sosyalizm’i inşaa ettiğini savunan SSCB ve ÇKP yanlıları, kendilerini sosyalist olmamakla suçlayan Troçki'yi, Troçkizmi ve bu akımın müntesiplerini doğal olarak karşı devrimcilikle, emperyalist ajanlığıyla ve burjuvazinin sosyalizm içindeki 5. kolu olmakla suçlamışlar, adetâ tekfir etmişlerdir.

5 - George Orwell'ı etkiledi

En ağır, en polemikçi ve en saldırgan politik yazılarını bile çok ustaca bir üslûpla, adeta bir edebiyat makalesi lezzetinde yazmayı başaran Troçki, 20. yüzyılın birçok politikacısının yanı sıra o çağın düşünür ve sanatçılarını da derinden etkilemeyi bilmiştir.  George Orwell bu sanatçıların başında geliyordu. Bazı eleştirmenlerin Troçkist olduğuna hükmettikleri Orwell, bu yargıyı, 2 çok önemli eserine Troçki ve Troçkizmden esintiler taşıyarak adetâ beslemektir. Sosyalizm karşıtlarının bayılarak okudukları ve çok da istismar ettikleri Hayvan Çiftliği'ndeki (Animal Farm) Snowball karakteri Troçki'den esinlenilerek yaratılmıştır. Gene aynı yazara ait olan ve politik distopyaların da en bilineni olan 1984'deki Emmanuel Goldstein karakterinin de Troçki'den mülhem olduğu bazı edebiyat eleştirmenlerince dilendirilir.

Orwell, birçok Troçkist gibi, 'şayet Troçki SSCB'nin başına geçse her şey güllük gülistanlık olurdu' diyenlerdendi.

6 - Stalin değil de Troçki kazanabilir miydi?

Doğrusu ben, Troçki’nin Stalin’le girdiği iktidar mücadelesini kazanıp SSCB’nin 1 numarası olabilmesi halinde, onun özellikle Kızıl Ordu temelindeki aşırı gaddar pratikleri yüzünden, Stalinist bürokratik ve despotik oligarşinin sebep olduğu karşı devrimi mutlaka engelleyeceğine ve Sovyetler Birliğinin onun önderliğinde demokratik, liberter ve sınıfsız topluma doğru ilerleyeceğine sorgusuz sualsiz iman edenlerden değilim.

Öte yandan, bu devam yolunda işlerin Stalin döneminden daha düzgün yürütülebileceğine dair sezgisel düzeyde bir algıya sahip olduğumu da söylemek durumundayım. Özetle, inancım odur ki, Troçki ile her şey mükemmel olmazdı, ancak bu kadar da berbat bir yola girmeyebilir, Sovyet Devrimi bu derecede trajedik bir şekilde sonuçlanmayabilirdi.

Mexico City'nin Coyoacan semtinde yaşadığı evde, güvenini kazanarak maiyetine giren ve aslında Stalin’in bir ajanı olan Ramon Mercader tarafından bir kar kazması ile beyni dağıtılarak komaya sokulan Troçki, 75 yıl önce 21 Ağustosta dünya devrimine ve buna inanmış devrimcilere sonsuza kadar veda ederek bu dünyadan ayrıldı.

Polit Büro üyesiyken Stalin’inin adım adım geliştirdiği iktidar mücadelesine daha fazla ağırlık verseydi; meselâ toplantılarda gayet ‘cool’ bir tavır takınıp Fransızca klasikleri okuyacağına rakibinin kendisine ve çevresine yaptığı tasfiye hamlelerini boşa çıkarmaya yoğunlaşsaydı parti içindeki güç dengeleri acaba daha mı farklı olurdu diye sormadan edemiyorum doğrusu.

Sosyalist pratikleri eyleyen devrimcilerin  tamamına baktığımda,  bunlardan Rosa Luxemburg ile birlikte kendimi en yakın hissettiğim iki kişiden bir olan Troçki’nin bir eylemini hiç ama içime sindiremediği itiraf etmek durumundayım. Bu eylem, Mart 1921'de Fillandiya Körfezindeki Kotlin Adasında inşa edilmiş olan Kronstadt Askeri Üssündeki liberter isyanın zalimce, barbarca bastırılmasıdır.

7 - Troçki'nin mirası

Sanat ve edebiyat yazıları en üst düzeyde politik muhtevaya sahip olan; en ağır politik metinleriyle en kavgacı polemik yazıları ise en lezzetlisinden edebi esintiler ve çok katlı okumalara müsait artistik değerler taşıyan Troçki; emekçilerin, yoksulların, mâdunların, mülksüzlerin, ezilenlerin ve mazlumların kurtuluşu için hayatını adamış devrimciler arasına yazdı adını kanıyla ve ayrıldı aramızdan.

Troçki’nin teorisine ve pratiğine katılırız veyahut katılmayız, bu bahsi diğerdirÖte yandan; emekçilerin, ezilenlerin ve yoksulların; ‘sadece burjuvazi için parlayacaksa, güneşi bile söndürürüz!’ azmine, ufkuna ve kararlılığına sahip devrimcileri 21.asırda her zamankinden daha büyük bir özlemle beklediğini teslim etmek de sanırım entelektüel dürüstlüğün abc’si olsa gerektir (i).

dipnotlar:
(i): Konuyla ilgili diğer bloglar:
***Ekim Devrimi'nin bilançosu için bknz.
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2011/11/insanlk-tarihinin-ne-onemli-ve-en.html
***Sosyalizme kozmik pencereden yaklaşmak için bknz.
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2011/11/3-olumcul-hatamz-cennetten-kovulmak.html
***Ernesto Che Guevara ile ilgili bir görsel galeri için bknz.
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2015/06/ernesto-che-guevara-85-yasnda.html
***Ahmet Taner Kışlalı suikastında derin devletin ve gizli servislerin parmağı hakkındaki bir blog için bknz.
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2013/10/10-temmuz-1939-zile-21-ekim-1999-ankara.html
***Abdi İpekçi suikastının alt metinlerini 'Soğuk Savaş' üzerinden okuyan bir blog için bknz.
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2012/02/abdi-ipekci-olduruleli-33-yl-oldu.html
***Camila Vallejo için bknz.
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2011/08/ernesto-che-guevarann-ve-simon-bolivarn.html

Bir Sovyet propaganda afişi.

1 yorum:

  1. Evet ülkemizde bir işbirlikçi burjuvazi var. Ama işbirliğini BATI'nın en ilerici unsurları ile yapmış olduğu artık ortaya açık-seçik çıkmıştır (rantiyeler ve ırkçılar seslerini yükselttiklerinde Türkiye'de fabrikalar kapanıyor). Nasıl ki Japon işçileri “haydi arkadaşlar, bir saat de İmparator için çalışalım” diyorlarsa; DiSK'e bağlı işçiler de “haydi arkadaşlar, bir saat de Albert Schweitzer için çalışalım”, “(...) bir saat de Martin Luther King için çalışalım”, “(...) bir saat de JFK için çalışalım” diyebilmelidirler. Vardiya çıkışında da hepbir ağızdan Joan Baez'in “We shall overcome” nâmesini söylemelidirler.

    YanıtlaSil