Değerli bir çeviribilimci olan Profesör Doktor Sâkine Eruz Hanımefendi ile tanışmamızın hikâyesi ve Beyoğlu'nda gerçekleştirdiğim kitap müzayedelerimin, Sâkine Hocam'ın gözünden değerlendirilimesi

Aşağıdaki linkle erişilebilecek olan bir önceki yazımda
http://ziyaversencan.blogspot.com/2011/09/sizleri-her-hafta-ve-bkmadan-usanmadan.html
Beyoğlu'nda gerçekleştirdiğim kitap müzayedelerimin Zaman Gazetesi'nde nasıl yer bulduğunu paylaşmıştım.

Okumakta olduğunuz metin üzerinden, bu sefer Kastamonu'da yayınlanan yerel bir gazetenin müzayedemden bahseden bir makalesine (1) ve bunun gerçek bir idealist, değerli bir biliminsanı, hasbi bir memleketperver olan pek muhterem, pek kıymetli yazarına, Profesör Doktor Sâkine Eruz Esen'e dair hasbıhal edeceğim sizlerle.

Sakine Eruz Hocamı ilk defa bundan 5 hafta kadar önce, kitap müzayedelerimi yaptığım Beyoğlu'ndaki Kelepir - Kaktüs kitap evinde gördüm.

Münadiliğini yaptığım müzayede henüz başlamıştı ve ben, müzayedeye katılan kitapperestlere nefes almaksızın kitapları tanıtıyor, akabinde de taliplisine satışını gerçekleştiriyordum. Profesör Eruz, müzayede alanının arkasındaki kitap raflarına bakarken, etkinliğimiz dikkatini çekmiş olacak ki, bize doğru yöneliverdi. Hocamın, bana göre salonun sol tarafında bir yerde ve arkada ayakta durmasına gönlüm razı olmadı ve onu önlerdeki boş bir sandalyeye oturmaya davet ettim. Sağolsun, kırmadı ve oturdu. İlk katılımında birkaç kitap alan Prof. Eruz, bunu takip eden bazı müzayedelerimize daha katılıp, söz konusu etkinlik temelinde oluşan kitap, kültür, sanat ve muhabbet dostu ailemizin de bir ferdi olmuş oldu.

Değerli Hocam, katıldığı 2. müzayedede bana, yazdığı 'Çokkültürlülük ve Çeviri, Osmanlı Devleti'nde Çeviri Etkinliği ve Çevirmenler' isimli kitabını hediye ederek, kendisine 'Hocam' şeklinde hitap etmemin de objektif zeminini oluşturdu. Zirâ, daha o akşam okumaya başladığım kitabını 2 gün içinde bitirmiş ve bundan hem çok büyük keyif almış ve hem de epeyce de malûmat edinerek çok faydalanmıştım. Bu bakımdan da artık kendimi, Profesör Sâkine Eruz'un talebelerinden birisi olarak addedmekte bir sakınca görmüyorum.

Umarım, Sakine Hocam da bana redd-i talebe muamelesi yapmayacak ve bu ilişki benim tarife gayret ettiğim Usta - Talebe diyalektiğinde ve dostane bir zeminde devam edip ilerleyecektir.

Çok kısaca da olsa Hocam hakkında bilgi vermemin, bu metni bütünleyen ve etkisini kuvvetlendiren bir tercih olacağına inanıyorum.

Ailesinin kökeni Kafkasya, Kastamonu, Selânik ve İstanbul'a dayanan Profesör Eruz'un çocukluğu Almanya'da geçmiştir. Eğitimini Avusturya Lisesi, Goethe Üniversitesi, İÜ Alman Dili ve Edebiyatı ve Avrupa Sanat Tarihi bölümlerinde yapan başarılı çeviribilimci; 1986'dan sonra İÜ Yabancı Diller Okulu, Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı ve Alman Dili Eğitimi Bölümü'nde dersler verdi.

2000 yılından  bu yana Çeviribilim Bölümünde Almanca, İngilizce ve Fransızca Anabilim Dallarında lisans, yüksek lisans ve doktora programlarında öğretim üyeliği yapmakta olan Profesör Eruz, 2005'ten bu yana yurt içi ve yurt dışı birçok akademik ortamda 'Osmanlı Devleti'nde ve Türkiye Cumhuriyeti'nde Çokkültürlülük ve Çevirmenler' konulu konferanslar verdi, sergiler hazırladı.

Yukarıda bahsettiğim kitabı dışında 'Çeviriden Çeviribilime, 2003', 'Akademik Çeviri Eğitimi, 2008' başlıklı 2 kitabı daha olan Profesör Eruz'un, söz konusu akademik metinlerinin yanısıra; kültüre, sanata, tarihe ve insanımızın aktüel sosyolojik hakikatlerine dair makale ve denemeleri de mevcuttur. Bunlar, ulusal ve yerel basında yayınlanmaktadır (2).

Aşağıda, Sakine Hocamla tanışmamıza vesile olan kitap müzeyedemin, Profesör Eruz'un gözünden nasıl algılandığını göreceksiniz.


Profesör Doktor Sâkine Eruz
 'Dün Beyoğlu`nda Kaktüs Kitapevi`ndeydim. Burayı rastlantısal keşfettim. Türkiye`nin çalkantılı yaşamı içinde yine hüzünlendiğim bir olaydan sonra öyle avare geziyordum Beyoğlu`nda, bir dergi arıyordum. Bir ara sokağa girdim ve birden sağ tarafta Kaktüs`ü gördüm, öyle kendi halinde, ikinci el kitapların satıldığı, biraz yerin altında bir dükkan. İçeriden sesler geliyordu, ne oluyor diye merak ettim. Bir kaç basamaktan dükkanın içine, sonra yine bir kaç basamaktan ne oluyor diye merak ettiğim yere ulaştım. 

Kitap müzayedem sırasında bir eserin katılımcılara tanıtımını yapıyorum
Bir masanın etrafında birileri oturmuştu, masanın üstünde envai çeşit kitap vardı, kitaplar üç beş kuruşa el değiştiriyordu. Açık arttırmayı yapan arkadaş kendi alanında bir uzman, büyülenmiş gibi, nereden geldikleri belli olmayan, ilginç, ağır, arkalıksız sandalyelerden birine oturdum ve seyretmeye başladım bu bir liradan başlayan mezatı. Orada bulunanlar da kendi kitaplarını getirmişler, o kitaplar da el değiştiriyordu bu ilginç ortamda.  Sonra öğrenecektim, bu işi bu denli ustaca yapan kişi aslında bir kitap koleksiyoncusu, bir  petrol mühendisiydi. Kitaplara gönül veren  Ziyaver Şencan öyle güzel tanıtıyordu ki kitapları, sanırsınız çok sevdiği yakın akrabaları bu kitaplar. Bambaşka bir evrene taşıyordu orada bulunan kitap dostlarını.  Sonra müdavimi oldum bu açık arttırmaların, Ziyaver Şencan`ın oturduğunuz yerden sizi elinizden tutup zaman ve mekan içinde yolculuklar yaptırdığı bu doyumsuz kültür gezilerinin...
Nadir bir kitabı tanıtıyorum. Hemen solumdaki sırtı
 dönük zat, Robert Kolej tarih hocası ve araştırmacı yazar
sevgili Önder Kaya dostumdur. Müzayede ile ilgili
2 fotoğraflarımı çekip bilâhare de paylaşan
Sakine Hocam'a teşekkür ederim.
 (1) Sakine Hocamın denemesinin tam metni için http://www.kastamonupostasi.com/kposta3/index.asp?fuseaction=home.makale&cid=18406

(2) Profesör Doktor Sâkine Eruz Hocam'ın hakkında daha ayrıntılı bilgiye erişmek için http://www.sakine-eruz.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder