2012'yi uğurlar, 2013'ü karşılarken ne desem makbule geçer?



2012'yi yolcularken, dolayısıyla da 2013'le birlikte yaşamaya başlayacakken, ne desem anlamlı olur diye çok da düşünmedim doğrusu.

Yazımın başına aldığım toplu çocuk katliamı gibi vahşet görüntülerini, 31 Aralık 2012'yi idrak ettiğimiz şu an bile, dünyanın dört bir tarafında görmek halâ mümkün ise şayet, ben, kararmış vicdanlara, kapanmış kalp gözlerine, duyarlılığını yitirmiş insafsız ve izânsızlara öncelikle ve ivedilikle şunu söylemekle başlarım bu bahisteki lâkırdıma:

Eyyy muktedirler, eyyy egemenler, eyyy güçlüler, eyyy 'efendiler', eyyy müstekbiler, eyyy zalimler;
şunu asla unutmayınız ki;

KÜFÜRLE ABÂD OLABİLİRSİNİZ, LÂKİN, ZULÜMLE ASLA!!!

Ve fakat, kuvvetlice vurgu yaptığım bu argümanı, farklı varlık ve anlam kürelerine tekabül eden iki keyfiyet eşliğinde değerlendirmek icap ettiğini söylemeyi ihmal ettiğimde de, mezkûr iddiamın anlamsal - içeriksel bir noksanlık - zaafiyet ile malûl olacağının da farkındayım.

İşte o (neredeyse belli başlı bütün din, inanç, ahlâk ve sosyo-politik sistemlerde kendisine şu veya bu şekilde yer bulan ve yukarıda şeddeli vurgu yaptığım argümanın anlamlandırılmasına katkı verecek olan bahse konu) keyfiyetler:

1 - Hayvan eti ve hayvansal ürünler yiyen, hayvansal protein beslenmesinin asli unsuru olmaya devam eden insanın (homo sapiens sapiens), bu alışkanlığından vazgeçmediği sürece, şiddet uygulamaktan ve saldırganlıktan uzak durması çok düşük bir olasılıktır (biyolojik argüman). Bu argüman, insanın evrimsel gelişiminin verili aktüel uğrağında, halâ, uzak atalarımızın milyonlarca yıl önceki hayati pratiklerinin tortusu olan arkaik tercihlerin tesirinde olduğunu; serebral kortes (beyin kabuğu) dışında hükmünü icra eden R Komplex'inin (Reptilian Complex, Sürüngen Kompleksi) 21. asır insanını bile domine ettiğini vaz'eder.

2 - Özel mülkiyet temelli toplumsal düzen sürdüğü müddetçe, insanın, mal ve servet edinmek; giderek de bunları ihtiyacının ötesindeki biriktirmek ve kudret temerküz etmek temelindeki yoğun faaliyeti devam edecek; bu da, bizim sergilediğimiz saldırgan tutumlar almak, şiddet uygulamak gibi davranış norm ve kalıplarından kurtulmamıza izin vermeyecektir (sosyo-politik argüman).

Öte yandan, metnin tam da burasında, metnin vaat ve ima ettiği anlamlar manzumesi bakımından, bir problem sahası oluşmaktadır. Öyle ya, ilki biyolojik (hatta, felsefi açıdan oldukça sorunlu bir kavramsallaştırmayla söyleyecek olursak neredeyse 'ontolojik'), diğeri ise sosyo-politik olan bu argümanları ileri sürdüğümüzde; insanın, başta insana, diğer canlılara ve cansız doğaya uyguladığı tahakküm, şiddet, terör çizgisini meşrulaştırmış olmuyor muyuz?

Doğrusunu söylemek ve dürüst olmak gerekirse, dillendirdiğim son sorunun cevabı oldukça karmaşık olup, yılbaşı vesilesiyle yazılmış kısacık bir yazının ana mesajı olan ahlâki - itikadi bir önermeyi de örtecek, karartacak ve hatta boğacak mahiyettedir.

Bu yüzden de, bu cevapları verme misyonunu başka bir metnin içeriğine havale edip, okunmakta olunan satırları önceleyen vahşet görüntülerine karşı yukarıda dile getirdiğim o argümanı tekrarlayarak bitiriyorum bu mütevazi hasbihalı:


Eyyy muktedirler, eyyy egemenler, eyyy güçlüler, eyyy 'efendiler', eyyy müstekbiler, eyyy zalimler;
şunu asla unutmayınız ki;

KÜFÜRLE ABÂD OLABİLİRSİNİZ, LÂKİN, ZULÜMLE ASLA!!!

2013'de insanlık aleminde olumlu gelişmelerin yaşanmasını diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder