Sabah Gazetesi Salih Memecan'ı işten çıkardı (mı?)


Sabah Gazetesi'nin, 1 Ocak 2016 tarihi itibarıyla, 26 yıldır kadrosunda bulunan ünlü karikatürist Salih Memecan'ın işine son verdiği iddiaları bugün basında, özellikle de internet medyasında, geniş bir şekilde yer aldı.

Memecan'ın Sabah'ın ilk sayfasında yayınlanan Bizimcity karikatürlerinin sonuncusu 22 Nisan 2015 tarihini taşımakta (yukarıdaki karikatür 

Sanatçının, çok uzun bir süredir söz konusu gazetenin son sayfasında yayınlanan, Zeytin ve Limon tiplemelerinin baş rollerinde olduğu, bizimkiler isimli bant karikatürlerinin sonuncusu ise 28 Aralık 2015 tarihinde yayınlanmıştı (http://www.sabah.com.tr/cizerler/sizinkiler/2015/12/28):


Basında konuya dair çıkan haber ve yorumlar; Salih Memecan'ın 1 Ocak 2015 günü Sabah Gazetesinde yayınlanan geleneksel yılbaşı karikatürünün (http://www.sabah.com.tr/cizerler/bizimcity/2015/01/01), gazetenin yönetiminde huzursuzluğa neden olduğu, akabinde gelişen süreçte ise, karikatürist ile Sabah Gazetesi patronajı arasındaki soğuk iklimin bir türlü giderilemediği ortak paydasında buluşmaktaydı (Cumhuriyet Gazetesi'nin internet sitesinde yer alan ve bu merkezdeki iddialara yer veren bir haber - yorum  yazı için bknz. 

Ünlü karikatürist, hakkındaki spekülasyonların yoğunlaşması üzerine, sabah.com.tr'ye bir açıklama yaptı. Memecan, bahse konu açıklamasında '1 Ocak 2016'dan itibaren, kendi isteği ile, Sabah Gazetesi'nden emekliye ayrıldığını, bundan böyle aktüel politik karikatür çizmeyeceğini, Limon ve Zeytin tiplemelerinin yer aldığı karikatürlerinin ise gazetede yayınlanmaya devam edeceğini' belirterek, merkezinde olduğu bu tartışmalara kendisi açısından noktayı koymuş oldu (http://www.birgun.net/haber-detay/salih-memecan-sabah-tan-kovuldugu-haberleriyle-ilgili-konustu-99474.html).

Bir yıl önce burada paylaştığım bir blogda, Salih Memecan'ın, bütün bu gelişmelerin fitilini ateşleyen 1 Ocak 2015 tarihli geleneksel yılbaşı karikatürünü, içerdiği (aleni ve örtük) mesajların ve alt metinlerin tamamını kucaklamaya gayret ederek, mercek altına almış ve ayrıntılı bir analizin (otopsi / teşrih) konusu kılmaya çalışmıştım.

Konunun kazandığı güncellik üzerine, söz konusu Salih Memecan yazımı, bir kere daha dikkatlerinize sunmayı faydalı buldum:


1 - 'Sınırsız angaje olmuş politize sanatçı problemi'

Salih Memecan'ın muhalif kesimler tarafından eleştirilmesi, bu metnin üstüne yerleştirilen 1 Ocak 2015 tarihli karikatürü yayınlanana kadar, alışıldık bir durumdu (1). İktidara şu veya bu şekilde muhalefet eden bütün kesimleri, sanatın muhatabına vaat ettiği pozitif değerler ve imkânlardan çok; nezaket sınırlarını aşan bir nobranlık ve zaman zaman da ötekileştirme ve nefret suçu sınırlarına yaklaşan bir nadanlık ve hoyratlıkla 'hicveden' birisine; sosyo-politik faylarla derin bir şekilde bölünmüş olan Türkiye Toplumsal Formasyonu gibi anomik bir yapıda, başka türlü tepki verilmesini beklemenin gerçekçi bir tutum olmadığını teslim etmek gerekir. 

Gezi olayları ve Ermenek maden faciasından sonra yayınladığı karikatürleri (2), (3) yüzünden, hoşgörüsüzlüğün tecessüm etmiş hali olmakla ve vicdansızlıkla itham edilen Salih Memecan; muhalif çevrelerle arasındaki gönül bağı ve empati köprüsünün berhava olmasından rahatsızlık duymuyormuş ve sanki 'iktidarı destekleyenlerin beğenisi bana yeter' diyen bir duruşun sahibiymiş gibi davrandı epeyce bir süre. Bu durumun, sadece Salih Memecan'ı değil, onunla aynı görüşü paylaşan muvafık sanatçılarla; bunların karşında mevzilenmiş olan muhalif sanatçıların bir kısmını da kapsayan umumi bir 'sınırsızca angaje ve politize olmuş sanatçı sendromu'na işaret ettiğini belirtmeden geçmenin, bu metnin, tavsif ve tasvir edilirken kullanılmasını dilediği nesnellik vasfını zedeleyeceğini düşünüyorum (4)

2 - 1 Ocak 2015 tarihli karikatür bir kırılmaya (mı?) tekabül etmekte

Yukarıda paylaşılan 1 Ocak 2015 tarihli karikatür ile sanki bir kırılma anı yaşandı. Bu sayede Türkiye'nin gündemine bir kez daha oturan Memecan, merkezi figürü olduğu verili resmi değiştirme potansiyeli taşıyan bir hamle yaptığı algının oluşmasına yol açarak, izleyenlerini (en azından bazılarını) epeyce şaşırttı doğrusu. 

Sabah Gazetesi'nde yayınlanan ve çok sayıda muhalif tema içeren Memecan'ın bahse konu karikatürü hakkında iktidarı destekleyen çevreler görüş belirtmemeyi tercih ederken, muhalif kesimlerin ona dair ciddi bir tartışma içine girdikleri gözlemlendi (5). Bir kısım AKP karşıtı, bunu Salih Memecan'ın saf değiştirmeye karar verdiğine (ya da, karar verme öncesinde olduğuna) yorarken; diğer bir kısmı ise, sanatçının iktidarı desteklemekten vazgeçeceğine ihtimal vermediklerini, bu yüzden de bu işin içinde bir bit yeniği olabileceğini dillendirdi.

Hadiseyi olabildiğince eksiksiz ve objektif olarak kuşatabilmek ve meseleyi hakikatiyle mutabık olarak anlamlandırabilmek için, bahse konu karikatürün Salih Memecan retrospektifinin hangi koordinatlarına tekabül ettiğine, kuşbakışı da olsa, bir göz atmakta fayda görüyorum.

3 - Sağ mı vurdu, sol mu?

Salih Memecan, her yeni yılın ilk gününde yayınlanan ve 'Geleneksel Bizimcity Yılbaşı Partisi' başlığını taşıyan 'çok temalı, çok kişili, çok odaklı, çok merkezli, çok olaylı kalabalık karikatür'lerinde; geçen yılın bir muhasebesini gerçekleştirir, onun (kendince) önemli olaylarına atıf yapar; bu arada, yeni yıla dair beklenti ve ümitlerini paylaşmayı da ihmal etmez (6). Bu adeta bir Memecan klasiğidir. Sanatçı, mezkûr alışıldık faaliyetini bu sene de gerçekleştirdi; yıllardır yaptığı üzere, 2015'in 1 Ocak tarihli Sabah Gazetesi'nde, 
bahse konu o 'klasik / geleneksel' çalışmasını yayınladı. Aslında, bu son yılbaşı karikatürü için 'Salih Memecan klasiği', ya da 'geleneksel Salih Memecan yılbaşı çalışması' nitelemelerini kullanmayı; onu mercek altına alıp etüt ettikten sonraya bırakmakta fayda var. Zirâ, çok sevdiğim bir deyişimizin de ifade ettiği üzere 'kazın ayağı öyle değil!', hem de hiç (7)!


Bu karikatür, yukarıda da işaret edildiği üzere, muhalif birçok temaya sahip olup, Memecan'ın yıllardır sergilediği çizgisinden ciddi bir kopuşu yansıtıyor gibidir. Karikatürü, sanatçının artık iktidar karşıtı bir duruş sergileyecek oluşuna yorarak 'sağ gösterip sol vurmuş' diye okuyanlarla; 'bu işte bir iş var, Memecan muhalif duruş sergilemez, sergileyemez' diye yorumlayıp 'sol gösterip sağ vurduğunu' iddia edenler arasındaki tartışma, ilk günkü hızını kaybetse de, halâ devam etmekte. Bu tartışmanın, şu ana kadar ilerlediği kısır mecrasından kurtarılarak, verimli ve çoklu okumalara müsait bir vasatta sürdürülebilmesi halinde, bunun, Türkiye Toplumsal Formasyonu'nun ihtiyacı olan bir entelektüel zenginlik yaratılmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum (8). 

4 - Emojilerle çizilmiş

Karikatürün içeriğine dair yapacağımız okumalara geçmeden önce, onun grafik boyutunun (deseninin) stiline - tekniğine dair önemli bir ayrıntıya değinmemiz gerekir. Bu teknik detay, ilerleyen satırlarda ayrıntılı olarak ele alınacağı üzere, aslında söz konusu çalışmanın içeriği tarafından (diğer bir ifadeyle, onu çizen aklın tasarrufuyla) tercih ve tayin edilen bir formel özelliktir. 

Bahse konu bu formel özellik, karikatürün, sanatçının (hemen hemen) diğer bütün eserlerinde kullandığından çok farklı bir üslûpla çizilmiş olmasıdır. Salih Memecan, 1 Ocak 2015 tarihli karikatüründeki tipleri canlandırırken (internet haberleşmeleriyle mobil telefon mesajlaşmalarında daha çok ergenlerle gençlerin tercih ettikleri ve her biri farklı bir duygu durumunun ve ruh halininin egzajere ve stilize edilmesiyle ortaya çıkan abartılı semboller ve resimler olan) emojileri kullanmıştır (9), (10).

Bu radikal üslûp değişikliği tercihinin, aslında, sanatçı bakımından nasıl da stratejik bir karar olduğunu ve karikatürün içerdiği alt metinler etrafında yapılması olası tartışmalarda elini nasıl da güçlendirdiğini, yukarıda da vurgu yapıldığı üzere, bu metnin takip eden kısımlarında tartışmak üzere şimdilik bir kenara bırakalım ve bu eserin, yapılacak 'çoklu okumalar' üzerinden teşhis edilebilecek olan muhalif alt metinlerine kısaca göz atalım .

5 - 1 Ocak 2015 karikatürünün muhalif alt metinleri

(i) - ANAP'ın simgesi olan arı'nın, AKP'nin simgesi olan ampul'e 'hiç ne oldum demeyeceksin, tecrübe konuşuyor' demesi üzerinden; bir partinin ilânihaye iktidarda kalamayacağına, er ya da geç zayıflamaya başlayarak muhalefete düşeceğine gönderme yapılması;

(ii) - Kendisine 'dört çocuk dört' önerisinde bulunan kadına, nikâh masasındaki gelinin yaptığı 'hani üçtü?' itirazı üzerinden 'özelime sürekli müdahale ediyor, bunda da çıtayı durmadan yükseltiyorsun' imasında bulunulması; dört çocuk önerisinde bulunan kadının sağ eliyle 'Rabia İşareti' yapıyor gibi durması üzerinden 'diğer ülkelerin iç işlerine bu denli müdahil olmamalı, milli davalar olması icap eden dış politika hamleleri iç politika malzemesi yapmamalı' itirazını dillendiren muhalefete destek çıkılması;

(iii) - İki kişi arasında gerçekleşen (ayaktaki kişi): 'n'apıyorsun?', (masada oturup bir şeyler yazan kişi): 'yeni anayasa yazıyorum', (ayaktaki kişi): 'ama bu... osmanlıca' şeklindeki diyalog üzerinden; 'Yeni Türkiye'nin kurucu metni olacak olan 'Yeni Anayasa''Yeni Osmanlıcılık' anlayışıyla kotarmanın, anakronik bir tercih olacağına gönderme yapılması;

(iv) - Bir bulutla, göğe yükselen bir tomar dolar arasındaki konuşmada, bir taraftan sürekli iç düşman ve çatışma üreten politik iklimimizin tetiklediği dövizdeki sıçrayışa işaret edilirken, diğer yandan da Erdoğan'ın önemli danışmanlarından Yiğit Bulut'un ayaklarının yerden kesildiğinin ima edilmesi;

(v) - İktidar partisinin sembolü olan ampullerle şıkır şıkır aydınlatılmış 'Beştepe Sarayı'na bakan ve 'Türk - İslâm Medeniyet Dairesi'nin harsını, geleneksel değerlerini, örfünü ve ananelerini sembolize eden 'hil'in, bu debdebe ve ihtişamı tasvip etmediğini ima eden bir şekilde (kadim politik algılar, tepkiler ve kabuller kozmosunda muvafakati resmeden 'sağdan bakış'ın tersine, (okura göre) 'soldan bakarken resmedilip 'muhalif duruş'un alametifarikası olarak gösterilerek) kompoze edilmiş olması;

(vi) - Baş ucunda kocaman bir mantar ve ayaklarında da lüks ayakkabılar olan birisinin Beştepe Sarayı'nın tam önünde baygın yatarken, yanı başındaki kadının endişeyle 'zehirlenmiş; mantardan mı, ayakkabıdan mı?' diye sorgulayarak resmedilmesi; böylece, bazen bir ayakkabının, öldürücü bir mantar kadar zehirleyici olabileceğine gönderme yapılması, bu suretle de, muhalefetin 'ayakkabı kutuları retoriği'nin anımsatılması;

(vii) - 'Beştepe Sarayı'nın üzerine bir kırmızı balon ve ana nizamiyesinin tam önüne de bir 'yılbaşı partisi külahı' ve konfetiler resmedilmek suretiyle, 'iktidar/devlet ve bunlarla organik artikülasyon içinde kimi 'sivil' yapılar, yurttaşların bazılarının tercihi olan yılbaşı kutlamasına karşı görüş bildirse de, demokrasilerde bunun önüne geçmek imkânsızdır!' alt metninin paylaşılması;

(viii) - Kendisine şarap servis edilen, önünde dansöz oynatan ve masasında büyük bir kese dolusu dolar duran, toplumsal algıda 'güvenilirlik katsayısı düşük olan karanlık simalar'ı sembolize eden (kriminal ikonografideki tekinsiz tiplerin kullandığı siyah maskeleri andıran) kara gözlük takmış (karikatürün kompozisyonu göz önünde bulundurulduğunda, Beştepe'ye nispeten yakın bir lokasyonda çizilen) kişinin; hem 'vur patlasın, çal oynasın (dolçe vita)' kıvamındaki özel hayatıyla ve hem de, her iktidar döneminde olduğu gibi, bu süreçte de 'kraldan çok kralcı' profili veren 
menfaatperestliği sayesinde, kamu ihalelerinden aslan payı almasıyla, AKP'ye artık zarar vermeye başladığının ima edilmesi;

(ix) - MHP'yi temsil eden 'sarkık bıyıklı' kişinin 'arkadaş bizden; birazdan titreyip kendine gelecek' diyerek, kafasının yerine yüreği çizilmiş (mantık temelli hesapçılığına değil, yürek temelli harbiliğine ve hasbiliğine vurgu yapılmış olan) bir diğer MHP'linin elinden tutması; bu sırada, '3. Dönem AK Parti Milletvekili' olduğu belirtilen akademisyen şapkalı bir diğer kişinin, MHP'liye doğru tedirgin / ürkek adımlarla ilerlemesi üzerinden; 'AKP'de, gönlünü MHP'ye kaptıranların olduğu, bunlardan (milletvekilliğinin yanı sıra, 'akademisyen şapkası' da taşıyan) bazılarının, tedirgin hamlelerle de olsa, parti değiştirmek üzere olduklarına gönderme yapılması;

(x) - 'İşiniz?' diye soran kişinin, 'ağzı çizilmemiş' muhatabının (haliyle) cevap verememesi karşısında 'Haaa! Gazetecisiniz' demesi üzerinden, muhalefetin dillendirdiği ve küresel ölçekte AKP'yi en çok sıkıştıran hususların başında gelen 'Türkiye'de artık basın özgürlüğünün olmadığı' argümanına referans verilmesi;

(xi) - Edvard Munch'ın, sanat tarihinin en ünlü, en kıymetli ve en ikonografik tablolarından olan 'Çığlık' isimli kompozisyonundaki temel figürü andıran bir emoji sembolünün, sıradan bir uğur böceği gördüğünde 'Böceek! Kesin dinleniyorum' şeklinde çığlık atıp, çok aşırı bir paranoyakça tepki vermesi üzerinden; iktidarın kendi dinleme örgütünü kurarak, ülkeyi muhaberat devleti esaslarına göre yönetmeye başladığını iddia eden muhalefetin görüşüne meşruiyet kazandırılması;

(xii) - 'Sence bizi dinliyorlar mıdır?' diye sorana, gövdesi 'kocaman bir kulak'tan ibaret olan muhatabının 'Yoooo' diye cevap vermesi üzerinden; toplumun, insanların dost bildikleri ve en güvendikleri tarafından bile ihbar edildikleri bir korku imparatorluğuna ve bir ispinyoncular beldesine dönüştüğüne referans verilmesi;

(xiii) - Üç kişi 'yaşasın bedelli çıktı' diye sevinip göbek atarken, dördüncüsünün büyük bir kızgınlık içinde 'geçen dönem yaptım, daha çok para verip' demesi üzerinden, hükümetin bedelli askerlik politikalarının hakkaniyet ve adalet esaslarına göre oluşturulmadığının ima edilmesi;

(xiv) - Kaplumbağanın sırtında seyahat eden salyangozun 'hiçbir şey fark etmedi' demesi üzerinden, memleketin temel problemlerinin halledilme ve çözülme hızının eskisinden zerrece farklı olmadığının ima edilmesi;

(xv) - Elinde tuttuğu 'girmek yasaktır' trafik işareti ve öfkeden kıpkırmızı olmuş haliyle AB'yi sembolize eden figürün engellediği Türkiye'yi temsil eden emojinin, göz yaşı döküp 'ama niye ki' diyerek çaresizliğini sergilemesi üzerinden, iktidarın AB politikalarının eleştirilmesi;

(xvi) - Yerdeki dışkıyı göstererek 'bu yaptığın hakaret, yürü hapse' diyerek altı bezle bağlı bir bebeğe yönelen polise, bebenin 'ama ben daha çocuğum' diye itiraz etmesi üzerinden; iktidarın çocukların / gençlerin yapmalarının doğal karşılanması ve mazur görülmesi gereken kabahatlerine bile tahammül gösteremediğinin ima edilmesi;

(xvii) - Kesilmiş bir Noel Ağacı'nın başında 'vicdansızlar... bunu da kesmişler' diye ağlayan emoji üzerinden; bir taraftan, iktidarın hoşuna gitmeyen (Batıcı-modernist-lâik) yaşam tarzlarına dair politikalarının toplumsal sonuçlarına; diğer taraftan da, yapılan ağaç katliamlarıyla çevre talanına işaret edilmesi;

(xviii) - Oturduğu masada duran ananas'a bakıp 'ananas.. hayır, hayır istemiyorum' diyen kişiyi sembolize eden emoji üzerinden; her taşın altında olduğu iddia edilen 'paralel çete söylemi' yüzünden basit, sıradan ve masum bir meyvenin bile ötekileştirilip şeytanlaştırıldığı bir toplumsal paranoyaya teslim olduğumuza gönderme yapılması;

(xix) - 'Ayakkabı kutusuuu' diye haykıran kedi formundaki emojiye bir kutu uzatan Noel Baba kılığındaki emojinin 'sevinme çok, içinde ayakkabı var' demesi üzerinden; hem 'trafoya giren yaramaz kediler'in, hem de, muhalefetin, ayakkabı kutularına gönderme yaparak sürekli gündemde tuttuğu yolsuzluk iddialarının hatırlatılması;

(xx) - 'Üç maymun'un gözlerini kapatanının önünden, kucakladığı ATM'yi kaçıran kedi üzerinden; hem 'trafoya giren yaramaz kediler'e bir gönderme daha yapılması, hem de, 'kamu bankalarının içinin boşaltıldığı' spekülasyonuna işaret edilmesi;

(xxi) - AKP'den MHP'ye geçiş olacağının ima edildiği '5/(ix). muhalif alt metin okuması'ndan sonra; bir CHP'liyi yiyen ikinci bir CHP'liyi yiyen üçüncü bir CHP'li kompozisyonu üzerinden bu partinin iç çekişmelerinin vardığı ciddi boyuta işaret edilip, hemen onun yanında resmedilmiş olan el ele tutuşmuş iki güleç gencin temsil ettiği BDP'li eşbaşkanlar üzerinden, solun adresinin bu parti olduğu subliminal mesajının verilmesi; bu suretle de, okuyucuya 'sağcıysan MHP, solcuysan HDP doğru adrestir' fikrinin (oldukça dolayımlı bir şekilde de olsa) iletilmesi;  

(xxii) - Alt metinlerini okuyarak deşifre ve dekode etmeye çalıştığımız karikatürün geneline yayılmış olan 30 temanın bir tanesinde bile, AKP'ye ve AKP'lilere dair pozitif mesaj verilmeyerek; yukarıda mercek altına alınan en az 20 temada yapılan açık muhalefetin yanı sıra, resmin bütününün satır arasından bize seslenen örtülü - gizli bir başka iktidar karşıtlığının daha hedeflenmiş olması yüzünden, 1 Ocak 2015 tarihli karikatürü, 'Salih Memecan çok kapsamlı ve sert muhalefet yapmış' diye değerlendirmek mümkündür (11). Öte yandan, bu analizin bütünüyle yanlış olma olasılığını da göz ardı etmemek gerekir. Dilemma gibi duran bu hususu bir sonraki başlıkta temellendirmeye çalışacağım.

6 - Kazın ayağı öyle değil!

'Kazın ayağı öyle değil' deyiminin de muhtasaren ve  muvaffakıyetle ifade ettiği üzere; içerdiği onlarca muhalif temaya karşın, yukarıda da işaret edildiği üzere, bahse konu karikatürün aslında göründüğü gibi değil de, aksine iktidar yanlısı olabileceği ihtimaline de kredi açmak gerekir. Zira, aynı karikatür, bu muhalif temaların ve eleştirilerin aslında ciddiye alınacak türden itirazlar ve çıkışlar olmadığını ima eden emareleri de bolca barındırmaktadır. Şimdi gelin birlikte, muhalif alt metinlere önceki bahislerde 
uyguladığımıza benzer bir prosesi, bu sefer de bahse konu bu emarelerin ima, iddia ve nispet ettiği (yukarıda mercek altına alınan muhalif temaları etkisiz kılan, değersizleştiren, itibarsızlaştıran) mesajları deşifre ve dekode etmek adına kullanalım:

(i) - Salih Memecan'ın yıllardan beri 1 Ocak günü yayınlanan o alışıldık/bildik karikatürlerinin başlığı 'Geleneksel Bizimcity Yılbaşı Partisi' iken; 1 Ocak 2015'te okurun karşısına çıkan çalışmasının başlığı '2015 mutlu yıllar oldu. Bahse konu çalışmanın daha başlığında boy veren bu değişiklik sanki bize 'içerik bağlamındaki değişikliklere ve sürprizlere de hazırlıklı ol ey okur: zirâ, bu seneki yeni yıl karikatürü her zamankinden farklı olacak!' uyarısını yapar gibidir.
Ghost
Hallowen emoji ghost, yani
Cadılar Bayramı Hayalet
Emojisi. Bunun, ele alınan
karikatürdeki emoji  yılbaşı
külahı takmıştır.

(ii) - 'Memecan, vurgu yapıldığı üzere, mercek altına aldığımız eserine benzeyen 'çoklu politik, sosyolojik, kültürel, ekonomik mesajlar içeren' önceki benzer karikatürlerinde, klasik desen üslubunu ve alışılagelen çizim sitilinin kullanmışken;
retrospektifinin (asar) sadece 1 Ocak 2015 tarihli eserinde insan figürleri yerine bütünüyle emojileri kullanmıştır. Emoji'nin ne olduğuna bu metnin 4. ara başlığı altında değinilmişti. Mezkûr kavram (emoji), bu metnin sonunda paylaşılacak olan final argümanları açısından anahtar niteliğinde ve merkezi önemde olduğundan, ana hatlarıyla olmak kaydıyla, yeniden ramp ışıkları altına alınmayı hak eden bir antitedir.

Ergenlerle gençlerin iletişimdeki tercihi olan emojiler, muhatabına samimiyet, naiflik, çocuksuluk, hercailik, coşku gibi duygu durumlarının aktarmakta oldukça başarılıdır. Bir diğer deyişle emoji sembolleri, insanın kamusal alanda öne çıkan kontrollü kişiliğinin (üst benlik, super ego) değil; özel hayatında ve dostlarıyla birlikteyken kendisini gösteren egosuyla alt bilincinin (alt benlik, id) baskın olduğu ruh hallerinin 
iletişime geçme ve mesaj verme süreçlerinde kullandığı ideal enstrümanlardır. Salih Memecan, karikatüründeki bürün karakterleri; insanın bencil, analitik ve bütüncül düşünemeyen, agresif, akıl baliğ olmayan, başka iradelere tâbî ve yönlendirilmeye açık, duygusal, tutarsız yanlarına referans veren emojiler şeklinde çizerek, (dolaylı yoldan da olsa) bunları güvenilmez ve arkasından gidilmez kişiler, onların tercih ve davranışlarını da makbul olmayan hal ve hareketler olarak yaftalamayı ve değersizleştirmeyi düşünmüş olmalıdır.

(iii): '2015 mutlu yıllar' başlığının hemen solunda yer alan 'Cadılar Bayramı Hayalet Emojisi (Halloween emoji ghost) 'Emojiler yeni yıla girer' diyerek yılbaşını kutlamaktadır. Türkiye Toplumsal Formasyonu gibi bir antitedeki Yılbaşı kutlamasını,
insanın bilinç altının su yüzüne çıkmasına toplumun kısmen müsamaha gösterdiği çok özel bir gün olan ABD'deki Cadılar Bayramı ile özdeşleştirdiğinizde, aslında bu, 'yeni yıl sevinci yaşama' tercihini değersizleştiren, itibarsızlaştıran, giderek de bu tercihi yapanları demonize etmenin (şeytanlaştırma, tekfir etme) önünü açan çok kritik bir hamlenin fitilini ateşlemek anlamına gelir. Bu arada, 30 civarındaki temadan (her biri ayrı bir karikatür mahiyetindeki 30 panelden) oluşan bu çok kalabalık yılbaşı kutlama karikatüründe, partisine ihanet etme hazırlığı içinde olan bir milletvekili haricinde, başka bir AKP'linin olmaması dikkate değer bir husustur. Bu durumun üzerinden 'geleneksel değerleri, dini, adetleriyle barışık olan AKP Camiası; ABD ve AB gibi coğrafyalarda kutlanan Cadılar Bayramı türünden Pagan inancı temelli sapkın Yılbaşı kutlamalarında yer almayarak, inancının vecibelerini yerine getirmiştir' alt okumasının yapılması mümkündür.

(iv): Salih Memecan, mezkûr karikatürünü imzalarken de alışılmışın dışına çıkmış ve 'Yazan ve Çizen: Salih Memoji' mahlâsını kullanmayı tercih etmiştir. Bunun hangi alt metni içerdiğine değinmeden önce, onu destekleyen mahiyetteki bir başka hususa işaret etmek faydalı olacaktır. 'Yazan ve çizen' ifadesinin hemen bitiminde, onlarla aynı hizada ve onun hemen altındaki Salih Memoji isminin ise sağ üst çaprazında, '5/(xvi). muhalif alt metin okuması'nda değinilen temanın parçası olan stilize dışkı resmi yer almaktadır. Karikatürün içerdiği bu alt metin, onlarca muhalif temanın yer aldığı bu çalışmanın, nasıl olup da halâ 'muhalif mi, değil mi?' kuşkusuyla karşılanabildiğini ve bu temeldeki bir sorgulamanın nesnesi kılınabildiğini açıklamak noktasında bize ciddi bir imkân sunmaktadır. 

İmzasında Memecan yerine Memoji soy adını kullanan sanatçı sakın 'ben bu karikatürde bir sürü muhalif şey söyledim ama; bunları yapan aslında Salih Memecan değil, Salih Memoji mahlâsını kullanan onun alt benliğiydi. Bir memojinin yapıp ettiklerine ise, ancak insanın id'inin (insanın içindeki ilkel insanın, alt bilincinin, alt benliğinin) marifetlerine verdiğiniz değer kadar değer vermeniz doğru olur. Bu da, olsa olsa, incelemeye konu ettiğiniz karikatürümün imza kısmında yer alan dışkı sembolünün referans verdiği anlam kadardır ancak' demek istemiş olmasın?

7 - Muhalif mi, değil mi; yoksa her ikisi birden mi?

Bu metnin 5. kısmının içerdiği 22 muhalif tema üzerinden gidildiğinde, alenen ve kuvvetlice muhalefet ettiğine karar verebileceğimiz; 6. kısımda tartışılan alt metinler üzerinden okunduğundaysa, örtülü de olsa, iktidar yanlısı olduğuna kanaat getirebileceğimiz söz konusu karikatürün bu ikili, çelişik, açmazlı ve enigmatik karakterine dair bazı varsayımlarda bulunulabilir.

(a) - Karikatür gerçekten de iktidarı eleştiri amaçlı olabilir. Bunda, sanatçının ya da gazete patronajının bazı taleplerinin karşılanmaması üzerine, bu karikatürle iktidara bir mesaj vermek fikrinin tayin edici olması söz konusu olabilir. Ancak, Erdoğan'ın çok güçlü oluşu yüzünden, bu mesaj, yukarıda ayrıntılı olarak analiz edildiği üzere, karmaşık ve her tarafa çekilebilecek bir formatta verilmek zorunda kalınmıştır.

(b) - Karikatür, muhalefet ediyor gibi görünmesine karşın, iktidarı desteklemektedir. 
Bu karikatür, iktidarı koşulsuz öven, muhalefeti ise acımasızca yeren bir bağlamda yapılmış olsaydı şayet, Türkiye Toplumsal Formasyonu'nda gazete okuyan, internete girenlerin ezici kısmını oluşturan muhaliflerle buluşması mümkün olmayacaktı. Karikatürün bu içerikle yayınlanması, Salih Memecan'ın yıllardır koptuğu bir kitleyle yeniden ilişki kurmasına ve onlar tarafından tekrar yoğun şekilde izlemeye alınmasına neden olmuştur.

(c) - Hem iktidara, hem de muhalefete 'mavi boncuk vermek' söz konusu olabilir mi?

İktidar partisinin 2015 seçimlerinin de favorisi gözükmesine karşın, ulusal, bölgesel ve küresel gelişmelerin nelere gebe olduğunun tam manasıyla kestirilemeyecek oluşu yüzünden, Salih Memecan, orta vadede gerçekleşebilecek bir iktidar değişimini de hesaplarına dahil etmeye başlamıştır. Hem muhalefete ve hem de iktidara mavi boncuk dağıtan bahse konu karikatür, sanatçının işte bu olasılıkçı ve aşırı sağlamcı tutumu sayesinde varlık sahasına çıkarmıştır.

Bu varsayımlardan hangisinin doğru olduğuna (üçü de yanlış olmasın sakın?) karar verecek olan okurun ta kendisidir. Ele aldığı bir karikatürü teşrih ederek atomlarına kadar parçalayan, bunun sonucunda ortaya çıkan alt metinleri deşifre eden, bu yapı sökümünün ardından, yapbozun parçalarıyla mümkün kombinezonların tamamını yeniden kuran bu satırların yazarı; 'hem yazar, hem de yazdığı metin öldü. Kaç tane okur varsa, o kadar farklı okuma biçimi ve  farklı metin var' diyen postmodern teoriye bir temenna çakıp noktayı koyuyor işte.

dipnotlar:
(1): Söz konusu karikatürün linki için bknz. http://i.imgur.com/nhwEgHo.jpg
(2): Salih Memecan'ın retrospektifinin en çok tartışılan işlerinden birisi, Geziyi hicveden bu karikatürüydü.

(3): Memecan'ın, 'insanların acısına saygı göstermediği' eleştirisine  muhatap olan Maden kazası karikatürü:
(4): Angaje olmak, politik duruş sergilemek temel bir insani hak, demokratik bir tavır ve medeni bir tercihtir. Burada eleştiriye konu edilen husus, taraf olunduğunda, 
kabile asabiyetiyle davranarak 'kendisinden olana kabahat, kusur, eksiklik ve suç isnat edilmesini hiç bir şekilde kabul etmemek' şeklinde somutlaşan 'agresif ve partizan bir reaksiyon'un eyleyicisi olmaktır. Hem sokaktaki ortalama insanı ve hem de aydın, sanatçı, düşünürlerin de arasında yer aldığı her çeşit kanaat önderini tesiri altına alan bu olumsuz hal, Türkiye Toplumsal Formasyonu'nda, ne yazık ki, çok yaygın olarak rastlanan bir varoluş kipine referans vermektedir.
(5): Yazının tamamında kullanılan 'muhalif', 'muhalefet' gibi kavramlar üzerinden; Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının söylem ve praksislerine karşı geliştirilen düşünsel, sosyal ve politik tavırlara ve duruşlara referans verilmiştir.
(6): Salih Memecan'ın son 6 yılda yayınlanan yılbaşı karikatürleri için bknz.
(7): 'Kazın ayağı öyle değil' deyişi 'dediğinden o sonuç çıkmaz', ya da 'bla bla bla önermesi öyle yapılmaz' anlamlarına gelen 'kaziye-i, anha öyle değil'in galatıdır. Söz konusu deyişin kökenine dair anlatılan bir anekdotu, hakikatle mutabık olmamasına karşın, zekice uydurulmuş ve kurgulanmış bir tarihi fıkra olduğu için, paylaşıyorum; bknz. http://board.tkmt2.net/index.php/Thread/582-Kazin-Aya%C4%9Fi-%C3%96yle-De%C4%9Fil/
(8): Bu merkezdeki düşüncem ve onu destekleyen benzer dalga boyundaki inancım yeterince güçlü olmasaydı; kültür hayatımızın o bilindik/geleneksel praksis, kabul ve teamülleriyle pek de örtüşmeyen bu alışılmadık derecede kapsamlı karikatür etüdünü gerçekleştirme gayretini, enerjisini ve motivasyonunu kendimde bulamazdım doğrusu.
(9): Emoji hakkında ayrıntılı bilgi için bknz. http://emojipedia.org/
(10): Sanatçının, retrospektifinde 'ayrıksı bir numune', 'sıra dışı bir çalışma', 'öncesi-öncülü-selefi olmayan bir olgu' olarak yerini almış olan 1 Ocak 2015 tarihli karikatürü dışındaki diğer bütün karikatürlerinde kullandığı çizim tekniği, resimleme üslûbu, illüstrasyon stili hemen hemen aynıdır. Salih Memecan'ın o bilindik/alışıldık üslûbuyla çizdiği karikatürlerine bir örnek olarak 1 Ocak 2013 tarihli çalışmasına bakılabilir:

(11): Bahse konu karikatürdeki diğer 5 (6 ?) temaya dair yaptığım okumalar sonucunda deşifre ettiğim alt metinlerin hakikatle olan mutabakatlarından tam olarak emin olamadığım için, onları burada paylaşmayı tercih etmedim.

1 yorum:


  1. Bir kredi ihtiyacınız var mı? Noel kredi? Bu Borç Kredi, işletme kredisi, sağlık kredisi, ev kredisi, öğrenci kredi gibi kredi her türlü veririz
    mali yardım için bugün bize ulaşın E-posta: Richardalicia2@gmail.com

    YanıtlaSil