Yusuf Kaplan'ın 'Coca-Colanizasyon: Yeni-paganizmin misyoneri' yazısını doğru okumalıyız

Coca Cola'nın çok tartışılan ve cinsel mesajlar içermekle eleştirilen son reklâm filminden bir kare.


Yusuf Kaplan
Yusuf Kaplan'ın 'Coca-Colanizasyon: Yeni-paganizmin misyoneri' başlıklı yazısından, Ekşi Sözlük'te açılan 'lâiklerin tanrısı para tapınakları ise avm' başlığı altına girilen entry'leri okuduğumda haberim oldu (i), (ii).

Kaplan'ın mezkûr denemesini, altını çize çize kıraat edip, hakkında bir miktarda da tefekkür ettikte sonra, kendi zaviyemden meseleyi şöyle özetleyebilirim: 

1 - Söz konusu denemenin içerdiği alt metinlerle, zikredilen sözlükte açılan o başlık örtüşmemektedir;
2 - Bahis konusu deneme ile Ekşi Sözlük'te yapılan yorumların içerdikleri argümanlar büyük ölçüde tenakuz içerisindedir. 

İşaret ettiğim başlığa entry girmem adeta elzem olmuştu. 
İşte Ekşi Sözlük'teki o entrym:

'Makaleyi dikkatlice okudum. Şurası çok net; bahse konu metinde Yusuf Kaplan lâiklere ya da lâikliğe referans vermemiş, onları suçlamamıştır. Bu yüzden de 'laiklerin tanrısı para tapınakları ise avm' başlığı mezkûr metni kuşatmaya ve tarif ve tavsif etmeye ehil olmayan bir kavramsallaştırma olmuş. Öncelikle bunu tespitte fayda görüyorum.
Paganizm, pre-İbrahimi çağların sosyolojik antitesi
olan anaerkil toplumun kadim inancıydı.


Kaplan, onlarca yıldır yaptığı üzere, küresel medeniyetin, muhafazakâr mercekten kırıldığı ve bunun neticesinde de mütedeyyin perspektiften algılandığı / alımlandığı haliyle kritiğini yapmış. Öte yandan, dikkate alınması gereken çok kritik ve stratejik bir antite daha var bahse konu metinde: o, (örtük bir alt metin olarak) kapitalizme ve tüketime kilitlenmiş bir çeşit Müslümanlıkla aktüel bir iktidar (AKP) eleştirisi de içermektedir. 

İbrahimi dinlerin (Musevilik, Hristiyanlık ve İslâmiyet) mütedeyyin müntesiplerinden olup da, post-postmodern / hiper-modern / ultra-iletişim / post-endüstriyel vb denen aktüel küresel medeniyetten şikâyetçi olmayan bir tane bile toplumsal aktör bulmak gerçekten çok zordur.

Yazarın, kendisini mezkûr yazıyı yazmaya icbar eden Coca Cola reklâmını, pre-İbrahimi kadim inanç sistemlerinin en köklüsü olan paganizmle irtibatlandırmasını, bunu da, epeydir yaptığı üzere, 'neo-paganizm' şeklinde kavramsallaştırmasını yabana atmayın derim (iii). Üzerinde tefekkür edilesi ve slogan düzeyinde değil; fikri zeminde, soğukkanlı bir şekilde tartışılası bir argümandır o.

Öte yandan, Yusuf Kaplan ve (bu başlık altından verilen linkler üzerinden bu tartışmaya dahil edilen) Tuğrul İnançer eleştirisi yaparken, Kaplan'ı, kızının Erasmus Projesi çerçevesinde Avrupa üniversitelerinde eğitim yapması ve İnançer'i de, kızının çalışma hayatına atılmış birisi, bir diğer deyişle bir iş kadını olması üzerinden eleştiren yorumları da çok yersiz ve haksız bulduğuma şeddeli bir şekilde vurgu yapmak zorundayım doğrusu. Zikredilen babaların serdettiği görüşlerle çelişen hayat pratiklerinin eyleyicisi (babalarının kritik ettiği fiillerin faili) durumundaki kızlarının polemiğe katılmasının (iç içe geçerek birbirini besleyen) epistemik ve etik alanlara dair problem alanları inşa ettiğini teslim etmek durumundayım.


Mezkur kızlar, ANCAK VE SADECE, hem söz konusu hayat pratiklerinin failleri olmuşlar ve hem de, babalarının burada eleştiriye uğrayan görüşlerine iştirak ederek aleni bir 'fiil - fikir çelişkisi' sergilemişlerse, eleştiriyi hak ederler. 

Oysa, bu başlığa ve onun anlam dairesiyle irtibatlı ve iltisaklı olan diğer başlıklara bakılacak olursa, zikrettiğim kızların, babalarının eleştirilere konu edilen fikirlerine iştirak ettiklerine dair en ufacık bir emare ve zerre miskal mertebesinde bile bir delil göze çarpmamaktadır. 

Öyleyse, kızlarını, babalarının eleştirildiği alana dahil etmenin ne epistemik ve ne de etik bir meşruiyeti vardır.
 Bunu teslim etmek, sadece münevver olmanın değil, ondan da önce, çifte standardı reddeden ortalama bir insan olmanın da asgari müştereği olsa gerektir.
Modern çağların Neo-Paganizm'i için bir jenealoji (genealogy, soyağacı) denemesi.
Eleştirdiğimiz eşhasın kullandığı gayrı ahlâki metotları ve mugalata / totoloji fasilesinden sayılabilecek akıl yürütmelerini asla kullanmamalı; onların şahsında mahkûm ettiğimiz davranışları katiyen kuşanmamalıyız.

Yusuf Kaplan, bilen bilir, 25 yıla mütecaviz bir süredir yazıyor, söylüyor bu görüşlerini. 
Bunların bugün bu denli çok tartışılıyor olmalarının bir nedeni yeni olmalarından çok, 1 - kendilerini dillendiren kişinin, Yusuf Kaplan'ın (iletişim toplumunun cari imkânları sayesinde) kamusal bilinirliğinin artmış olması; ve, 2 - Kaplan'ın parçası olduğu ekosferin / varlık dairesinin Türkiye'de artık 'dominant öge / iktidar / devlet / muktedir' olmasıdır. 

Bir diğer deyişle; yaşadığımız tarihsel momentin belirleyicilerinden olan toplumsal kamplaşmamızın verili aktüel uğraktaki mahiyeti, Yusuf Kaplan'ın denemesinin, içeriğinden çok, parçası olduğu bahis konusu 'iktidar blok'unun söylemlerinin ve eylemlerinin tesirinde algılanmasına yol açmıştır. Bu kamplaşma durumu, toplumun çeşitli kesimlerinin birbirlerine karşı ötekileştirici davranmasına ve tarafların yek diğerine zerrece güvenmemesine neden olmaktadır. Cari sosyo-psikolojik, sosyo-politik, sosyo-ekonomik ve teolojik süreçlerin kesişim noktasında hasıl olan 'aktüel moment / tarihsel düğüm / historical knot', Yusuf Kaplan'ın aslında gerçekten de ciddi ciddi tartışılması icap eden kimi kritik eleştiri ve fikirlerinin de güme gitmesine, harcanmasına yol açmaktadır ne yazık ki. 

Ezcümle: 
1 - rahat olalım ve şundan mutmain olalım ki Yusuf Kaplan bu metninde doğrudan lâikleri hedef almamış; bütünlüklü bir 'aşırı tüketim - haz - hız - pornografi eleştirisi' yapmıştır;
2 - mezkûr yazıda (örtük bir alt metnin dolayımı üzerinden) tüketim toplumuna eklemlenmiş bir İslâmi kesim ve carî iktidar eleştirisi de vardır;
3 - eleştiride, hedef tahtasına konmaması gereken unsurları (bu vak'ada yazarın kızı) hedef almaktan sakınılmalıdır;
4 - muhatabımız / muarızımız / muhasımımız bize nasıl davranırsa davransın; biz ona, bize davranılmasını istediğimiz gibi davranmalıyız.
5 - iyi, ahlâklı ve adil davranmak, ilk etapta olmasa bile son tahlilde, bu kabil davranana stratejik avantajlar sağlayan duruşlardır.


konuya dair meramım ve maruzatım budur muhterem sözlük camiası (iv).

dipnotlar:
(i): Ekşi Sözlük'teki o başlık için bknz.
https://eksisozluk.com/laiklerin-tanrisi-para-tapinaklari-ise-avm--4777326?focusto=51166864
(ii): Yusuf Kaplan'ın bu tartışmaların fitilini ateşleyen metni için bknz.
http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/yusufkaplan/cocacolanizasyon-yeni-paganizmin-misyoneri-2010632
(iii): Coca Cola'nın son reklâm filmi için bknz.
https://www.youtube.com/watch?v=YzF550h9W5k
(iv): Ne ayaksın lan sen karışık?' merkezindeki 'kritikler'e karşı peşin ve de zaruri bir pozisyon beyanı: anti-kapitalist ve anti-emperyalist bir hakir-i fakir-i pür taksir-i taliban-ı hakikatim ve müminim kardeşim.'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder