Niçin Gazali? Niçin ‘şimdi’?(*)
Günümüzde, yaşadığımız coğrafyada, İslam Aleminin en önemli mütefekkir, mütekellim (kelamcı), feylesof, mutasavvıf ve ilahiyatçılarından Gazali hakkında tam bir cehalet, ön yargı ve kötü niyet iklimi hüküm sürmektedir. Her vesile ile, nüfusunun kahir ekseriyetinin Müslüman olduğuna vurgu yapılan Türkiye’de, bırakınız ortalama insanımızı, aydın diye tavsif edilenler dahi, İslam dinini (özellikle Sünni nokta-i nazardan bakıldığında) büyük bir buhrana (belki de muharref (tahrif edilmiş) hale ) düşmekten kurtaran bu çok önemli sima konusunda, hakikatle mutabık olmayan bir kanaatler ve tasavvurlar silsilesine sahip olduklarına işaret eden beyan ve tavırlar sergilemektedirler. Bunlar, kelimenin gerçek manası ile dehşetli derecede seviyesizdir, yanlıştır, cahilanedir, kötü niyetlidir. Konuşanların kısm-ı azamisi piyasada tedavül edilen yanlışları, önyargıları, klişeleri ve dahi zırvaları tekrarlamaktan başka bir şey yapmazlar. Hiç kuşku yok ki, çalışmamın nihayetinde paylaştığım kaynakçayı herkesin tetkikini beklemiyorum. Ancak şunu bekliyorum doğrusu: Herkesin evinde, bira ara gazetelerin kupon karşılığı bol bol dağıttığı ansiklopedilerden yok mudur Allah aşkına? Söyleyin lütfen, her evde, neredeyse istisnasız her evde, yukarıda zikrettiğim manada temellük edilmiş, bir Meydan Larousse, ya da Ana Britannica seti bulunmuyor mu? Öyleyse, hiç olmazsa taife-i münevveranın mezkur kaynaklardan Gazali hakkında şöyle 1-2 saifecik de olsa kıraat etmelerini beklememiz çıtayı çok mu yükseğe çekmek sayılmalıdır? Değilse niye okumazlar? Hiç olmazsa, vazgeçtim Gazali’nin felsefisine derinlemesine vakıf olmalarından, muhabbetlerde saçmalamalarına mani olacak ansiklopedik malumata erişmelerine mani olan nedir: Tembellik? Zihni melekelerinin dumura uğraması? Kötü niyet? Tevhid / İslam karşıtlığı? Batılın ajanı olmak? Allah bilir!
Neyse ne!
Evet, işte Gazzali hakkında çokça söylenen, bir nevi efsaneleşmiş zırvaların hülasası: ‘İslam Aleminin Batı Alemi karşısındaki gerilemesinin, aklın ve tenkitçi düşüncenin iptal edilmesinin, felsefe ve bilimin terk edilmesinin baş müsebbibi O’dur. 2006’nın dünyasında İslam Alemi’nde yaşanan sıkıntıların kahir ekseriyeti O’nun tercihleri, teorileri, teklifleri yüzündendir.’ Bunlar külliyen yalandır, yanlıştır. Bu yazı bu büyük yalana karşı oluşturulmuş ummanda, o büyük literatürde bir katre mesabesinde olan mütevazının mütevazısı bir gayret olarak ele alınmalıdır.
Niçin ‘şimdi’ Gazali? Sorusuna gelince…Ortadoğu’da yaşananlar dünyayı nükleer bir çılgınlığın eşiğine taşıma potansiyeline sahip. Yaşadıklarımız, birçok ekonomik/politik/ideolojik/kültürel/sosyal argümanın yanı sıra, bir yanıyla da her biri Hz. İbrahim’den neşet eden 3 semavi dinin tarihsel birikimlerinin ve birbirleriyle olan girift münasebet ve mücadelelerinin patronajında/vesayetinde cereyan etmekteler. Gazali’yi layığıyla tanır, onun görüşlerini hıfzedersek, etrafımızda olup bitenleri daha sağlıklı değerlendirir; gerektiğinde de doğru zeminlerde müdahil olabiliriz inancındayım. Gazali’nin sistematiği ve öğretisinin mahiyeti, özellikle de Ortadoğu’da ‘sahneye konulan’ ve giderek de yayılma istidadı, potansiyeli taşıyan bir büyük tehlikeden, Sünni – Şii savaşının kapanından kurtulmak noktasında, verimli çözüm potansiyelleri sunmakta.
İşte bunun için Gazali ve ‘şimdi Gazali’.
(*) Gazali çalışmam, burada sizlerle paylaştığım diğer birçok çalışmam gibi bir sektör dergisi için yapılmıştı. Buraya aldığım pasajlar ise, mezkur yazının ilk versiyonunun giriş kısmı olup; sert üslubu ve yazının bütününe kıyasla nispeten daha radikal bir mahiyette oluşları yüzünden okuruyla buluşamamıştı. tahinpekmez camiasından bu satırları saklamayı doğru bulmadım doğrusu.
hamiş: Yukarıdaki yazı Hedef Sağlık dergisinde çıkan Gazali çalışmamın yayınlanmayan kısmı olup ilk defa http://www.tahinpekmez.org/ 'ta yayınlanmıştır.
Günümüzde, yaşadığımız coğrafyada, İslam Aleminin en önemli mütefekkir, mütekellim (kelamcı), feylesof, mutasavvıf ve ilahiyatçılarından Gazali hakkında tam bir cehalet, ön yargı ve kötü niyet iklimi hüküm sürmektedir. Her vesile ile, nüfusunun kahir ekseriyetinin Müslüman olduğuna vurgu yapılan Türkiye’de, bırakınız ortalama insanımızı, aydın diye tavsif edilenler dahi, İslam dinini (özellikle Sünni nokta-i nazardan bakıldığında) büyük bir buhrana (belki de muharref (tahrif edilmiş) hale ) düşmekten kurtaran bu çok önemli sima konusunda, hakikatle mutabık olmayan bir kanaatler ve tasavvurlar silsilesine sahip olduklarına işaret eden beyan ve tavırlar sergilemektedirler. Bunlar, kelimenin gerçek manası ile dehşetli derecede seviyesizdir, yanlıştır, cahilanedir, kötü niyetlidir. Konuşanların kısm-ı azamisi piyasada tedavül edilen yanlışları, önyargıları, klişeleri ve dahi zırvaları tekrarlamaktan başka bir şey yapmazlar. Hiç kuşku yok ki, çalışmamın nihayetinde paylaştığım kaynakçayı herkesin tetkikini beklemiyorum. Ancak şunu bekliyorum doğrusu: Herkesin evinde, bira ara gazetelerin kupon karşılığı bol bol dağıttığı ansiklopedilerden yok mudur Allah aşkına? Söyleyin lütfen, her evde, neredeyse istisnasız her evde, yukarıda zikrettiğim manada temellük edilmiş, bir Meydan Larousse, ya da Ana Britannica seti bulunmuyor mu? Öyleyse, hiç olmazsa taife-i münevveranın mezkur kaynaklardan Gazali hakkında şöyle 1-2 saifecik de olsa kıraat etmelerini beklememiz çıtayı çok mu yükseğe çekmek sayılmalıdır? Değilse niye okumazlar? Hiç olmazsa, vazgeçtim Gazali’nin felsefisine derinlemesine vakıf olmalarından, muhabbetlerde saçmalamalarına mani olacak ansiklopedik malumata erişmelerine mani olan nedir: Tembellik? Zihni melekelerinin dumura uğraması? Kötü niyet? Tevhid / İslam karşıtlığı? Batılın ajanı olmak? Allah bilir!
Neyse ne!
Evet, işte Gazzali hakkında çokça söylenen, bir nevi efsaneleşmiş zırvaların hülasası: ‘İslam Aleminin Batı Alemi karşısındaki gerilemesinin, aklın ve tenkitçi düşüncenin iptal edilmesinin, felsefe ve bilimin terk edilmesinin baş müsebbibi O’dur. 2006’nın dünyasında İslam Alemi’nde yaşanan sıkıntıların kahir ekseriyeti O’nun tercihleri, teorileri, teklifleri yüzündendir.’ Bunlar külliyen yalandır, yanlıştır. Bu yazı bu büyük yalana karşı oluşturulmuş ummanda, o büyük literatürde bir katre mesabesinde olan mütevazının mütevazısı bir gayret olarak ele alınmalıdır.
Niçin ‘şimdi’ Gazali? Sorusuna gelince…Ortadoğu’da yaşananlar dünyayı nükleer bir çılgınlığın eşiğine taşıma potansiyeline sahip. Yaşadıklarımız, birçok ekonomik/politik/ideolojik/kültürel/sosyal argümanın yanı sıra, bir yanıyla da her biri Hz. İbrahim’den neşet eden 3 semavi dinin tarihsel birikimlerinin ve birbirleriyle olan girift münasebet ve mücadelelerinin patronajında/vesayetinde cereyan etmekteler. Gazali’yi layığıyla tanır, onun görüşlerini hıfzedersek, etrafımızda olup bitenleri daha sağlıklı değerlendirir; gerektiğinde de doğru zeminlerde müdahil olabiliriz inancındayım. Gazali’nin sistematiği ve öğretisinin mahiyeti, özellikle de Ortadoğu’da ‘sahneye konulan’ ve giderek de yayılma istidadı, potansiyeli taşıyan bir büyük tehlikeden, Sünni – Şii savaşının kapanından kurtulmak noktasında, verimli çözüm potansiyelleri sunmakta.
İşte bunun için Gazali ve ‘şimdi Gazali’.
(*) Gazali çalışmam, burada sizlerle paylaştığım diğer birçok çalışmam gibi bir sektör dergisi için yapılmıştı. Buraya aldığım pasajlar ise, mezkur yazının ilk versiyonunun giriş kısmı olup; sert üslubu ve yazının bütününe kıyasla nispeten daha radikal bir mahiyette oluşları yüzünden okuruyla buluşamamıştı. tahinpekmez camiasından bu satırları saklamayı doğru bulmadım doğrusu.
hamiş: Yukarıdaki yazı Hedef Sağlık dergisinde çıkan Gazali çalışmamın yayınlanmayan kısmı olup ilk defa http://www.tahinpekmez.org/ 'ta yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder