Acun Ilıcalı bize ne yapıyor?

Acun Ilıcalı bize ne mi yapıyor?!?

Cevabı çok kısa ve çok basit bu sorunun; işte bunu yapıyor:



Meseleyi, lâfı çok da uzatmadan, konunun esası üzerinden, yorumlamaya çalışacağım.

Acun Ilıcalı'nın programlarını, ya da onunla aynı mahiyete sahip olan diğer programları izlediğimizde; Matrix filminin kahramanlarından olan Morpheus'un, filmin baş karakteri Neo'ya sunduğu seçeneklerden olan 'Mavi Hap'ı yutmuş oluyoruz, hepsi bu!

Mavi Hap'ı yutup mevcut Matrix'i (verili sistem) sorgusuz sualsiz mutlak doğru bellediğimizde ise; bizi kuşatan, beynimizi dumura uğratan, benliğimizi köleleştiren, ruhumuzu esir alan, hayatımızı hacir altına sokan aktüel sistemin zavallı bir piyonu olmaya devam ediyoruz. 


Evet, tercih bizim. 

Ya 'mavi Hap'ı yutacak (Acun Ilıcalı'nın programlarını ve benzerlerini izlemeye devam edecek); bu suretle de bizi kuşatan, beynimizi dumura uğratan, benliğimizi köleleştiren, ruhumuzu esir alan, hayatımızı hacir altına sokan 'çakma / sahte / sözde gerçeklik'in domine ettiği aktüel sistemin zavallı bir piyonu olmaya devam edeceğiz; ya da; 'Kırmızı Hap'ı tercih edecek, bu sayede hayatımızı adam akıllı sorgulayacak, Matrix'i (sistem) ve onun sunduğu uyuşturucuları reddedecek ve 'Hakikatin canımızı acıtan ve ama özgürleştiren Dünyası'na dahil olacağız.

Ya Acun Ilıcalı gibilerinin Mavi Hapı'nın sahte mutluluğu; ya da, Neo'nun tercih ettiği o çok acı, ama özgürleştirici Kırmızı Hap.

Benim tercihim Kırmızı Hapı kullanmak ve Acun Ilıcalı gibi verili sistem (Matrix) adına toplumsal rıza üreten yumuşak ikna mekanizmalarının 'sahte cennet mesajları' yerine; canımız acıtan, ruhumuzu ezen, benliğimizi sarsan ve bizi kendimize ve 'Hakikatin o Çırılçıplak Çölü'ne getiren yolu tercih etmektir.

Bu metni Matrix filminin şimdiden efsaneleşen o meşhur sahnesiyle noktalıyorum:

'Hakikatin çölüne hoş geldin Neo!!!'
https://www.youtube.com/watch?v=Y7lCOQWSnHU

hamiş: Bu blogun iki görselini Facebook hesabından iktibas ettiğim Turgur Çeviker'e teşekkür ederim.