Karşıyaka her sahaya çıktığında Özgür Soylu seslenir bulutların ötesinden: 'Kaf sin kaf!'

Özgür Soylu, kısa ama onurlu yaşamı ve sportmen duruşu
sayesinde, tribündeki amansız rekabeti dostluğa çevirmeyi başarmıştır

Özgür Soylu Karşıyaka Spor Kulübüne aşık gerçek bir spor şövalyesiydi
Bugün Özgür Soylu’nun bireysel silahlanma terörüne kurban gidişinin 3. yıl dönümü.
16 Kasım 2008’de, Bandırma Banvitspor – Pınar Karşıyaka basketbol maçı için Bandırma’ya doğru yola çıkan Karşıyakalı bir grup taraftar, bir benzin istasyonunda konakladığında, oradakilerle bir tartışma yaşamış ve Özgür Soylu vurularak öldürülmüştü.

Celâl Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor bölümü öğrencisi olan Özgür 21 yaşındaydı. Çok küçük yaşından itibaren tutkulu bir Karşıyaka Spor taraftarı olan Özgür, aynı zamanda sağduyulu bir tribün önderiydi. Takımının her maçı öncesi Karşıyaka Sporun önde gelen taraftarlarının katıldıkları toplantılarda daima sağduyu mesajlar verirdi. Özellikle de
takımının deplasmanları öncesinde büsbütün titizlenen Özgür Soylu, takımdaşlarını çok net ve kararlı ifadelerle uyarır, kamuoyunda Karşıyaka Spor Kulübünün imajına zarar verebilecek davranışlardan kaçınılması gerektiğine sürekli ve kuvvetli vurgu yapardı.
Dost canlısı, iyiliksever, mütevazı, sosyal sorumluluklarını lâyığıyla kuşanmasını bilmiş bir genç olarak öne çıkan Özgür, bu vasıflarıyla sadece kendisini çok iyi tanıyan dostları tarafından değil; onunla en ufacık bir paylaşımı olanlarca bile takdir edilen, sevilen, rol modeli olarak benimsenen bir spor aşığıydı.

Ölümünden sonraki bazı gelişmeler sevenlerini çok üzdü

Özgür Soylu’nun pisipisine öldürülmesi yetmezmiş gibi, bazı yayın organlarında çıkan ‘Karşıyakalı holiganlar, bir benzincide taşkınlık yaptı. Arbedede tribün teröristlerinden bir genç öldü’ şeklindeki mesnetsiz haberler Karşıyaka Spor camiasının ve Özgür’ün ailesinin kahrolmasına yol açmıştı. Bireysel silâhlanmanın neden olduğu bir vandalizmin, taraftar holiganizmine karşı masum bir esnaf meşru müdafaası şeklinde sunulması, basın etiği tartışmalarını da gündem getiren kritik bir gelişmeydi. Katilin 16 yıla çarptırılması, infaz yasasına göre en fazla 10 yıl yatacağı anlamına gelmekteydi. Bu husus Özgür’ü sevenlerin üzüntüsünü katmerli hale getiren bir başka gelişmeydi. Öte yandan, genç Karşıyakalının anne ve babasının mahkemedeki hal ve hareketleri yüzünden 15’er ay hapis cezasına çarptırılmış olması, bütün bu yaşananları büsbütün katlanılmaz kılan son darbe olmuştu.

Tribünlerdeki düşmanlıkları bitiren bir simge oldu Özgür Soylu

İzmir’i azıcık bilen, futbolla ucundan kıyısından uğraşan herkes bilir ki, Türkiye’nin en sert rekabeti Karşıyaka ile Göztepe arasındadır. Onlarca yıldır tırmanarak artan bu rekabet, İzmir derbisinin en ayırt edici vasfıdır. Her iki takım taraftarlarının, özellikle derbi öncesi ve hemen sonrasında, karşı takıma gönül verenlerin hakim oldukları ortamlara, takım aidiyetlerini yansıtan sembolik nesnelerle giremediği bilinen bir vakıadır. Özgür Soylu’nun kimliği, kişiliği ve trajik ölümü bu manzarayı değiştirmiş; çok uzun zaman sonra Göztepeliler Karşıyaka camiasının kalesi olan çarşıya takımlarının sembolleriyle gelerek Özgür’ün yasına iştirak etmişlerdir. Özgür için yapılan besteler, Karşıyakalılar ve rakip takımın taraftarlarınca  tribünlerde birlikte söylenmiş, ortak tezahüratlarda bulunulmuş, yazının başında görülen türden ortak pankartlar açılmıştır. Özgür’ün dürüst ve idealist kimliği, o aramızdan ayrıldıktan sonra da, spor ikliminin insanileşmesine, vicdanileşmesine olumlu katkı yapmıştır.

Kupayı getirin bize, götürelim özgüre

Bugün sadece Karşıyakalılar değil, neredeyse bütün İzmirli ve hatta Egeli sporseverler, Özgür Soylu’nun, isminin ve soy isminin ‘sıfat manasıyla müsemma’ bir şekilde, kendileriyle birlikte olduğunu hissederek izlerler maçları.
Bugün artık Karşıyaka sahaya çıktığında, Karşıyaka rakip sahaya girdiğinde, Karşıyaka rakibine üstünlük sağladığında, taraftarlarının ‘Kupayı getirin bize, götürelim özgüre!’ diyerek ayağa kalkması adeta alışılmış bir ritüele dönüşmüştür.
Ve bugün her Karşıyakalı taa canevinden hisseder ki, kendisi tribünden ‘KAF SİN KAF!’ diye haykırdığında, gökyüzünden, bulutların ötesindeki bir alemden seslenir Özgür Soylu kardeş: ‘KAF SİN KAF! KAF SİN KAF! KAF SİN KAF!’’
Ölümünün 3. Yılında Özgür Soylu’yu rahmetle, muhabbetle ve özlemle anıyoruz.
Nur içinde yat aziz kardeşim.

Ayrıntılı bilgi için:

1 yorum: