Pensilvanya Türkiye'ye savaş açtı!


Pensilvanya arması.


1 - ABD'nin bir eyaleti Türkiye'ye savaş açtı!
Uluslararası kamuoyunun gündemindeki
soru şu: Pensilvanya,  başlattığı bu savaş
hamlesini ne kadar ileri götürecek?

2014 Haziran'ının sonuna doğru, oldukça enteresan, fakat, meseleyi takip edenler bakımından ise hiç de sürpriz sayılmaması gereken, bir uluslararası politika gelişmesi yaşandı: ABD'nin bir eyaletinin, Pensilvanya'nın, mahalli otoriteleri Türkiye'ye savaş açtı!

Bahse konu 'savaş açma' gelişmenin ne şekilde cereyan ettiğine ve onun arka plânındaki dinamiklere dair mahalli bir kaynak için, bakınız: http://www.brighteningglance.org/pennsylvania-declares-war-on-turkey-26-july-2014.html.


2 - Savaş ilanının alt metinleri

Yukarıda paylaştığım kaynaktan da anlaşılabileceği üzere; başta Erdoğan olmak üzere, politik pantheon'umuzun top list'inde yer alan kimi siyasal aktörlerin, 
Pensilvanya'dan öfke dolu bir tonlama ve tehditkâr bir içerikle ve süreklilik arz eden bir şekilde bahsetmeleri, mezkûr eko-sistemin semalarında tedirginlik, korku, kaygı ve stres yüklü bir iklimin emarelerinin görülmesine yol açmış olmalı. Hemen ardından da, bu gibi sosyo-psikolojik, sosyo-politik, psiko-klimatolojik, jeo-pato-politik ve antropo-kuantatik süreçlerin leitmotive'leri olduğu kompleks bir örüntünün müteakip fazı devreye girmiş; yöre insanında 'bunlara hak ettikleri cevabı verelim artık!' şeklinde özetlenebilecek bir öfke patlamasına ve bir 'mukabele-i bilmisil' beklentisi tezahürüne neden olmuştur. 
Eski Dostlar düşman oldu.

Hiç kuşku yok ki; ne Ocak 1999'da Pensilvanya'ya iltica eden Fethullah Gülen ve yakın civarı ve ne de 7 Şubat 2012'de kamuoyuna akseden MİT kriziyle başlayıp, 17 - 25 Aralık 2013 süreciyle de zirve yapan 'anti-Gülenci diskur'u kullananlar; yaptıklarının, ABD'nin bahse konu bu mütevazi eyaletinin Türkiye'ye savaş açmasıyla noktalanacak olan bir sürecin sebebi ve tetikleyicisi olabileceğini tahayyül dahi etmemişlerdir diye düşünüyorum. 

Olayın üzerinden 13 ay geçtikten sonra hakkında daha soğuk kanlı analizler yapılabilecek olan mezkûr krizin 'alâmeti farika'sı haline gelen 'Pensilvanya Diskuru', salt politik jargonumuza değil, gündelik konuşmalarımıza da damgasını vuran; hatta, bunun da ötesinde, giderek ilköğretim çağındaki çocuklarımızın oyunlarına ve söylemlerine bile nüfûz eden bir mahiyet kazanmıştır. 


Türkiye Toplumsal Formasyonu'nun en ücra kılcallarına, en derin organellerine değin sızarak insani, sosyal, ekonomik ve politik söylemlerimizi neredeyse hacir altına alan 'Anti-Pensilvanya Diskur' ve ona karşı geliştirilen, 'Pro-Pensilvanyacı Belâgat', takip eden süreçte de, bünyemizdeki varlığını ve ağırlığını (konjonktürel gelişmelere bağlı olarak, şu veya bu düzeyde) hissettirmeye devam edecek gibi gözükmektedir.


Bu çalışmanın devam eden bölümleri; psiko-sosyo-politik kozmosumuza giren Pensilvanya isminin (Pensilvanyalılara bakılırsa, aslında, bize dair bir şeylerin kendilerine, coğrafyalarına girdiğinin dillendirilmesi, sürecin verili gerçekliğiyle daha mutabıktır) etimolojsinin yapılıp, tarihsel kökenlerinin analiz edildiği bir mecrada ilerleyecek; bir diğer deyişle, Pensilvanya adının nereden geldiğine dair çok da bilinmeyen bazı gerçeklerden bahsedilecektir.


3 - Pensilvanya'ya niçin Pensilvanya denir?


Bu bahiste altı ilk çizilmesi gereken unsur, hiç kuşkusuz, Pensilvanyalıların kişilik profilinde öne çıkan kimi hususlardır. Özetle söylemek gerekirse; Pensilvanya diye anılan coğrafyanın insanları, tarihleri boyunca, ABD'nin okumuşu-yazmışı, aydını, mektebi, talebesi, akademisyeni, mürekkep yalamışı, yazmak-çizmek-okumak bağlamlarında dirsek çürütmüşü, kalem (şimdilerde klavye) erbabı an fazla olan kesimidir.



Tobaco-vanilin içerikli enfiye.
Bahse konu bu mümeyyiz kültürel gelişmişliklerinin, bu spesifik gayrı-maddi vasıflarının yanı sıra, Pensilvanyalıların bir diğer karakteristik hususiyeti de, had safhada keyif ehli olmalarıdır. Onların, keyifperestliğine dair sayılamayacak kadar çok olgudan, alışkanlıktan ve davranış kalıbından bahsetmek mümkündür. 
Lâkin ayrıntılı olarak ele alınmaları bahsi diğerdir ve başka bir çalışmanın nesnesidir.

Bu alışkanlıklar içerisinde mercek altında inceleyecek olduğumuz husus, Pensilvanya isminin ortaya çıkmasında direkt belirleyici olan dominant unsur; yani, Tobaco-vanilin'dir. 



Tobaco-vanilin'in modifiye terkiplerinin kullanıldığı bir Voodoo ritüelinde kendinden geçen Voodoo inanlıları.
Tobaco-vanilin, Pensilvanyalıların ekseriyetle yemeklerden sonra kullandıkları bir çeşit enfiyedir (konuya dair ayrıntılı bilgi için bakınız: 
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/09/tobaco-vanilin-pensilvanya-icin.html). 

1/3 enfiye tütünü, 1/3 vanilya ve 1/3 pudra şekerinin oluşturduğu bir terkip olan tobaco-vanilin, kullanıcısına haz verirken, ciddi manada müptelalığa da neden olmaktadır. Söz konusu terkibi Amerika'yı kolonileştirdikleri 17. asrın sonlarından beri kullanan Pensilvanyalıların, bu haz veren bileşimle geliştirdikleri koparılamaz ve tutkulu bağımlılık ilişkisi, bu insanların ve onların yaşadıkları bölgenin adeta alameti farikalarından biri haline gelmiştir. Öyle ki, yöre halkının vanilyalı bu kombinezona olan (neredeyse kölelik düzeyindeki) tâbiyet ve bağımlılık durumu, bahse konu bölge ahalisinin yaşadığı coğrafyanın 1690'lardan 1913'e kadar geçen süre zarfında 'Trans-in-vanilya (vanilyayla transa giren, vanilya sayesinde kendinden geçip kafa bulanların) diyarı olarak anılmasına sebep olmuştur.


Trans-in-vanilya adı; bu yörede yaşayan ahalinin (yukarıda zikredilen) bir başka ayırt edici ve karakteristik vasfı sayesinde, 1913'de değiştirilmiştir. Ahalisinin, yaşadığı coğrafyanın adında yapılan söz konusu bu değişikliğe neden olan mümeyyiz vasfı; Trans-in-vanilyalıların kahir ekseriyetinin okumaya, yazmaya, eğitime, öğrenmeye, kültürel faaliyetlerin hemen her türüne olan tutku ve hatta aşk derekesindeki eğilimleri ve afinitesidir. Okumak, öğrenmek, güzel sanatların biri ya da birkaçıyla ilgilenmek, Trans-in-vanilyalılar için varoluşun sine qua non'udur adeta.


Şimdi, Trans-in-vanilya'nın, hangi nedenler ve dinamikler yüzünde Pensilvanya'ya dönüştüğünü mercek altına almaya geldi sıra.


4 - Anton Çehov, Trans-in-vanilyalıların hayatını nasıl değiştirdi?


Trans-in-vanilyalılar, nedendir bilinmez (küresel üne sahip ABD'li edebiyat eleştirmeni John mc Litera Critica'nın da altını ısrarla ve başarıyla çizdiği üzere, 'adeta sebepsiz, anlaşılmaz ve esrarengiz bir şekilde!'); Anton Çehov müptelasıdırlar. Diğer bir ifadeyle, bir Trans-in-vanilyalı için Çehov okumak adeta varoluşunun ayrılamaz bir parçasıdır denilebilir. Özellikle de (ismi ile yörenin coğrafi adı arasında kolayca kurulabilecek irtibat ve ünsiyetten olsa gerek) 'Vanya Dayı' piyesi, bu ahali için bir nev'i kutsal metin mertebesindedir (detaylı bilgi için bakınız: 

http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/09/daha-70-yl-once-abd-edebiyatn-domine.html#more). 

Bu konuya dair paylaşacağım bir detay, çehovmania ve 'vanyadayıperestlik'in Trans-in-vanilya'da ne düzeyde olduğuna dair bize berrak bir görüş açısı sağlayabilecektir: mezkûr coğrafyada yaşayan ahali, yayınlanıp İngilizceye çevrildiği kabaca 105 yıldan beri, Vanya Dayı'yı 193,069,079 kere sahnelenmiştir. Bu, kırılması hakikaten de gayrı kaabil olan küresel bir rekordur.


Bahis konusu olan keyfiyet, 1913'de, dönemin ABD başkanı olan William Howard Taft tarafından değerlendirilmiş ve, bizzat onun çıkardığı kanun kuvvetinde bir kararnameyle Trans-in-vanilya adı Pencil-Vanya olarak düzeltilmiştir. Rahatlıkla görülebileceği üzere, yeni ismin 'pencil' kısmı kaleme-kültüre-yazmaya-okumaya nispet etmektedir. 'Vanya' dolayımı üzerinden ise, bir taraftan Çehov'un bahse konu eserine gönderme yapılırken, yanı sıra da, ahalinin t
obaco-vanilin tiryakiliğine referans veriliyor olsa gerektir.

İşte, Pensilvanya'ya Pencil-Vanya denmesinin nedeni özetle budur!


5 - Süleyman Demirel'in konumuzla bir alâkası olabilir mi?!?


Aslında, doğrudan bir alâkası yok; ancak, dolaylı olarak konumuzla iltisaklıdır 17 Haziran 2015'de vefat eden 9. cumhurbaşkanı.


Evet, şimdi bir parantez açıyor ve yakın dönem Türkiye siyaset hayatına dair bilinmeyen bir ayrıntıyı paylaşıyorum. Türkiye siyasal pratiğine kanun kuvvetinde kararname olgusunu kazandıran Süleyman Demirel, bu konudaki ilham kaynağının ABD başkanlarından William Howard Taft olduğuna işaret eder (konuya dair kaynak için bakınız: 
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/09/william-howard-taftn-fevkalade-merakl.html)

Demirel, halen yayına hazırlanmakta olan ve 2015 sonundan itibaren de her 2 ayda bir, ikişer cildinin yayınlanması plânlanan (toplamda 28 cilt olması düşünülmektedir) anılarının 7. cildinde, Başkan Taft'ın kendisine bu hususta nasıl rehber ve mürşit olduğunu, hem hınzırca zeki bir üslûpla ve hem de epeyce ayrıntılı olarak anlatmıştır (Demirel'in hatıratının basılmasıyla ilgili olarak bakınız:

http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/09/senirkent-suleyman-demirel-9uncu.html)

Konumuz dışı olan bu parantezi kapatıyor ve saptığım tali yoldan çıkıp, esas konumuza, ana yolumuza dönüyorum.


6 - William Howard Taft'ın anıları ibretlik olaylar ve önemli bilgilerle doludur.

Biyografiler, özellikle de oto-biyografiler
tarihin ham maddesidir.

Kim demişse, gerçeğe işaret etmiş, hakikatle mutabık konuşmuş doğrusu; evet, 'biyografiler, hele de oto-biyografiler, tarihin ham maddesidir; tarihçilerin en önemli kaynaklarındandır'. William Howard Taft'ın gayreti bunun en karakteristik örneklerdendir. Onun, hayatı boyunca düzenli olarak tuttuğu notları ve günceleri temelinde yazdığı oto-biyografisi, bazı tarihçi ve araştırmacılara göre, Taft'ın başkanlık dönemi boyunca (kimileri bu dönemi onun bütün hayatına teşmil etmekten kaçınmaz) yaptığı hizmetlerden daha önemli ve daha faydalıdır. ABD'nin 27. başkanının, görev süresi biter bitmez sür'atle kaleme alarak yayınladığı 11 cilt hacmindeki anıları, konunun eksperlerine göre, dönemine dair çok önemli ve değerli bilgilerle ve ibretlik olaylarla yüklü bir mücevher sandığı gibidir. 


W. H. Taft'ın, Trans-in-vanilya adını değiştirmek sürecinin karar alma mekanizmalarına yöre insanını, yerel kanaat önderlerini dahil etmişse de; onun, bu gibi durumlarda alışıldık olduğu üzere, mahalli bir referandum yapılmasını engelleyici bir siyasa izlemesi, adem-i merkeziyetçi ve liberal ağırlıklı ABD yurttaşlarında 1913 yılından beri eleştirilen bir konudur. 



Her neyse, olan olmuş; ABD Anayasası'nın ve demokratik teamüllerinin biraz da hilafına olmak kaydıyla, 'Yeni Dünya'nın bir eyaletinin adı değiştirilmiştir. Taft, hatıratının ilk ve son ciltlerinde; bu isim değişikliği sürecini ve ondaki şahsi rolünü; entelektüel derinliği olan bir içeriği, bayağılığa düşmemeyi beceren bir mizah üslûbuyla başarılı bir şekilde harmanlayarak, paylaşmasını bilmiştir. Yukarıda da dillendirdiğim üzere, yöre insanının kalemle, okumayla, yazmayla, kültürle, başta edebiyat ve tiyatro olmak üzere güzel sanatların hemen her dalıyla ve küresel hümanist vicdanla ortalamanın çok üzerinde içli dışlı olmasının tayin edici olduğu bir ismin, Pencil-Vanya'nın, tercih edilmesindeki jakoben tarzını ise, Başkan Taft; ustalıkla örtmeyi ve bu suretle de gözlerden saklamayı becermiştir doğrusu. 


ABD'nin diğer eyaletleri gibi sistematik soykırımlarla Amerikan yerlilerinden gasp edildiği 17. asrın 2. yarısından, 1913'e değin bahse konu eyalet topraklarına işaret eden Trans-in-vanilya isminin Pencil-Vanya'ya dönüşmesi, paylaştığım tarihsel arka plân üzerinde, işte bu şekilde adım adım gerçekleşmiştir (Taft'ın otobiyografisinin Türkçe baskısının Gotham City Üniversite Kütüphanesi'nde olduğu kaydını içeren bir bibliyografya bilgisi üzerine, bahse konu eğitim kurumunda yıllar önce yaptığım bir araştırma ne yazık ki sonuçsuz kalmıştı bknz. http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/10/robert-james-howard-chuchward-gotham.html).

7 - Pensilvanya - Türkiye savaşı, tobaco-vanilin tiryakiliği ve haşhaşilik diskuru


Coğrafyalarının adının tarihsel, etimolojik ve filolojik köken ve kaynaklarına dair otantik bilgilerin, bu metin paylaşılana değin, Türkiye kamuoyunun neredeyse tamamen meçhulü olduğu, Pencil-Vanyalılar; eyaletlerinin Türkiye'ye savaş açmasının ardından ciddi bir ikilemle karşı karşıya kalmışlardır. Yazımın başında da paylaştığım üzere, onlar, bir taraftan, sürekli olarak 'eyyyy Pensilvanya, eyyyy Pensilvanya!!!!' diyerek kendilerini hesaba çeken Türkiye Cumhuriyeti devletinin zirvesine bir tepki verilmesini arzulamakta; ama aynı zamanda da, bunun, barışçıl - pasifist - hümanist kimlikleriyle uyumlu bir tarzda gerçekleştirilmesini talep etmektedirler. 


Bir diğer ifadeyle, ABD iç savaşında bile tarafsız kalmayı başarmış, ve; hem 1. ve hem de 2. Dünya Savaşlarına evlâtlarını göndermemiş olması sayesinde 'ABD'nin tarafsızı' ve 'Yeni Dünya'nın İsviçre'si diye anılan Pensilvanya halkı; mahalli yönetiminin (Pensilvanya Eyalet Devleti'nin) aldığı 'Türkiye'ye savaş açmak kararı'nı, kendisinin pasifist, barışçıl, münevver, hedonist, keyif ehli ve hümanist vasıflarıyla bağdaştıramamaktadır.


İlerleyen sürecin, Pensilvanyalıları, yaşadıkları bu paradoksal durum, bu 'yaman çelişki' karşısında nasıl bir tutum almaya iteceğini bugünden kestirmek gerçekten çok güçtür. Meseleye soğukkanlı bir nazarla ve mesafeli baktığınızda, bu aktüel vak'adaki çelişkinin, aslında, ironik bir resim verdiği de söylenebilir pekalâ. 


Bir başka ironi de, 'anti-Gülenci diskur'un temel argümanlarından olan haşhaşilik suçlamasını dillendirenlerin, Pensilvanya - tobaco-vanilin irtibatından bi-haber olmalarıdır. 


Her uzun vadeli iddia, sürekli değişen ve fazdan faza geçen çok boyutlu diyalektik bir süreç olarak okunabilecek olan hayatın akıl almaz kompleksliğinin önceden kestirilemezliği yüzünden, kaçınılmaz olarak, müddeinin kibrini, hadsizliğini ve cehaletini de içerir. Bu yüzden de, bu metni; '2014 Ağustos'una doğru ilerlenilen şu süreçte; Pensilvanya - Türkiye sorunsalının, kısa ve orta vadede de gündemde kalacağına dair yeterince emare (ve sebep) var gibi gözükmektedir' diyerek, açık uçlu ve mütevazi bir finalle hitama erdirmiş olalım. 


Hem yukarıda linkleri paylaşılan (bu satırların müellifince yazılmış) metinlerin ve hem de bu tarihi denemenin oluşmasında esas alınan ilmi metot için bknz: http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2013/10/argmentum-ad-gastroenterum.html (i).



Alan Sokal
dipnotlar:
(i): Alan Sokal'ın 'Social Text'te yayınlanan ve küresel entellektüel camiada 'Alan Sokal's Social Text Affair' olarak anılan fenomene keynaklık eden 'Transgressing the Boundaries: Toward a Transformative Hermeneutics of Quantum Gravity' başlıklı etüdüne saygı duruşu mahiyetinde olan bu yazıda verilen linkler vasıtasıyla erişilen metinlerin tamamı ironik ve uydurmadır. 

Hal böyle olunca, onları referans alan yukarıdaki metnin de, bütünüyle kurmaca ve uydurma olması kaçınılmazdır. 


Yeterince özenli ve dikkatli bir okuma yapılmaması halinde, gerçek dışı unsurlardan oluştuğu fark edilemeyebilecek olan bu metin, onu ödevlerinde kaynak olarak kullanan öğrencilerin; sosyal medyada paylaşan internet gezginlerinin; akademik çalışmalarının referans listesine fütursuzca ekleme cür'etini gösterebilecek olan 'bilim insanları'nın; özellikle de, ondan intihal yapmak gafletine düşebilecek olan 'kanaat önderleri'nin utanç çukuruna yuvarlanmasına ve mahcubiyet uçurumlarının diplerine düşmesine neden olabilir. Bu gibi hallerde, bahis konusu sıkıntılara dûçar olacak dikkatsiz eşhasın post-travmatik sendrom ve benzeri müşkül vaziyetler yaşaması da muhtemeldir. Yazarının, yanlış okuma menşeyli bütün bu sıkıntılarda, zerrece bir sorumluluk ve dahlinin olmadığı aşikârdır.


Cari keyfiyeti paylaşmayı kanuni, ahlâki, etik ve entellektüel bir zorunluluk addediyorum.


Okuma önerisi:

1 - http://www.physics.nyu.edu/sokal/transgress_v2_noafterword.pdf ; 
2 - http://en.wikipedia.org/wiki/Fashionable_Nonsense;
3 - http://en.wikipedia.org/wiki/Beyond_the_Hoax;
4 - http://www.idefix.com/kitap/son-moda-sacmalar-jean-bricmont/tanim.asp?sid=A8CGX67MZM4SMZZJXTAS;
5 - ://www.idefix.com/kitap/sakanin-ardindan-alan-sokal/tanim.asp?sid=B62JGYYVFA6A5WO4D6BK.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder