***α) prologue / medhal / bidayet:
Değerli üstadım; son telefon görüşmemizde 'dediklerinizden sanki müzayede yapmak istemiyormuşsunuz gibi bir izlenim edindim' mealinde bir beyanınız olmuştu. Eve dönüp konuşmamızı değerlendirdiğimde, kendimi size tam olarak ifade edemediğimi düşündüm ve bunun üzerine de mekânınızda yaptığımız görüşmemizden bu yana, mezkûr görüşmede bana önerdiğiniz iş ve projeler konusunda günceme düştüğüm notları paylaşmanın doğru olacağına kanaat getirdim. İşte güncemdeki bahis konusu o kısımlar:
''***29 Eylül Cuma:
Ahmet Muhtar Kızıltan (AMK) ile mekânında bir araya geldik. Toplantımızın hitamında Cüneyt Ergin (CE), Erol Çalışkan (EÇ) ve Ahmet Yücel (AY) de bize katıldılar ve onlarla da ikinci bir toplantı, beşli bir panel görüşme gerçekleştirdik.
Akabinde mezkûr antikacı arkadaşların depolarına gidildi, yapmayı düşündükleri müzayedeye konu malzeme birlikte tetkik edildi.
İki toplantının somut sonuçları özetle şöyleydi:
#1 - Kurulacak yayınevinin (daha önce AMK ile paylaştığım proje taslağında isminin Kızıltan Yayınları olmasını önermiştim) idaresi bende olacak. Bu çerçevede Nafiz Aydın (NA) ile iletişim ve müzakereyi ben yapacağım.
#2 - AMK Kültür ve Sanat Merkezi ile kurulacak olan AMK Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı'nın kitap, dergi, efemera arşiv kayıtlarını ve kataloglarını ben yapacağım. Bunun için gereken yazılım konusunda Şenol Bey ile üçlü bir toplantı yapılacak.
#3 - AMK Kültür ve Sanat Merkezi periyodik olarak prestijli / premium müzayedeler düzenleyecek; bunların kataloglarının yazımı ve münadiliğinin ve moderatörlüğünün deruhte edilmesi işini ben üstleneceğim.
#4 - AMK Kültür ve Sanat Merkezi ile kurulacak vakfın sosyal medya hesaplarını ben modere edeceğim.
#5 - CE, EÇ VE AY'in 3 Ekim Salı akşamı yapacakları antika müzayedesinin münadiliğini ve moderatörlüğünü ben gerçekleştireceğim. Bunun için kendilerinden ürün listesini ve görsellerini etkinlik öncesi paylaşmalarını istedim.
#6 - AMK 'bu işler karşılığında ne ücret talep ediyorsun?' dediğinde cevabım 'ben yapacağım işleri tarif ve taahhüt ettim, ücretin takdirini ise size bırakıyorum' şeklinde oldu.
***1 Ekim Pazar:
#1 - Antikacı dostlarımız beni de dahil ederek WhatsApp'da bir müzayede grubu oluşturdular, akabinde de müzayedeye konu ürünlerin listesini ve görsellerini paylaştılar.
#2 - 3 Ekim müzayedemize konu ürünlerin listesini tetkik ettim, internette ürünlere dair araştırma yaptım.
#3 - NA'ı arayarak eserlerine olan ilgimizin aktüel durumu hakkında bilgilendirmede bulundum.
#4 - İlhami Dilek'ten (İD, İltem Sahaf) aldığım Nutuk'un milletvekili nüshasını dün antikacı dostlara teslim ettim.
***2 Ekim Pazartesi:
#1 - Yarınki müzayedemize konu antika eşyadan yabancısı olduklarım hakkında nette son bir araştırma daha yaptım.
#2 - Cem Aydın (CA) aradı, ne zaman görüşeceğimizi sordu; daha önce babasıyla paylaştıklarımı bir de ona anlattım.
***3 Ekim Salı:
#1 - 16.30 gibi Bahçe Kafe'ye gittim, antikacı dostlar gelmemişti, mekânlarına gittim. Malzemeler araca yüklendi, hep birlikte mekâna gidildi. Mallar dizildikçe listedeki bilgiyle onları eşleştirerek son bir kez üzerlerinden geçtim.
#2 - Müzayedenin başlangıç saatinde salon dolmuştu; çok sayıda antika meraklısı katılımcının yanı sıra, Cumartesi müzayedelerime gelen kitap dostlarından eğitimci - yazar Muzaffer Gürboğa, sağlık sektörü profesyoneli Mahsun Timur ve kardeşi, yayıncı - koleksiyoner - çizgi roman uzmanı Hakan Şaşmaz, TRT Antalya Radyosu Müdürü İbrahim Güneştekin ve radyo prodüktörlerinden Koray Bey ile ismini şimdi anımsayamadığım iki kitapseverin daha salonda olmaları beni ziyadesiyle mutlu etti.
#3 - TRT'den gelen dostları AMK ile tanıştırdım; onlar sohbet ederken ben salona, müzayedeyi yöneteceğim mahfile döndüm ve yaptığım anonsların akabinde de 20.15 gibi müzayede başladım.
#4 - Müzayedeyi 3 saatte bitirmek üzerine plânlama yapmıştım; bu bakımdan, 265 lotu oldukça hızlı bir trafik içinde takdim etmeliydim. Nitekim de öyle yaptım, 23.10 gibi müzayedeyi itmam etmeyi başardım.
***5 Ekim Perşembe:
#1 - Antikacı dostlarımızla randevulaşıp mekânlarını ziyarete ettim, dördümüz müzayedeyi değerlendirdik ve gelecek müzayedeler konusunda fikir teatisinde bulunduk.
#2 - Satılmayan Nutuk nüshasını antikacı dostlardan teslim alıp İD'e götürdüm.
***6 Ekim Cuma - 9 Ekim Pazartesi:
NA ve CA bu periyotta bir kaç kere beni arayınca AMK'ı aradım; 'yetkilisin, toplantıyı sen yap' dedi. Bunun üzerine onları arayıp '11 Ekim Çarşamba günü İltem Sahaf'ta toplanıyoruz' dedim.
***8 Ekim Perşembe - 10 Ekim Salı:
#1 - NA ve CA'la yapacağımız görüşme öncesinde, yayıncılığın a) kitap basım maliyetleri, b) telif hakları ve c) lojistik (depolama & dağıtım) pratikleri hakkındaki bilgilerimi güncellemek adına sahipleri ya da genel yayın yönetmenleri arkadaşım olan 7 ciddi yayıncı ve Türkiye'nin en önemli kitap satış portallarından olan Kitapyurdu.com'un sahibi Sadi Kizir ile yoğun bir telefon trafiği gerçekleştirdim; bu görüşmelerden aldığım notları internette yaptığım araştırma sonuçları ve arşivimdeki kaynaklar üzerinden yaptığım okumalarla birleştirerek Çarşamba görüşmesi öncesinde ev ödevimi yaptım, hazırlıklarımı ikmal ve itmam ettim.
***11 Ekim Çarşamba:
#1 - NA ve CA ile 11.00'de İltem Sahaf'ta buluştuk; 12.30'a kadar süren kapsamlı bir görüşme yaptık. Onlara ilk etapta 4 kitaplık bir telif paketi sundum; buna göre, üstadın 18 kitabından satış şanslarının nispeten yüksek olduğunu düşündüğüm üçünü ('Önasya Kültür Tarihi', 'Hammurabi Yasaları', 'Hitit Yasaları') 500'er adet, benim NA ile yapacağım bir nehir söyleşi temelinde yazacağım NA biyografisini ise 2000 adet basacağımızı, bunun karşılığında ise kendisine satıştan (kitabın etiket fiyatı üzerinden olmak kaydıyla) % 10 telif ödeyeceğimizi söyledim. Bu muhataplarımda bir hayal kırıklığı yarattı; bana, daha önce görüştükleri bazı yayıncıların, kendilerinden baskı masraflarını alarak, % 50'ye kadar telif önerdiklerini söylediler. Bunun üzerine, kendilerinden para alarak kitaplarını basmayı taahhüt eden yayıncılarla iş yapmamalarını, bizle çalışmasalar bile, benim kendilerine önereceğim ciddi yayıncılarla sözleşme yapmalarını şiddetle tavsiye ettim. CA'a, 'görüşmenizin menfaatinize olduğunu düşündüğüm ciddi yayıncıların listesini seninle paylaşacağım, sen de üstadı bilgilendirirsin' dedim. 1.5 saatin sonunda masaya konulan hemen her konu tartışılmıştı, faydalı ve verimli bir görüşme olduğu kanaatindeyim.
#2 - Öğleden sonra tarih, dil ve coğrafya konularına odaklanmış a) Ketebe Yayınları, b) Yeditepe Yayınları, c) Kitap Yayınevi, d) Kitapevi Yayınları, e) Kronik yayınevi, f) Tarihçi Kitapevi, g) Ötüken Neşriyat'tan müteşekkil olan dürüst, ilkeli, ciddi yayınevlerinin listesini CA ile paylaştım.
***12 Ekim Perşembe:
#1 - NA aradı, oğlu, onunla paylaştığım yayıncı listesini paylaşmamış. Bunun üzerine listeyi NA'la da paylaştım.
#2 - AMK çok yoğun olduğu için, ona; envanter kaydı için kullanacağım yazılımın müellifi olacağını tahmin ettiğim Şenol Bey'le toplanma hususunda bir öneride bulunmaktan imtina ediyorum.
***13 Ekim Cuma - 16 Ekim Pazartesi:
Kızıltan Yayınevi'nin ilk eseri olmasını çok arzu ettiğim ve bu fikre adeta kilitlendiğim çok kıymetli, çok özel, çok sıra dışı bir yayın setinin teknik teferruatı üzerinde günlerdir çalışıyorum; şimdilik günceme şu kadarını not düşmüş olayım: Lozan Barış Antlaşması ile ilgili bir prestij kitaplar seti olacak bu. Neredeyse 20 yıllık düşümdür bu yayıncılık projesi,..., detayları en kısa zamanda günceme not düşeceğim.
***17 Ekim Salı:
#1 - Özdilek AVM'de alışveriş yapmış ve binadan henüz çıkmıştım ki, AMK aradı; ortam çok yoğun ve gürültülü olduğu için çok da sağlıklı olmayan bir telefon görüşmesi yaptık.
Bu görüşmede AMK özetle ve mealen 'benim arşivim ve network'üm ile onun arşivi ve (bir örneği 3 Ekim müzayedemizde açık arttırmaya çıkardığımız Grekçe - Arapça bir sözlüğün ilk cildi olan ve satın alınması için yakında mahalline gidilecek olan Kıbrıs'taki kütüphane gibi) network'ü üzerinden temin edilecek malzemelerle içeriği oluşturulan kaliteli, prestijli, ses getiren bir kitap müzayedesi yapmak istediğini; bunun münadiliğini ve moderatörlüğünü yapmaya nasıl baktığımı' sordu. Esasen böylesi bir projenin parçası olmayı kabul ettiğime zaten 29 Eylül görüşmemizde kuvvetli bir şekilde vurgu yaptığım için prensibe dair bu ilk adımı atladım ve işin hemen malzeme temini, etkinliğin takvimi, potansiyel alıcılarına duyurulması ve interneti mi, salonu mu, yoksa her ikisinin de kullanıldığı bütünleşik - hibrid bir modeli mi tercih edeceğimiz şeklindeki teknik detaylarına girdim.
Devamında da arşivimin hangi unsurlarını böylesi bir etkinlikte değerlendirmek hususunda kararsız olduğum, bunun bize zaman kaybettireceği, oysa zamanı iyi değerlendirmemiz gerektiği merkezindeki duygu ve düşüncelerim yüzünden, 'an itibarıyla benim arşivimden ziyade AMK'ın arşivinin değerlendirilmesini tercih ettiğimi' paylaştım. Hemen arkasından da 'şayet elimizi çabuk tutarsak, söz konusu müzayedelerimizin ilkini bu yıl bitmeden yapabileceğimizi söyledim. Bunun üzerine AMK, mealen, 'dediklerinizden sanki müzayede yapmaya taraftar olmadığınız gibi bir izlenim edindim' mealinde bir yorumda bulundu. Dediklerimden onun böyle bir sonuç çıkarmaması gerektiğini düşündüğümden, bir telefon iletişimi kazası yaşadığımızı, bunun izalesi bakımından da günceme yazdığım bu hususatı yüz yüze bir görüşme ile, şayet bu olamıyorsa da bir metin vasıtasıyla paylaşmamın doğru, anlamlı ve yerinde bir tercih olacağına karar verdim. İşbirliğimize dair olan fevkalâde güçlü duruş ve kararlılığımı kristalize ederek mezkûr paylaşma işini geciktirmemeliyim.
#2 - Güncemin bugün kaleme aldığım kısmını ve onlarla aynı merkezdeki diğer ilgili bölümlerini AMK ile vakit geçirmeksizin paylaşacağım.
***18 Ekim Çarşamba:
Kızıltan Yayınları için bir prestij projesi:
#0 - Daha önce günceme hakkında not düştüğüm ve kendisine dair bazı ayrıntıları buraya dercedeğime dair paylaşımda bulunduğum prestik kitap seti yayıncılık projemi ete kemiğe büründürdüm nihayet. İşte teknik detaylarından bazı satır başları:
#1 - AMK'ın basılmasını önerdiği 2 kitabın ve NA'ın müktesebatının yanı sıra, yayın dünyasına, kitap sektörüne ve ülkenin kültür hayatına etkileyici bir giriş yapabilmemiz için çok sıra dışı bir prestij kitabı basmamız gerektiğine kuvvetle inanıyorum. Bunun için de epeydir üzerinde düşünüp durduğum ve projelendirdiğim bir prestij / premium kitap seti var kafamda.
#2 - Lozan Barış Antlaşması hakkındaki 2 çok önemli prestij kitabı mükemmel bir baskıyla ve çok şık bir kutu içinde ve set halinde satışa sunacağımız bir proje bu.
#3 - Kitapların biri Lozan Antlaşması'nın tıpkı basımı; 2001'de Hariciye Vekâleti tarafından çok sınırlı bir tirajla (500 ?) basılan eser olağanüstü nadirattandır. Hele de onun dönemin bakanı merhum İsmail Cem tarafından ıslak imza ile noktalanan bir mektubunu da içeren edisyonu müzayedelerde astronomik bedellerle el değiştirmekte.
#4 - Basılmasını önerdiğim Lozan setimizin ikinci eseri, Lozan Barış görüşmelerinin bütün celselerini başından sonuna kadar izleyen dönemin küresel şöhret sahibi 2 karikatürist ve ressamının, Derso ve Kelen'in yaptığı karikatür ve illüstrasyonları içeren 'Guignol a Lausanne - Lozan'ın Kuklası' (ülkemizdeki taife - i sahhafın bir kesimi bunu 'Lozan Albümü' olarak isimlendirmekte, internette satışa bu isimle koymaktadır), albümüdür. Yaklaşık 100 yıl önce, 300 tirajla basılan bu eseri 1993'de Sabancı Holding 600 adetlik bir baskıyla sunmuştu araştırmacıların, bibliyofillerin ve koleksiyonerlerin dikkatine.
#5 - Önerim, ilk eserin (mümkünse şayet) Bakan Hakan Fidan ve ikincisinin ise İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker tarafından ıslak imzalı çok az sayıda olan 'For Collectors' edisyonlarının da yapılması cihetindedir.
#6 - Tiraji maksimum 500 ve liste fiyatı (şu anki maliyetler üzerinden) 20,000 TL olacak olan bu Lozan Seti, Kızıltan Yayınevini daha ilk eseriyle Türkiye'nin gündemine oturtacak ve koleksiyoner ile araştırmacıların da kalbine taht kurmasına vesile olacaktır.
#7 - AMK Kültür ve Sanat Merkezi bu eserleri, halen piyasada olan nüshalarından en iyi kondisyonda olanlarından olmak kaydıyla, edinmeli ve arşivine katmalıdır. Zaten bunları yayınlamamız, edineceğimiz bu suretler üzerinden olacaktır.''
***Ω) epilogue / nihayet / âkıbet:
21 Ekim Cumartesi, saat 02.00 suları; Üstadın Facebook hesabına, dm marifetiyle, az önce, güncemin ilgili kısımlarından oluşan ve şu an da muhatabının okumakta olduğu bu blogu gönderdim. Bu sayede, müzayedelerine katkı vermek de dahil olmak üzere, onunla birlikte ortak projeler üzerinde çalışmak hususundaki kuvvetli kararlığımı ve bu kararlığa mesnet teşkil eden kategorik ve prensibe dair olan köklü düşünce ve hissiyatımı da paylaşmış olduğumu düşünüyorum vesselâm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder