bir son dakika haberi için yayınımıza ara veriyoruz!

değerli izleyenler, bildiğiniz gibi türkiye aylardır ülkenin her yerinde, özellikle de son günlerde 7 tepe üniversitesi arazisinde bulunan silah ve mühimmatları tartışıyordu.

genelkurmay başkanı yaptığı basın toplantısında tsk'nın envanterinin tamam olduğunu, bu yüzden de söz konusu silah ve mühimatların kendilerine ait olmadığını açıklamıştı. bugün emniyet yaptığı benzer bir açıklamayla kendi envanterlerinin de tam olduğunu, silahların kendilerine ait olmadığını bildirdi.
bu gelişmeler karşısında şüphelenen bir yurttaşımız hepimizi meşgul eden bu bilmecenin çözülmesini sağladı.
kimliği emniyet terörle mücadele şubesinde saklı olan bu şahsın internet muhabbet ortamlarında 'zahir' kod adıyla provakatif yazılar yazan orta yaşlarda problemli bir erkek olduğu haber merkezime ulaşan bilgiler arasında.

gelin bu bilmecenin cevabını, emniyetteki 'acar' muhabirlerimizin sergiledikleri esaslı bir gazetecilik refleksiyle zanlının terörle mücadele şubesindeki sorgusunun '2 arası bir deresi'nde ondan almayı başardıkları beyanatlarından öğrenelim:
'ben anlaşılması zor birisiyim. insanlar beni, ben de onları anlayamayız umumiyetle. bu durum, insanların beni anlaşılmaz bulmaları epeydir canımı sıkıyordu. hem de çok. problemi kökünden çözmek için beni anlamayanları usul usul itlaf etmeye karar verdim. bunun için ihtiyacım olan silah ve mühimmatlara erişmek hiç de zor olmadı. silah ve mühimmat temini sürecim sırasında 36 anti-tank mayın, 349 el bombası, 7.5 km fitil, 3369 adet fünye, 207 adet lav silahı, 7 bazuka, 3 uçaksavar bataryası, 1 tank, 2 zırhlı taşıyıcı, 1071 adet kaleş, 3002 adet 9 mm ve 419 adet 7.65 mm tabanca, 25 adet mitralyöz ve çeşitli çap ve markada 1,907,016 adet mermi, 663 işaret fişeği, 1990 adet aydınlatma fişeği temin ettim ve bunları evimin, ofisimin uygun yerlerine zula ettim.

silah ve mühimmatın temini aşamasını itlaf edilecek eşhasın listelenmesi merhalesi takip etti. en yakınlarımdan, aile efradından başladım listeye: beni çeşitli nedenlerle istiskal eden kardeşlerim, yeğenlerim ve kuzenlerim, kadrimi kıymetimi bilmeyen ve beni arayıp sormayan eski mesai arkadaşlarım, kendilerine yaklaşmak için attığım adımları her seferinde müstehzi edalarla karşılayarak beni madara ve maskara eden bi çok güzel hatun, beni işten çıkaran eski işverenlerim, borcumu ödemem için sıkıştıran alacaklılarım, çizgi roman okumama takan ve işi gücü vıdı vıdı ile canıma sıçmak olan eşim, kendisine her birşeyler söyleme teşebbüsüme karşı yüzünü benden çevirip 'gene lodos hava', ya da 'kızım, akşama kereviz mi yapsak acaba?' diyen emekli kbb cerrahı 80'lik kaynanam, tahinpekmez'de klavye oynatanların kısm-ı azamisi.....derken, 7,090,839 kişilik hiç de kısa sayılamayacak bir itlaf listesi çıkıvermişti ortaya.

olsundu, tohumlarına para saymamıştım ya, üstelik mühimmatım da yeterli gözüküyordu, onlarda beni anlamak, doğru anlamak için kıçlarını kaldırıp acık gayret sarfetselerdi...falan filan gibi nedenler de kalkışacağım kapsamlı eylemin meşruiyet zeminini oluşturuyordu. ancak son zamanlarda bu memleketin her yerinden (ilker başbuğ paşamın affına sığınarak ve ona 'aman paşam, lütfen üzerinize alınmayınız, lafım haşa huzurdan asla size değildir' diyerek kullanıcam o kelimeyi) fışkırıveren silahlar beni anormal derecede kıllandırıvermişti. bu zamazingolar hem tsk ve hemi de polisin değilseler, peki o vakit kimindiler?
birden 'aydınlanıverdim', sanki tanrının eli alnıma değmiş, alnımın tam çatında bir üçüncü göz oluşturarak nirvana'ya vasıl olmama yol açmıştı. yıldırım hızıyla yatağın altına, oğlanın artık kullanmadığımız lazımlığına, külotlarımı koyduğum etajerlere, odunluğa, naftalinlenip kaldırılan kışlıkların ceplerine falan baktım ve gerçeği o an şıp deyu anlayıverdim: bulunan silah ve mühimmatlar benimdi, zira benimkilerin olması gereken yerlerde efil efil yeller esmekteydi.
ani bir hamleyle bir 'kaynana  ve eş' operasyonu yapıverdim. 80 yaşındaki emekli cerrah kaynanmın atmaya kıyamadığı antika cerrahi aletleri bu operasyonda kilit rol oynadılar, merhumeye bu bakımdan şükran borçluyum. şükran hisleri beslediğim bir başka eküri de testere serisine ve se7en filmine emeği geçen arkadaşlardır, buradan hepsine selamlar ve hörmetler gönderiyorum.
testere ve se7en'dan mülhem yöntemlerle merhumelerden öğrendim ki meğersem bu kaşık düşmanı ikili, karım ve kaynanam olacak haşerat, benim evin ötesine berisine usul usul zulaladığım malzemeyi buldukça memleketin ve istanbul'un uygun yerlerine gömmüş ya da gömdürmüşler. inşallah yargı süreci hızlı ilerleyecek, ben çabucak çıkıcam ve yarım kalan işlerimi tamamlıyıcam'
emniyet muhabirimizin çok büyük zorluklarla almaya muvaffak olduğu bu beyanatla bulunan silahların kime ait olduğu ve ne amaçla gömüldükleri de böylelikle ortaya çıkmış oldu.
haber merkezimize gelen son bir bilgi zahir'in savcılığa ifadeye götürülürken: 'titooo*, akıllı ol; m.y., meyeee*, akıllı ol koççumm, akıllı olun ulen hepiniz, akıllıııııı!!!!' diye haykırdı idi. bu ifadenin şifrelerini de en kısa zamanda çözüp sizlerle paylaşacağız sayın izleyenler, bizden sakın ayrılmayın efenim.

* bu yazı ilk olarak http://www.tahinpekmez.org/ 'ta yayınlanmıştı. işaretli nickler söz konusu sitenin yazarlarına ait olup, bu satırların yazarı metnin burasında sık sık 'dalaştığı' o yazarlara gönderme yapmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder