1 - Kendine gönderme, paralel evren ve paradoks
Maurits Cornelis Escher'in 'Resim Galerisi' isimli eserine dair olan yazımın (i) kaldığı yerden perspektif, boyutlar, simetri, kendine göndermeli örüntü ve bunların yol açtığı yanılsama, çifte anlamlar, paralel evrenler, döngüler ve paradokslar hakkındaki
tartışmaya devam ediyorum.
Bir 'şey'e baktığımızda, biz ve bakılan 'şey' ayrımı, hem bizim için, hem baktığımız o 'şey' için ve hem de bu bakma eylemini gözleyen bir 'üçüncü göz' için nettir, ayan beyan ortadadır ve açık uçludur. 'Açık uçlu', yukarıdaki hükmün açıklanmaya muhtaç olan örtük kısmıdır. Onu, kısaca tarife çalışacağım.
Bir örüntünün (pattern) açık uçlu olması halinde, onu oluşturan unsurlar; mekânda (yer karoları, ya da duvar fayanslarında olduğu gibi) simetrik bir desenler dizgesi oluşturmaz ve dolayısıyla da kendi kendilerine gönderme yapmazlar.
İnsan eli değmemiş doğal haliyle mekân / uzam ile, bunun sayılamayacak denli çok olan unsurları yukarıda tarif ettiğim gibi, açık uçludur.
Öte yandan, başta dekoratif sanatlar olmak üzere, insanın maddi kültür başlığı altında doğal çevresine, tabii eko-sisteme eklediği unsurların bazıları, kendi kendilerine gönderme yaparak kendi üzerlerine katlanan / kapanan simetrik desenler oluşturur.
2 - Sonsuz tekrarlı, kendine göndermeli algı yaratma
Bir ortama / uzama birbirine bakan iki ayna ve aralarına da bazı nesneler koyduğumuzda ortaya çıkan kurgusal örüntü, kurduğumuz düzeneğin simetrik görüntülerinin neden olduğu bir kendine gönderme sürecidir. Bu durum, gözlemcisi tarafından (ister istemez) döngü ve paradoks olarak algılanacaktır. Bahsettiğim kurgusal örüntü sayesinde, çok sınırlı bir bağlamda, simetrik tekrar ve döngüler yoluyla sonsuzluk hissi elde edilebilir.
İşte bu manzaraya neden olan konsepte, yukarıda doğal süreçleri tanımlarken kullandığım 'açık uçlu'nun zıttı olması bakımından, 'kapalı uçlu' örüntü denmesini teklif ediyorum.
Mezkûr 'kapalı uçlu' örüntüler, Esher'in yazılarıma konu ettiğim resimleri gibi, kendine göndermeli garip döngüleri ve paradoksları ortaya çıkarırlar.
Kuramsal çerçevesini kabaca çizmeye çalıştığım bu sorunsala bir örnekle açıklık getireyim.
Kapının önüne oturmuş, sokakta oyun oynayan çocukları izlediğimi varsayılım.
'Birisi' de, sokakta oynayan çocukları ve onları izleyen beni izliyor olsun.
Bu kurmaca / varsayımsal / farazi durumda; çocuklar, onları izleyen ben ve beni izleyen 'Birisi' aynı bağlamda, aynı düzlemde, aynı boyutta, aynı koordinatlar sisteminde ve aynı örüntü içerisindeyizdir. Şimdi dikkat: Ben, çocuklar ve 'Birisi' kendi kendimize gönderme yapan, kendi üzerimize katlanan / kapanan; bu suretle de garip döngüler ve paradokslar oluşturan 'kapalı uçlu' bir örüntü oluşturmayız. Bir diğer deyişle, bizim oluşturduğumuz örüntü açık uçlu olduğundan, paradokslara ve göz yanılsamalarına neden olmaz. Bu durumda, Escher'in açık uçlu örüntüleriyle, bizim gerçek hayattaki kapalı uçlu örüntümüz arasında dereceye dair değil, keyfiyete / niteliğe dair bir farklılık olduğu argümantasyonu hakikatle mutabıktır.
Buraya değin dillendirdiklerimi Escher'in desenleri üzerinden pekiştirmeye çalışacağım.
3 - Açık ve kapalı uçlu örüntüleri Esher'in kozmosunda kovalamak
Mercek altına alacağımız ilk Escher deseni 'Çağlayan'dır.
Çağlayan, taş baskı, 1961. |
Söz konusu tabloda resmedilmiş olan suni şelâlenin, kendi kendisine gönderme yapan, kendi üzerine kapanan bir döngü oluşturduğu, biraz dikkatli bakıldığında, görülmektedir. Bu desendeki kendine gönderme,
bir diğer deyişle, kendisinden çıkıp yine kendisine varma süreci (tepeden dökülen suyun, tekrar tepeye / başlangıç noktasına, yani kendisine varması olayı), adım adım sayıldığında, bunun 6 adımda gerçekleştiği görülür.
Sanatçının mercek altına alacağımız ikinci resmi 'Çıkış ve iniş' isimli eseridir. Bu resmin
Çıkış ve iniş, taş baskı, 1960. |
Mercek altına aldığımız bu her iki resimdeki döngüler, Douglas R. Hofstadter'in ifadesiyle 'gevşek döngüler'dir. Zira, resimlerin ana temasının (desendeki aksiyonun failinin) başlangıç durumuna / kendi kendisine geri dönmesi, bir başka ifadeyle kendi üzerine kapanması için atması gereken adım sayısı oldukça fazladır.
Şimdi gelin, kendisine kapanan döngüye verilebilecek en sert, en sağlam örneklerden birisine, 'Birbirini çizen eller'e bir göz atalım.
Escher'in aynı zamanda en popüler eserlerinden olan bu resimde sağ el sol eli, sol el de sağ eli çizmektedir. Desende, yukarı konumda resmedilen elin sağ el olmasından hareketle, sağ eli ve onun faaliyetini başlangıç noktası, kerteriz olarak alırsak; sağ el ilk adımda sol eli çizmekte, ardından da, sağ elin çizerek var ettiği sol el dönüp ikinci adımda sağ eli çizmektedir.
Birbirini çizen eller, taş baskı, 1948. |
Yansıtıcı küre, el ve oto-portre, taş baskı, 1935. |
Escher'in, bu etüde konu edilen resimleri içinde en erken döneme ait olanı 'Yansıtıcı küre, el ve oto-portre' başlığını taşıyanıdır. Metnimizin doğal akışı içerisinde, bu resmi otopsi masasına yatırarak teşrih etme (diseksiyona uğratma, yapı-bozumu uygulama) sırası geldi artık.
Söz konusu resimde küreyi, sanatçıyı ve sanatçının elini içeren oda, aynı zamanda da bahse konu kürenin içindedir. Buna, resmin içerdiği ilk faz uzayı ya da birincil koordinat sistemi diyebiliriz. Öte yandan, küre de, sanatçı ve onun eliyle birlikte içerdiği oda tarafından içerilmektedir. Bu vasata da ikinci faz uzayı, ya da ikincil koordinat sistemi diyoruz. Öyleyse, bir önceki resimde olduğu gibi, bu resimde de, bir adımda odadan küreye ve ikinci adımda ise küreden odaya geçilebilmektedir. Dolayısıyla, bu resim de, Escher'in yarattığı iki adımlı / çift merhaleli sıkı döngülerden birisini içermektedir.
Şimdi de, sadece Escher'in retrospektifinin değil, insanlık tarihinin gelmiş geçmiş bütün grafik sanat eserlerinin içindeki kendine göndermeli döngülerin en sıkısını, en basitini ve en önemlisini içren grafik çalışmayı mercek altına almaya geldi sıra.
4 - Tek adımlı sıkı döngü örneği: Resim Galerisi
(i) numaralı dipnotta verdiğim link üzerinden erişilebilecek olan etüdümde de ayrıntılı olarak mercek altına aldığım 'Resim Galerisi'dir söz konusu eser.
Burada, resim galerisindeki bir tabloya bakan genç bir erkek, tablodaki bir evin balkonunda bulunan bir kadın tarafından gözlenmektedir. Yâni, resim ve ona bakan iç-içe geçmiş durumundadır. Bir diğer deyişle, 2 farklı faz uzayı, 2 değişik varoluş düzlemi, dış dışa olması gereken 2 koordinat sistemi, resmin merkezinde, odak noktasında oluşan bir kör noktada, bir düğümde birbirlerinin üzerine katlanmaktadır. Genç adamdan, izlediği tabloya ve tablodan genç adama geçiş için tek bir adım / merhale kat etmek yeterlidir.
Bir faz uzayından diğerine tek adımda geçilebilmesi, bu geçişin sanki 'dolaysızca', 'dolayımsızca' yapılabildiği yanılsamasını da oluşturabilmektedir gözlemcisinin algılamasında.
Aşağıdaki resmi, grafik sanatlar tarihinin kendi kendisine göndermeli eserler bahsinin en sıkı örneklerinden birisi, belki de birincisi haline getiren özellik işte budur (ii).
Resim Galerisi, taş baskı, 1956. |
(i): http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2011/09/escherin-resim-sergisi-tablosuna.html
(ii): Escher'in desenlerinden oluşan bir görsel galeri için bknz.
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2013/11/maurits-cornelis-escher-grafik-sonsuz.html
kısa kaynakça:
http://en.wikipedia.org/wiki/Print_Gallery_(M._C._Escher)
http://escherdroste.math.leidenuniv.nl/index.php?menu=intro
ttp://en.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6del,_Escher,_Bach
Gödel, Escher, Bach: bir Ebedi Gökçe Belik, Lewis Carroll'un izinde zihinlere ve makinelere dair metaforik bir füg'; Douglas R. Hofstafter. Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2001.
http://www.mcescher.com/
https://www.flickr.com/groups/escherinhetpaleis/
http://en.wikipedia.org/wiki/Douglas_Hofstadter
https://twitter.com/FascinatingVids/status/519107610491224064
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder