Joe Cocker da gitti işte gidilecek o son yere. Evet, belki bir süper star değildi, ama çok iyiydi, çok sahiciydi; adeta damardan söyleyen bir sanatçıydı! 'Beyaz gövdede bir 'Siyah Ruh!' deyişini ispatlarcasına kullandığı o çok özel gırtlağı; ateşe doğru koşan pervanelerin adanmışlığını ve diğerkâmlığını andıran o tarzıyla Cocker, müthiş güzel blues ve rock söyledi tam 58 yıl boyunca. Bir de emekçi, ezik, proleter, gariban bir yanı vardı. Ki, işte o yanıyla yakalamıştı ilkin beni.
İnsanın ruhunu kuşatan, benliğini avucuna alan şarkılarıyla Joe Cocker; kâh yaşama sevinci, kâh hüzün ve depresyon nedeniniz olabilir. Öylesine zengindir onun diskografisinin size vaat ettiği duygu durumları. Zerre İngilizce bilmeden dinlediğim çağlarımda bile sımsıkı yakalaması beni, bundan olsa gerektir. Müzik bu demek değil midir zaten: bütün lisanları aşan bir lisan, diller ötesi bir dil, göksel bir tını, evrensel bir nefes ve sana insan olduğunu hissettiren 'O' ses.
Hayatı boyunca Ray Charles hayranı olarak kaldı. Ustası sağlamdı, ona olan saygısı ve bağlılığı ise harbi ve hasbi. Kapitalist sistem, show alemi, özellikle de yamyam yapımcılar istismar ettiler, üzdüler, iteleyip durdular onu. Güldüğü anları, işte bu yüzden, az olsa gerek. En mutlu anı, kim bilir, belki de işte buydu:
En sevilen ve adeta ismiyle özdeşlenen parçası 1987'de yorumladığı 'unchain my heart'tı. 'Mürşid'i bildiği Ray Charles'a aitti eser. Şarkının, yaratıcısı tarafından yapılan otantik yorumu kulak verelim önce:
http://www.youtube.com/watch?v=9E0FlhJnhl0
Bu da Joe Cocker'ın 'unchain my heart' yorumu:
http://www.youtube.com/watch?v=vxPn-9xPDfg&list=RDvxPn-9xPDfg#t=0
Geyik çevirmek gibi algılansa da durum özetle şudur:
blues ve rock bir kez daha öksüz; hadise işte tam da budur!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder