Değerli dostlar;
bir yanlış anlamaya meydan vermemek adına peşinen şu hususların altını çiziyorum:
1 - Aşağıdaki metin sadece ve yalnızca bu satırların yazarının görüşlerini içeren bir taslak çalışmasıdır.
2 - Aşağıdaki metin, ancak Sedat Yardımcı, Kerime Yardımcı ve sohbetlerde konuşmacı olarak adı geçen bütün arkadaşlarımızın görüşü, katkısı, önerisi ve onayı olduktan sonra kesinleşebilecektir.
3 - Son halini alan metin, Gezegen Kitap Müzayedesi ailesinin siz değerli fertleriyle vakit geçirilmeksizin paylaşılacaktır.
Gezegen Sahaf ve Müzayede Evi'nin kurumsal yapısını, ve, sohbetlerde konuşmacı olarak adı geçen kişileri bağlayıcı bir yanı olmayan, sadece yazarının öneri ve temennilerini içeren bu taslak metin, 11 Ekim 2014'den itibaren yapılması plânlanan sohbetler sırasında, nasıl bir resim ortaya çıkabileceğine dair kuşbakışı bir kişisel gelecek tasavvuru olarak okunmalıdır.
İşte, salt yazarına, Ziyaver Şencan'a ait olan, bu manada da, sadece onu bağlayan bahse konu o TASLAK metin:
Gezegen Sahaf Geleneksel Cumartesi Kitap Müzayedesi ailesinin değerli üyesi;
2013
başından itibaren gerçekleştirdiğimiz, ve, benim de müessese sahiplerinden sahhaf dostum Sedat Yardımcı ile birlikte eş münadiliğini ve moderatörlüğünü yaptığım etkinliğimizin 20. ayı dolmuş bulunmaktadır. Bu süreçte,
sayıları yüzleri bulan müdavimlerimizle birlikte, on binlerce eserin el değiştirdiği
bir müzayedeler silsilesini gerçekleştirdik.
Öte yandan, katılımcılarımızın
da teslim edecekleri üzere, bahse konu etkinliğimiz, salt bir kitap müzayedesi
olmanın çok ötesinde bir mahiyette gerçekleşmektedir. Müzayedeye konu eserler
el değiştirirken, gerek münadilerimiz ve gerekse de katılımcılarımız, müzayedeye
konu esere, ya da, onun gönderme yaptığı çeşitli konulara dair, faydalı, gerekli ve ilginç
bilgileri paylaşmaktadırlar. İşte bu yanıyla müzayedelerimiz, aynı zamanda bir
kültür muhabbeti ve entellektüel paylaşım ortamı hüviyeti de kazanmaktadır.
Değerli dostlar;
Sayısı neredeyse
100’e yaklaşan müzayedelerimizin şikâyete en çok konu olan yanı, müzayede
salonumuzun konforuna dair olanları müstesna tutacak olursak, kitaplar el
değiştirirken yapılan paylaşım ve muhabbetlerin süresinin kısalığına dair olan
husustur. Bu şikâyetin haklılığıyla % 100 mutabık olmamıza karşın, her müzayede
seansı sırasında huzurlarınıza çıkacak olan eserlerin çok fazla sayıda oluşu,verili
zamanın bunların müzayede edilmesine yetmemesi; etkinliğimizin sohbet kısmını genişletmemize
şu ana değin engel olmuştur.
Yaklaşık 2
aydır paylaştığımız üzere, işin sohbet kısmını, müzayedemizin öncesine
koyacağımız 1.5 saatlik bir etkinlikle, olabildiğince arttırarak, bahse konu
şikâyeti ortadan kaldıracağımızı ümit ediyoruz.
Bu arada,
kimi dostlarımızdan ‘ne yani, müzayede öncesine sohbet faslı koydunuz diye,
müzayede sırasında, eserler hakkında hiç paylaşımda bulunulmayacak mı!?’ itirazının yükselebileceğini şimdiden duyar
gibiyim.
Merak etmeyiniz
efendim; bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da, müzayedeye konu eserler
huzurunuza çıkarıldığında, paylaşılmasını gerekli ve faydalı bulduğunuz hususları,
etkinliğin akışını aksatmayacak şekilde olmak kaydıyla, hazirunla paylaşmaya devam edebileceksiniz. Son
zamanların favori ifadesiyle, buna dair bir ‘sıkıntı yok’. Yeter ki müzayedemiz
sağlıklı bir şekilde ilerleyebilsin, yeter ki eserler hızla yeni sahipleriyle
buluşabilsin; tayin edici beklentimiz budur değerli dostlar.
Evet sevgili kitap ve sohbet dostu; şimdi, Ekim 2014 - Ocak 2015 dönemin, kapsayan zaman zarfındaki sohbet programımıza dair bir taslağı paylaşmadan
evvel, öncelikle etkinliğimizin 11 Ekim 2014 gününden itibaren câri olacak olan zaman
plânlamasını sunuyorum:
12.30 – 13.30:
kültür muhabbeti, medeniyet sohbeti;
13.30 – 13.55:
soru - cevap ve katkılar;
14.00 – 19.00:
Kitap müzayedesi.
Şimdi de kimler sohbetlerimizde konuşmacı olacak sorusunu cevaplamaya geldi sıra.
Aslında bu sorunun çok basit ve yalın bir cevabı var: Gezegen müzayedelerine katılan kitap ve sohbet dostlarından, söz konusu sohbetlerde konuşmacı olmak isteyen herkes konuşmacı olabilecektir. Olay bu kadar net, açık ve basittir.
'Ben, bahse konu sohbetler silsilesine konuşmacı olarak katkı vermek istiyorum. Ama, hangi konuda konuşma yapmam gerektiğine karar veremedim. Zira, sohbetlerin içeriğinin nasıl olacağına; ne gibi konular konuşulabileceğine dair hiç bir düşüncem yok. Acaba, benim ilgi duyduğum, bu yüzden de hakkında konuşmayı düşündüğüm konu diğer sohbetlerin oluşturdukları genel havayla, entellektüel atmosferle, zihni iklimle uyumlu olacak mı?' gibi soruların akla gelebileceğinden hareketle, bu satırların yazarı, tamamı kendi kişisel görüşü olan 'fiktif - taslak' bir sohbetler serisi kurguladı.
Birazdan paylaşacağım sohbet konuları, yanlarında yer alan ve onlara dair konuşacakları anons edilen kişilere danışılmadan; bu metnin yazarının, bahse konu olası konuşmacıların uzmanlık alanlarına ve müktesebatlarına dair olan bilgisi çerçevesinde kurgulanmıştır. İsmi geçen dostlarımız, sohbetler serisine konuşmacı olarak katkı vermeyi kabul ederlerse, yapacakları konuşma, benim aşağıda dillendirdiğimle alâkası olmayan bir konuda olabilir. Konuşmacı, konuşacağı konunun içeriğinin, isminin ve kamuya tanıtılacağı anonslarının tespitinde belirleyici kişidir. Ve, yine konuşmacılarımız, konuşma yapacakları tarihi de, kendi iş programlarına, yoğunluklarına ve önceliklerine göre ayarlayabileceklerdir.
Aşağıda paylaştığım konular, ortaya koymaya çalıştığımız gayretin nasıl bir kumaştan dokunabileceğine, bu suretle yaratılabilecek olan kültürel sinerjinin muhtemel kimyasına, ve, etkinlikler birbirini izledikçe, zaman içerisinde giderek şekillenip ete kemiğe bürünecek olan sohbetler silsilesinin gövdesinin genetiğine dair siz muhterem kitap ve sohbet dostlarının muhayyilesinde ve mutasavveresinde bazı öncü kanaatler oluşturabilmeye matuftur efendim; maksadım ve meramım ve muradım sadece bu kadardır ve bundan ibarettir ve bununla sınırlıdır.
Aslında bu sorunun çok basit ve yalın bir cevabı var: Gezegen müzayedelerine katılan kitap ve sohbet dostlarından, söz konusu sohbetlerde konuşmacı olmak isteyen herkes konuşmacı olabilecektir. Olay bu kadar net, açık ve basittir.
'Ben, bahse konu sohbetler silsilesine konuşmacı olarak katkı vermek istiyorum. Ama, hangi konuda konuşma yapmam gerektiğine karar veremedim. Zira, sohbetlerin içeriğinin nasıl olacağına; ne gibi konular konuşulabileceğine dair hiç bir düşüncem yok. Acaba, benim ilgi duyduğum, bu yüzden de hakkında konuşmayı düşündüğüm konu diğer sohbetlerin oluşturdukları genel havayla, entellektüel atmosferle, zihni iklimle uyumlu olacak mı?' gibi soruların akla gelebileceğinden hareketle, bu satırların yazarı, tamamı kendi kişisel görüşü olan 'fiktif - taslak' bir sohbetler serisi kurguladı.
Birazdan paylaşacağım sohbet konuları, yanlarında yer alan ve onlara dair konuşacakları anons edilen kişilere danışılmadan; bu metnin yazarının, bahse konu olası konuşmacıların uzmanlık alanlarına ve müktesebatlarına dair olan bilgisi çerçevesinde kurgulanmıştır. İsmi geçen dostlarımız, sohbetler serisine konuşmacı olarak katkı vermeyi kabul ederlerse, yapacakları konuşma, benim aşağıda dillendirdiğimle alâkası olmayan bir konuda olabilir. Konuşmacı, konuşacağı konunun içeriğinin, isminin ve kamuya tanıtılacağı anonslarının tespitinde belirleyici kişidir. Ve, yine konuşmacılarımız, konuşma yapacakları tarihi de, kendi iş programlarına, yoğunluklarına ve önceliklerine göre ayarlayabileceklerdir.
Aşağıda paylaştığım konular, ortaya koymaya çalıştığımız gayretin nasıl bir kumaştan dokunabileceğine, bu suretle yaratılabilecek olan kültürel sinerjinin muhtemel kimyasına, ve, etkinlikler birbirini izledikçe, zaman içerisinde giderek şekillenip ete kemiğe bürünecek olan sohbetler silsilesinin gövdesinin genetiğine dair siz muhterem kitap ve sohbet dostlarının muhayyilesinde ve mutasavveresinde bazı öncü kanaatler oluşturabilmeye matuftur efendim; maksadım ve meramım ve muradım sadece bu kadardır ve bundan ibarettir ve bununla sınırlıdır.
Bu listenin, sadece yukarıda sınırlarını çizmeye çalıştığım çerçevede algılanacağını; özellikle de, konuşmacı olarak anons ettiğim kıymetli dostlarıma sohbet konusu ve tarihi dayatmak gibi bir hadsizliğin mümessili ve müellifi olamayacağımın teslim edileceğini en kalbi duygularımla umuyorum efendim.
İşte, sadece bana ait olan, bu bakımdan da, ne müessese ve ne de aşağıda zikredilen şahıslar bakımından bir bağlayıcılığı olmayan o fiktif - taslak liste:
İşte, sadece bana ait olan, bu bakımdan da, ne müessese ve ne de aşağıda zikredilen şahıslar bakımından bir bağlayıcılığı olmayan o fiktif - taslak liste:
11 Ekim
2014: ‘Altı asırlık bir gelenek: ‘Kalem – Suhuf – Sahhaf -
İstanbul ’; katılımcılar: Emin Nedret İşli, Halil Bingöl, İbrahim Yılmaz, Lütfü
Seymen; moderatör: Sedat Yardımcı;
18 Ekim
2014: ‘Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemi karikatür tarihinden enteresan
anekdotlar’; konuşmacı: Turgut Çeviker;
25 Ekim
2014: ‘Post-modernizm ve dijital devrimin biyografi ve tarih yazımına etkileri; konuşmacı: Abdülhamit Kırmızı.
1 Kasım
2014: ‘Doğu'da ve Batı'da Bilim, Felsefe ve Tarih Etkileşimi’; konuşmacı: Ferhat Özçep.
8 Kasım
2014: ’42 yıllık bir gelenek: İstanbul’un Festivali; Festival’in İstanbul’u bağlamında IKSV;
konuşmacı: Görgün Taner.
15 Kasım
2014: ‘100 yaşında bir genç: Yeşilçam!’; konuşmacı: Alican Sekmeç.
22 Kasım
2014: ‘Neşeli, hoşsohbet , koleksiyoner ve kültürlü bir İstanbul Beyefendisi olarak
yaşama sanatı’; konuşmacı: Pınar Dudaksızoğlu.
29 Kasım
2014: ‘sohbet konusu bilâhare paylaşılacaktır’; konuşmacı:
İsmail Şen.
6 Aralık
2014: ‘Türküyle, sevdayla ve mücadeleyle geçen bir hayat: Ruhi Su’; konuşmacı:
Karabey Aydoğan. K.Aydoğan aynı zamanda Ruhi Su’nun bazı eserlerini de canlı
performansla paylaşacak.
13 Aralık
2014: 'Musikinin mimarisi, mimarinin musikisi'; konuşmacı: Celâleddin Çelik.
20 Aralık
2014: ‘Başka bir kent, ‘mutlu bir kent’ ve ‘yaşanılabilir bir İstanbul’ mümkün
mü?’; konuşmacı: Yaşar Adanalı.
27 Aralık
2014: ‘Hiper-süper-über iletişim çağında iletişemiyor; nâçar, kendi kendimle konuşuyorum!’;
konuşmacı: Ziyaver Şencan.
3 ocak 2015: 'bir sengine yekpare acem mülkü feda olası ol şehr, istanbul, İSTANBUL!'; konuşmacı: Önder Kaya.
10 Ocak 2015: 'Ne içindeydi zamanın ne büsbütün dışında: bir Ahmet Hamdi Tanpınar okuması'; konuşmacı: Şaban Özdemir.
17 Ocak 2015: 'konu bilâhare saptanacak'; konuşmacı: Yaşar Geyikdağı.
24 Ocak 2015: 'Türk resim tarihinin meçhul aktörleri, bilinmeyen anekdotları'; konuşmacı: Ömer Faruk Şerifoğlu.
31 Ocak 2015'ten itibaren yapılacak olan sohbetlerimizde, Gezegen Sahaf ve Müzayede Evi'nin, burada adı anılmamış diğer bütün değerli fertleri de, arzu ettikleri takdirde, konuşmacı olabileceklerdir.
Meselâ, benim aklıma şu anda Hakan Alacalı, İskender Ünal, Murat Erşen, Ahmet Kot, Neşe Binark geldi.
Evet, amacım(ız), herkesin konuşmacı olduğu sohbetler yapmaktır. Bu suretle, herkes eteğindeki taşı dökebilecek; herkes sözünü söyleyebilecek, herkes birikimlerini paylaşabilecektir.
Şayet bu projemizi gerçekleştirebilirsek, bunun, hem ülkemizin fikir hayatına anlamlı bir katkı sağlayabileceğini; hem de, çeşitli sosyolojik ve politik problematikler üzerinden kamplaşmış - kutuplaşmış ve hatta yarılmış olan Türkiye Toplumsal Formasyonunda kalıcı bir barış inşaasına anlamlı ve mütevazi bir katkı sunabileceğimizi düşünüyorum.
Hadi öyleyse, ne duruyoruz, gelin sohbet edelim))))
3 ocak 2015: 'bir sengine yekpare acem mülkü feda olası ol şehr, istanbul, İSTANBUL!'; konuşmacı: Önder Kaya.
10 Ocak 2015: 'Ne içindeydi zamanın ne büsbütün dışında: bir Ahmet Hamdi Tanpınar okuması'; konuşmacı: Şaban Özdemir.
17 Ocak 2015: 'konu bilâhare saptanacak'; konuşmacı: Yaşar Geyikdağı.
24 Ocak 2015: 'Türk resim tarihinin meçhul aktörleri, bilinmeyen anekdotları'; konuşmacı: Ömer Faruk Şerifoğlu.
31 Ocak 2015'ten itibaren yapılacak olan sohbetlerimizde, Gezegen Sahaf ve Müzayede Evi'nin, burada adı anılmamış diğer bütün değerli fertleri de, arzu ettikleri takdirde, konuşmacı olabileceklerdir.
Meselâ, benim aklıma şu anda Hakan Alacalı, İskender Ünal, Murat Erşen, Ahmet Kot, Neşe Binark geldi.
Evet, amacım(ız), herkesin konuşmacı olduğu sohbetler yapmaktır. Bu suretle, herkes eteğindeki taşı dökebilecek; herkes sözünü söyleyebilecek, herkes birikimlerini paylaşabilecektir.
Şayet bu projemizi gerçekleştirebilirsek, bunun, hem ülkemizin fikir hayatına anlamlı bir katkı sağlayabileceğini; hem de, çeşitli sosyolojik ve politik problematikler üzerinden kamplaşmış - kutuplaşmış ve hatta yarılmış olan Türkiye Toplumsal Formasyonunda kalıcı bir barış inşaasına anlamlı ve mütevazi bir katkı sunabileceğimizi düşünüyorum.
Hadi öyleyse, ne duruyoruz, gelin sohbet edelim))))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder