Adalet, barış ve demokrasi



İnsan ne ister, ne bekler hayattan?

Bu sorunun cevabında hem yönetilenlerin ve hem de onları yönetmeye namzet olan herkesin içselleştirmesi gereken o basit ve ama aynı zamanda da derin, temel ve hayati olan bir o hakikat barınmaktadır:

Adalet ister insan, barış ister, demokrasi ister; hepsi bu kadar, inanın bana, hepsi bu.

Çok şey midir bu isteklere tatmin edici cevaplar verebilmek Allah aşkına?!?

Hayır; insanlığın barış, adalet ve demokrasi taleplerini karşılayabilmek aslında hiç de zor değildir.

Bu beklenti ve arzuları kişiliğimizin parçası kılmamız, onları hayatımıza tatbik etmeye samimi olarak karar vermemiz, akabinde de bunları faaliyetlerimize rehber ve mürşid kılmamız durumunda rahatlıkla gerçekleştirilebilecek ülkülerdir bunlar.

Bunları yaparken de tabi ki samimi olmak hayati öneme haizdir. Aksi halde barış, adalet ve demokrasiyi 'özde değil sözde' savunan; bunları yaşamaktan ziyada diskurunun süsleri, vitrini, makyajı kılan kanaat önderlerinden zerrece farkımız kalmayacaktır. 

Böylesi bir hal nasıl da sevimsiz, ne kadar da iticidir, öyle değil mi?

En az hava kadar, su kadar, aşk ve merhamet kadar elzem, vazgeçilmez ve ilahi olan barış, adalet ve demokrasiye sımsıkı sarılalım ve bu tutumumuzda da olabildiğince sebatkâr ve alabildiğine musrır olalım, olmaz mı?

hamiş:
(i): Yukarıdaki illüstrasyon Semih Poroy'a ait olup 11 Ekim 2015 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayınlandı: bknz. http://www.cumhuriyet.com.tr/cizim/385715/Semih_Poroy_Harbi.html
(ii): Aşağıdaki çalışma Berrin Nazlı tarafından facebook'ta paylaşıldı. bknz. https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10206767016387476&set=p.10206767016387476&type=3&theater

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder