Bir nebzecik de olsa matematik ve fekat hasseten de geometri tedris etmiş olanlar bilirler ki; teğet geçen teğet geçtiğini etkilemez.
'Niçün?' diyen o güzel sesleriniz buralara değin intikal ettiğ'içündür ki, bu hususa dair azıcık kalem oynatma zarureti, kedisini bir nev'i 'ferd-i-hakir-i-fakir-i taliban-ı hakikat' addeden şu kardeşcağzınızda hasıl olmuştur efendim.
Öyleyse azıcık ilm'edelim.
Akademik tanımını biraz vulgarize ederek alıyorum buraya: teğet geçmek bir doğrunun bir eğriye bir noktadan değmesidir. Dikkat, buradaki kritik husus ‘bir nokta’ ifadesidir. Öyleyse, matematiksel nokta tanımı hatırlamanın tam da sırasıdır: Mezkur subject boyutsuz bir matematiksel cisim(nesne)dir. Boyutsuz olduğu için sonsuz küçüktür; fiziki bir varlığı, reel dünyada bir mütekabili ve gerçeklik (dikkat, Hakikat değil, gerçeklik dedim. yakında bu hususa da gireceğiz inşallah) üzerinde hakiki bir tesiri, hükmü yoktur. Konunun önemine binaen tekraren yazıyorum: Matematikte nokta, tanımı gereği, sanal, sanki, sözde, imaginary bir cisimdir. İmdi, noktanın ve teğetin tanımları matematik ilmine göre böyle ise, teğet geçmek hadisesi söz konusu olduğunda bundan bizim anlamamız gereken husus, doğrunun eğriye bir noktadan ‘sanki’ değmiş olduğu, bir başka ifadeyle ‘değmiş numarası yaptığı’ keyfiyetidir. Bu değme imaginary, sanal, sözde olduğundan, ne değen doğru ve ne de değinilen eğride spin, moment, hız, istikamet, ivme bakımından bir değişikliğe neden olmaz. Bu bakımdan, şayet matematiksel tanımlarla ve bu disiplinin bize sağladığı imkanlar ve 'alet çantası'yla akıl yürütecek olursak, gerçek hayatta, reel dünyada bir şeyin bir diğer şeye teğet geçtiği hallerde, bu iki şeyin durumlarında, değerlerinde ve pozisyonlarında, bahis konusu teğet geçmekten kaynaklanan bir değişiklik olmamaklığı icap eder.
Zaten ismi üzerinde değil mi: teğet geçti deriz de teğet değdi demeyiz.
Matematikçi zaviyesinden 'teğet geçti - deldi geçti' polemiğinin esası budur efendim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder