0 - Medhal
Türklerin hayatında, binlerce
yıllık bir süreç boyunca, merkezi bir rol işgal etmiş olmasına karşın, atla
ilgili ciddi tercüme ve telif eserlerden oluşan Türkçe külliyatın son derecede
cılız olması doğrusu düşündürücüdür. Bu eserlerin çok önemli bir bölümünün
Türkiye Jokey Kulübü tarafından basılması, onlara erişim noktasında ciddi bir
handikap oluşturmaktadır. Zirâ, söz konusu kurumun eserlerini kitapçılarda
bulmak çok zordur. Bunları ya sahaflardan, ya da internet üzerinden satış yapan
bazı portallardan temin etmek zorundasınız. Takip eden satırlarda, at ile insan
arasındaki binlerce yıllık ilişkiyi çeşitli cephelerden ve başarılı bir şekilde
ele alan eserlerin en kayda değer olanlarını mercek altına alacağız.
1 – Yoldaşımız At
Kudret Emiroğlu ve Ahmet Yüksel
tarafından yazılan, fotoğrafları ise Ümit Uzmay ile, fotoğraf sanatımızın
yaşayan efsanesi Ara Güler’e ait olan eser 2002’de Yapı ve Kredi Yayınları
etiketiyle almıştı kitapçı raflarındaki yerini. Takip eden yıllarda, sonuncusu
genişletilmiş edisyon olmak üzere, yeni baskıları yapılan kitabın, ne yazık ki,
baskısı tükendi. Bazı sahaflarla ve Nadir Kitap portalında satış yapan kimi
ikinci elcilerin sanal dükkânlarında bulabileceği eserin yeni baskısının
yapılmasını beklemekte meraklısı.
Bu eser tam bir ‘at ansiklopedisi’,
ya da ‘at salnamesi’; öyle ki, atın milyonlarca yıl önceki atalarından başlayan
macerası, 5,500 yıl önceye giden evcilleştirilmesi, Anadolu’ya intikali,
Anadolu insanlarıyla kurduğu ilişkiler, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde
insanımızın atla kurduğu o derin ve köklü ünsiyet ve rabıta, İstiklâl Harbi’nde
atın yeri, erkeklik kültürüyle atın nasıl birbirlerini tamamladıkları, ata dair
inanışlar, at ırkları ve soyları, Cumhuriyet döneminde ata verilen önem, fenni usullerle
at yetiştirilmesine yeni rejimin verdiği destek, mitolojiler, destanlar ve
dillerde kendisine yer bulmuş atla ilgili inanışlar, söylenceler, hikâyeler, deyişler
ve sözcükler, atla yapılan sporların binlerce yıllık tarihi gibi çok geniş bir
entervale yayılan konular meraklı ve yeni bilgilerle ve belgelerle
desteklenerek okuyucuyla paylaşılmış. Bazıları duayen sanatçı Ara Güler’e ait
olan fotoğraflarının okurunda görsel bir şölene muhatap olduğu izlenimi
uyandırması kitabın göz ardı edilemeyecek bir artısı. Meraklısının ne yapıp
edip edinmesi gereken temel bir referans eser bu.
2
– Osmanlı’dan Cumhuriyet’e At Sevdası:
Belgeselci Nebil Özgentürk’ün Türkiye Jokey Kulübü
için 2016’da çektiği dokümanter filmin kitabı olan eser 2016’da Türkiye Jokey
Kulübü tarafından yayınlandı. Belgesel gibi kitabın da arkasında da Nebil
Özgentürk var. Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze kadar at ile insanımızın
ilişkisini ele alan eser, uzak ve yakın atalarımızın atı ne denli çok
sevdiklerini, atın o dönemin insanlarının hayatında nasıl da merkezi bir yeri
olduğunu ortaya koymakta. Çok sayıda görselden oluşan 110 sayfalık eser bu
niteliğiyle belgesel bir film tadı bırakmakta izleyeninde. Bu kitabı ‘Osmanlı
döneminde at, günümüz insanının hayatında futbol ve televizyonun sahip olduğu
ağırlığa sahipmiş neredeyse’ şeklinde özetlemek mümkün.
3
– At’a senfoni:
Necip Fazıl Kısakürek’in at sevgisinin tarihsel bir
icmali ve destansı, felsefi ve şiirsel bir ifadesi olan eserin ilk baskısı 1958
yılında Türkiye Jokey Kulübü tarafından yapıldı. ‘Çok satan (best seller)’
değil, ‘uzun süre çok satan (long seller)’ olan eserin halen hem Büyük Doğu ve
hem de Türkiye Jokey Kulübü tarafından yapılmış baskılarını piyasada bulmak
mümkün. Koleksiyonerler ise, normalden biraz daha ödeme yapmayı göze
aldıklarında, kitabın 1958’de yapılmış ilk baskısını sahaflarda ve Nadir
Kitap’ta bulabilirler.
Sadece Türk fikir hayatında değil, dünya düşünce
tarihinin genelinde de bu nitelikte olan bir başka kitaba tesadüf etmek gerçekten
çok zordur, hatta imkânsızdır. Zirâ, bir kültürün, bir inancın, bir milletin ve
bir medeniyet havzasının, binlerce yıldır derin bir dostluk ilişkisi
geliştirdiği bir hayvan hakkındaki görüşlerinin hem epik bir retorikle, hem de
felsefi ve psikolojik bir derinlikle dillendirildiği eserin benzerinin
yazılabilmesi için, söz konusu hayvanı en az Necip Fazıl Kısakürek kadar seven
bir dâhinin bu işe soyunması şarttır. Bunun gerçekleşmesinin ise çok da kolay
olmadığı hakkında bu satırların okurları ile yazarı arasında ciddi bir itilaf
olmayacağını düşünüyorum. Mercek altına aldığımız eserin ortaya çıkışının enteresan da bir hikâyesi vardır. Bu süreci, o
döneme dair tanıklarını, anılarını paylaşmış çok sayıda Babıali emekçisinin
satırlarından hareketle özetleyelim:
Yazar, tövbe ederek hayatını radikal bir şekilde
değiştirdiği dönem (1970’lerin ikinci yarısı) öncesinde lüks bir hayat
yaşamaya, kumara ve at yarışlarına meraklıymış. Kitaplarının ve yazılarının telif
ücretleri bu nitelikteki bir yaşamı devam ettirebilmesi için çok yetersiz
olduğundan, araya soktuğu hatırlı kişilerin kefaletiyle Kısakürek, 1950’lerin
ikinci yarısında, Türkiye İş Bankası’ndan yekûnu sürekli kabararak 30,000
liraya varan bir dizi kredi çekmiş. En nihayet, bankanın efsanevi müdürü ve de yazarın
da yakın dostu olan (İş Bankası’ndan emekli olduktan sonra 1960’ların başında
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı, 1969’da Adalet Partisinden milletvekili ve
ardından da Ticaret Bakanı olan) Ahmet Dallı, Kısakürek’le bir görüşme yapmış ve
kabaran borcu için bir formül üretmiş. Buna göre Kısakürek atlarla ilgili bir
kitap yazacak, Ahmet Dallı da bu eserin Türkiye Jokey Kulübü tarafından
basılmasını sağlayacakmış. Nihayetinde bu Proje realize olmuş, Necip Fazıl
Kısakürek, (30,000 lirası banka borcunu kapatmak ve kalanı da hayatını idame
ettirmesi için olmak üzere) 33,000 lira telif ücreti karşılığında ‘At’a
Senfoni’yi yazmış.
Kitaptan minicik bir buklet: ‘At'a Senfoni" yahut Atın Romanı... Tarihi,
felsefesi, her şeyi içinde...İnsanı doktorluk kitaplarından, teşrih ve
fizyoloji yapraklarından ne kadar anlamak kabilse, atı da baytarlık,
yetiştiricilik, idman vesaire, fen cephelerinden o nispette kavramak mümkün
olduğuna göre, eserimde kuru teknik taraf mevcut değildir. Olan, bütün manası
ve bu mananın insan elinde kullanılış şekliyle ve bütün romaniyle at...’
Atla ilgili okumalar yapmak istiyorsanız, bu kitapla
başlamanız hususunda musrırım muhterem kârim.
4 – Türk Kültüründe At ve Çağdaş Atçılık:
Emine Gürsoy-Naskali’nin
yazdığı eser 1995 yılında Türkiye Jokey Kulübü tarafından basılmış. Oldukça
kapsamlı (381 sayfa) ve bol görselli olan kitap Türklerin Orta Asya’dan
günümüze kadar atla olan beraberliklerini nerdeyse bütün boyutlarıyla ele
almakta. Ciddi bir emeğin ürünü olduğu anlaşılan çalışmanın içeriği
görsellerinin yarattığı tesirle güçlenmekte.
5 – Çıkıştan Varışa:
Kapağında isminin altında
‘Atları ve At Yarışlarını Sevenler İçin’ ifadesinin yer aldığı eseri Felix
Jules Portefin yazmış, Türkiye Jokey Kulübü tarafından 2015’de basılmış. Günümüzde
yüzlerce milyar dolarlık bir sektör haline gelen at yarışlarını, tarihsel
sürekliliği içerisinde, aktaran kitap, bir atın yarış kazanması için neler
yapılması gerektiğini detaylı ve teknik bir şekilde ele almakta. Söz konusu
içeriğe erişmek ve öğrenmek isteyenler için gerçek bir başvuru kaynağı
niteliğinde.
6 – Benim Atım:
Sinan Özbek’in derlediği
kitap 2015’de Türkiye Jokey Kulübü tarafından basılmış. Çok kapsamlı olan
eserin içeriğini oluşturan atın gelişimi, at yetiştiriciliği, atın beslenmesi
ve atın antre edilmesi gibi konuların oldukça teknik bir zeminde ve ayrıntılı
olarak işlendiğini söyleyebiliriz. Bu durum, altı çizili hususlarda okuma
yapmak isteyenler için kitabı gerçek bir referans eser haline getirmekte.
7 – Atlar, Eski Günlerden Bugünlere:
Semiral Bilbaşar’ın yazdığı
ve 2014’de Türkiye Jokey Kulübü tarafından basılan bu kitap 150 sayfalık
mütevazi bir hacimle oldukça iddialı ve önemli bir misyonu gerçekleştirmeyi
başarmış doğrusu: Atlarla insanların binlerce yıla sâri berberlik ve
işbirliklerinin özet bir icmalinin çıkarılması. ‘Çok vaktim yok, yüzlerce sayfa
okuyamam; maksimum 150 sayfada azami bilgi elde etmek istiyorum’
diyenlerdenseniz şayet, bu özet ve fakat ‘ağyarını mani, efradını câmi’ eser
tam size göredir diyebiliriz.
Aşk kitapları mı arıyorsunuz? Tıklayın: en güzel aşk kitapları
YanıtlaSil