Elma, küçük meyvenin büyük sırrı: elma sadece elma mıdır? - 1

İlgili resim

0 - Giriş / prologue / medhal:

Okumakta olduğunuz metni, nedendir bilemiyorum, 15 yıldır tamamlayamadım. 1990'ların sonuydu, okunulan satırların ilk halini yazmak üzere notebook'umun başına çöktüğümde, onu üç bölümlük bir komplo kuramı etüdü olarak paylaşmayı düşünmüştüm. 


Aradan geçen onca zamana karşın, plânladığım o iki devam kısmını bir türlü tamamlayıp ekleyemedim bloguma. Güncelleyip platformun en başına taşıdığım şu aktüel uğrakta, onu itmam etmek konusunda üzerimde bir nevi kamçılayıcı tesir icra etmesini umuyorum. 



Komplo teorilerinin, sadece bu topraklarda değil, dünyanın hemen her yerinde ciddi miktarda alıcısının, müşterisinin olduğu yadsınamaz bir gerçek. İletişim olanaklarının geliştiği 19. asır ortalarından itibaren yaygınlık kazanan bu teorilere göre 'dünyaya (evrene, varoluşa) dair aklınıza gelebilecek hemen her şeyin sevk ve idaresi (çoğunlukla yahudiler, siyonistler, masonlar, komünistler, sabetaycılar, İlluminaticiler, haber alma servisleri, Kraliçenin Adamları, Vatikancılar, Bilderbergciler ve bazı durumlarda da 'uzaylılar' dan oluşan) çok ama çok küçük bir fesat çetesi tarafından 'perde arkası'ndan gerçekleştirilir. Bizim 'dünya halleri'nin failleri sandıklarımız, diğer bir deyişle, ortalıkta görülen önemli ve önemsiz 'aktörler', aslında, perde gerisindeki bu 'GERÇEK FAİLLER' tarafından oynatılan kuklalardan başka bir şey değillerdir. Bu sayıca çok küçük fesat çeteleri, insanlığın geride kalan ezici çoğunluğunun bilgi eksikliği sayesinde, çok büyük maddi imkânlar, psikolojik avantajşar ve entelektüel bagajlar biriktirmiştir. Fesat çetelerinin egemenliği bilinen tarih boyunca süregelmektedir.'



Temel tezlerini kuşbakışı özetlediğim komplocu yaklaşımlara dair olan devasa literatürün internetten erişilebilecek kısmında, bir sürü abuk subuk ve deli saçması iddianın yanı sıra, (büyük kısmı eleştirel olan) çok ciddi çalışmalar da bulunmakta elbette. İnsanlığın komplo teorilerine olan meylini (ihtiyacını), onun şaman ve pagan dönemlerine dayandırmakta bazı araştırmacılar. Açıklayamadığımız,
anlamlandıramadığımız antite, süreç ve fenomenlerin sorumluluğunu bizden çok daha güçlü (kudretli) 'FAİLLER'e havale etme yaklaşımının, atalarımızın, yukarıda işaret edilen, dünya hallerini doğaüstü / doğa ötesi kuvvetlere (arketiplere) referans vererek anlamlandırma çabalarından tevarüs ettiğimiz bir alışkanlık olduğu iddiası, söz konusu araştırmacıların altını çizdikleri önemli hususlardandır.














İlerleyen satırlarda 'ELMA', hayatımızda işgal ettiği yerin bütün cephelerini kucaklamaya çalışan bir anlayışla ve komplo teorileri perspektifinden ele alınacaktır. Bunu yaparken de, sizlerle elma merkezli birçok soru paylaşacağım, ancak bunların cevaplarını bu yazıda ve onun devamı olan ikinci bölümde vermeyeceğim. Konu kendisine ilginç gelen okurun, ona dair şahsi araştırmasını yapacağını ve aşağıda dillendirilecek olan soruların cevaplarını internette bulabileceğini düşünüyorum. Bu üçlemenin sonuncu ayağında, okunulan satırların dillendirdiği temel tezlerin hepsinin kendisinde düğümlendiği '101 = BEŞ' denklemi ve mezkûr denklemin irtibat, iltisak, ilişki içerisinde olduğu GÜL antitesi alınacaktır mercek altına altına. Bu suretle de, bu metinde sorulan soruların ve dillendirilen argümanların tamamının arkasında, altında, üstünde yatan / olan / bulunan asal sebebe işaret edilecektir.

1 - Başlık önemli
Bir metnin başlığı onun giriş kapısıdır, vitrinidir, okura yapılmış bir davet(iye)dir; bu bakımdan da önemlidir hiç kuşkusuz. 

Okunulan satırlara 'ELMA: Bizi cennetten kovduran, Giyom Tell'e İsviçre'yi kurduran, Osmanlı sultanlarını peşinden koşturan, Newton'a Evrensel Çekim Yasasını bulduran, New York'a ruhunu aşılayan, Pamuk Prensesi derin uykulara daldıran, Alan Turing'i öldüren, Steve Jobs'u dünyanın en buluşçu ve en zenginlerinden biri yaptıran, oyun sırasında ismi zikredildiğinde saklanılan yerden çıkılan, masalların sonunda gökten daima hat trick yaparak düşen, yarısıyla gönül alınabilen bu meyve sadece basit bir yemiş olabilir mi?' başlığı daha çok yakışırdı hiç kuşkusuz. Öte yandan, kolaylıkla anlaşılabilecek pratik gerekçeler yüzünden, bu uzun başlık yerine, 'ELMA: Küçük meyvenin büyük sırrı'nı tercih etmek durumunda / zorunda kaldım. 

Başlıkta da işaret edildiği üzere, ELMA'nın, bu küçük meyvenin büyük anlam dairesine, zengin kosmosuna girmeye, onun ihtiva ettiği çok katlı / çok katmanlı sırların kapılarını aralamaya hazır mısınız? 


İlerleyelim o halde......












2 - Elma sadece elma mıdır?
Vurucu olsun diye 'Elma elma mıdır?' ara başlığını kullanacakken, 'müdür, müdür müdür?' kıvamında bir ifade olarak algılanabileceği endişesiyle, vazgeçtim bundan ve 'elma sadece elma mıdır?'da karar kıldım. Onun imâ, iddia, işaret, ifade, ispat ve nispet ettiği anlam kozmosundan konuşarak soracak olursam; elma, diğer meyveler gibi, sıradan, basit bir yemiş midir, yoksa, bundan daha fazlası mıdır?
Yazım tekniği açısından sorunlu bir pratiğin faili oluyor, metnin hüküm / final bahsinde dillendirilmesi gereken argümantasyonu girişte yapıyor ve 'elma, bir meyveden fazlası, hem de çok ama çok daha fazlasıdır' diyorum peşin peşin.

Peki ama, bu neden böyledir? Elmaya niçin, (bir kısmını bu metinde ele alacağım), çok farklı alanlardan sayılamayacak kadar çok atıf yapılır, referans verilir?


Takip eden satırlarda, elma'ya yapılan en popüler göndermeler, elma dolayımıyla oluşturulan en bildik / beylik / önemli metaforlar, tabii ana hatlarıyla ve çoğunlukla da manşetler ya da spotlar şeklinde olmak kaydıyla, kendilerine yer  bulacaktır. Ancak, yukarıda da dillendirildiği üzere, elmaya dair bütün bu göndermelerin nedeni, niçini ve menşeyi hakkında paylaşımda bulunulmayacak; bunların keşfedilmesi meraklı okurun ileri okumalarına ve araştırmalarına bırakılacaktır.


3 - Cennet'ten elma yüzünden mi kovulduk?
Elmanın, varlık dairesinin basit ve sıradan bir unsuru (çok sayıda meyveden sadece birisi) olmadığı; aksine, onun çok ötesindeki bir anlam dairesine tekabül ettiğini teslim etmemize neden olacak çok sayıda emare ve olgu mevcuttur. Elmanın içerdiği alt metinlerin barındırdığı bahse konu bu sayısız olgular / 'gerçeklikler' tarih, mitoloji, din, estetik, edebiyat, plastik sanatlar, felsefe, psikoloji, antropoloji, folklor, sosyoloji, ekonomi, şehir efsaneleri, davranış bilimler, cinsel roller ve argo alanlarının tamamına 'dokunur' ve bahse konu varlık dairelerinde kendisine hayat alanları oluştururlar.
Yukarıda bazılarını işaret ettiğim olgulardan 'İnsan'ın Cennet'ten kovuluşu'na dair olanı, bu trajik olayın nedenini Yaradan tarafından yenmesi yasak (memnu) kılınmış olan yemişin, 'İyilik ve Kötülüğü Bilme Ağacı’nın meyvesi'nin Adem ve Havva (Adam & Eve) tarafından yenmesi olduğuna işaret eder. Kutsal kitaplarda bu yemişin elma olduğu belirtilmemesine karşın (İbrahimi / semavi dinlerin merkezinde olan kutsal metinlerin yazıldığı coğrafyada yetişmeyen ve bilinmeyen bir meyveydi elma), takip eden çağlarda yazılanlar, söylenenler ve yapılan sanat eserlerinde bu meyve elma olarak tarif ve tasvir edilmiştir.
Bunun nedeni acaba nedir?
Elmanın 'İlk Günah'la irtibatlı / iltisaklı hale getirilerek dinler ve medeniyetler tarihine günahkâr yemiş olarak sokulmasının arka plânında ne vardır?
4 - Hangi sanatçı tarihte ilk kez elmanın memnu meyve olduğunu düşündü?

Batı sanatında, ya da daha kuşatıcı bir yaklaşımla, dünya sanat tarihinde, ilk olarak hangi sanatçı elmayı cennetten kovulmamızın sorumlusu olarak gösteren resmi, deseni, heykeli, freski yapmıştır? 
Öte taraftan, boğazımızdaki troid bezinin kıkırdağına, yani Gırtlak Çıkıntısı'na da Adem Elması (İng. Adam's Apple; Lat. Prominentia Laryngea) denir. Acaba bu isimlendirme neden yapılmıştır?
İsviçre’nin kurucu figürlerinden olan milli kahramanı William (Guillaume) Tell okçuluk alanındaki marifetlerini gerçekten de oğlunun kafasının üzerine koyduğu elmayı vurarak mı kanıtlardı? 
Sadece ABD’nin değil, neredeyse dünyanın en kozmopolit, en heyecan verici, en enerjik ve en yaratıcı kenti olan New York’un argodaki adı / nick name’i / ünvanı niçin Büyük Elma (Big Aple)’dır? Bir diğer deyişle, iflah olmaz NewYorkperestler (crazy New Yorkers) kentlerine ruhunu aşılayan fenomenin elma olduğuna niçin iman ederler?

New York ve Büyük Elma demişken, Peter Stuyvesant'a değinmeden geçmek olmaz. New York'un ilk kurulduğu dönemde, Hollanda kolonisi olduğu sıralarda onun yöneticisi olan Stuyvesant'a ait olduğu söylenen ve halâ da bulunamamış olan efsanevi hazinenin adı bilin bakalım ne? 'Big Apple' diyenler bildiler efendim. O zaman soru şu: Peter Stuyvesant o efsanevi (ve de meçhul) hazinesine niçin elma içeren (daha sonra da kentin mahlâsı olarak kullanılacak olan) bir ismi uygun görmüştü?

ABD ile ilgili kısmı John Chapman ile bitirelim. Aslen Massachusetts'li olan Chapman, zatürreden ölümüne kadar, hayatının onlarca yılını, ABD'nin Orta Batı denilen yöresindeki on binlerce dönüm araziye kendi elleriyle elma tohumları ekmiştir. Bugün bahse konu yerlerdeki geniş elmalıklar onun mirasıdır. Acaba Chapman'ı böylesine insanüstü bir gayretle ülkeyi elma bahçeleriyle doldurmaya iten / motive eden sebep neydi?
5 - Pamuk Prenses, Steve Jobs ve Alan Turing'i birleştiren nedir? 
Pamuk Prenses ve 7 cüceler masalında, Pamuk Prensesin aynı zamanda cadı olan kötü kalpli üvey annesi, üvey kızını / Pamuk Prensesi öldürmek için zehirle kaplanmış muhteşem denilebilecek denli alımlı bir elma kullanmıştır. Bu masalı uyduranlar, masalın ana kahramanının, geçici de olsa, rahatsızlanmasına neden olan yemiş olarak, en faydalı meyvelerden olduğu konusunda mutabık olunan elmayı öne çıkarırken, acaba hangi saik ve motivasyonların tesiri altında idiler? 
5 Mart 2024 itibarıyla aktüel market kapitalizasyonu 3 milyar doların üzerinde olan ve bu büyüklüğüyle de dünyanın en kıymetli 3  şirketi arasında demirleyen Apple, acaba niçin kendisine isim olarak elmayı ve logo olarak da ısırılmış (çoğunlukla da gökkuşağı renklerine boyanmış) bir elmayı seçmiştir? (Dünyanın en değerli şirketleri sıralaması için bknz.  http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_public_corporations_by_market_capitalizationBu arada eklemeden geçmeyeyim: Logo olarak elmayı seçen ilk şirket Apple değildi; Beatles'ın plâk şirketinin logosu da elmaydı.
Bilgisayar çağının kurucu figürlerinden, yapay zekânın geliştirilmesinde çok büyük katkıları olan, Nazilerin Enigma şifresinin kırıcısı ve bir düşünce deneyi olan Turing Makinesinin mucidi dahi matematikçi Alan Turing, niçin siyanürlü bir elma yiyerek hayatına son vermiştir? Turing'in bu trajedik hamlesiyle, Steve Jobs'un şirketine koyduğu isim ve seçtiği sembol arasında bir akrabalık, bir irtibat, bir rabıta var mıdır? 

6 - Her yerde neden karşımıza çıkıyor?


Görüldüğü üzere neredeyse hemen her yerde, her varlık dairesinde, bütün ontik ve epistemik uzaylarda ve oluş kiplerinde elma çıkıyor karşımıza! 

Elmanın tezahür ettiği ontolojik zeminlerden birkaçını daha zikrederek devam ediyorum. 
Dünya halklarına ait çok sayıda folklorik, otantik inançta da, her nedense, elma ağacına ve elmaya daima kutsallık atfedilmiştir. 
Yunan Mitolojisi başta olmak üzere dünyanın belli başlı efsanelerinde kâh Hayat Ağacında yetişen ve kâh tanrıların ya da doğaüstü kuvvetlerin korumasında olan Altın Elma yemişi vardır. Neden elma da başka bir meyve değil?

Yunan Mitolojisi bahsinde elma ile ilgili bir önemli olay daha vardır. Paris'in altın elması Venüs'ün öfkesine neden olmuş ve Truva Şavaşına yol açmıştır.
İngilizcede ebeveynler en sevdikleri, en kıymet verdikleri evlâtlarına ‘gözümün elması’ (the apple of my eye) derler. Niçin acaba?
Bunca olumlu anlamlar yüklenen elmanın olumsuz bir kullanımını da yeri gelmişken paylaşayım. Bir ortamı, bir süreci, bir işi bozan nedene / kişiye / olguya ‘çürük elma’ genellemesiyle yaklaşılır. Neden?
Hz. Süleyman’ın Mesellerinde elma ağacı sevgiye işaret eder. Niçin?
Bir çocuk tekerlemesi emeğe övgü adına ‘çalışan kazanır, elması kızarır’ der. Neden?
Alevilerin kutsal meyvesinin de kırmızı elma oluşu, acaba hangi tarihi, dini, folklorik, etnolojik ve kültürel değerlere, inançlara ve kabullere dayanmaktadır?

Öte yandan, elma çiçeği feminist literatürün, feminist ezoterizmin ve anaerkil toplumların kutsallarındandır. Peki, bunun niçini nedir acaba? 
‘Elmanın işe yaramadığı ciddi hastalık yoktur. Her gün 2 (hiç olmazsa bir) elma yemek gerekir’ iddiası esasen bir çok alanda birbirleriyle taban taban zıt hükümlere sahip olan klasik tıbbın ve alternatif tıbbın üzerinde birleştiği ve sıklıkla da tekrarlanan bir argümandır. Niçin hem konvansiyonel / pozitif tıp, hem de alternatif tıp elmanın sağaltıcı etkileri konusunda hemfikirdir? Bu fikir birliğinin arka plânında yatan 'derin hakikat' nedir?
Newton’a, Evrensel Çekim Yasasını bulması sürecinde gerçekten de başına düşen bir elma mı ilham vermiştir? Şayet bu doğru değilse, bu yakıştırma ne maksatla yapılmıştır, hangi gerekçelerden beslenmiştir? 
Her milletin milliyetçi unsurlarının bir ‘Kızıl Elma’sı, bir büyük ideali, bir ütopik hedefi vardır. Meselâ Osmanlı Padişahlarının Kızıl Elma'sı Roma'yı fethetmek, Vatikan'a İslâm'ın bayrağını dikmekti. 

Türk milliyetçilerinin Kızıl Elma’sı ise; bütün Türk kavim ve boylarını birleştirecek yekpare bir Türk yurdunu, yâni Turan Ülkesini inşa etmek idealiydi.

Günümüzde de, milliyetçi, ülkücü ve kimi ulusalcı çevreler, ulaşmayı arzuladıkları nihai hedefi sembolize etmek için 'Kızıl Elma' metaforunu kullanırlar. Aynı çevrelerin, 2000'lerin ilk 10 yılında oluşturdukları politik bloğun ismi de aynıydı: Kızıl Elma!


Peki, bu milli ve derin ülküler niçin başka bir nesne ile değil de kızıl elma ile simgelenmişlerdir, sembolize edilmiştir?

Reklâmcılar
a ülkemizde verilen en büyük ödül Kristal Elma’dır. 
Yaratıcılıklarını, yeteneklerini kapitalist pazarın, (kapitalizme eleştirel yaklaşan çevrelere göre ise) 'Kâr Putu'nun / Mefistofeles'in emrine veren bu yetenekli insanları onore eden ödülün formu olarak niçin elma tercih edilmiştir?
Mâlum, masalların klasik bir finali vardır: ‘gökten 3 elma düşmüş; birisi anlatana, birisi mutlu sona erişen masal kahramanlarına ve birisi de bu masalı dinleyenlere

Niçin gökten 'hat trick' yapmak suretiyle armut ya da portakal düşmez de, sürekli olarak ve ısrarcı bir biçimde sadece ve yalnızca elma düşer
‘Elma dersem çık’ denir de, meselâ ‘vişne dersem çık’, ya da ‘kereviz dersem çık’ denmez, niye?
Ve nihayet ‘yarım elma, gönül alma’ deriz de başka bir meyve ile yapmayız bu yakıştırmayı. Bu ifadenin kökeni, niçini nedir?

Verdiğim onca örnekten, bahsettiğim bütün o hususlardan sonra, bu satırlara muhatap okurun, 'her yerde, her alanda, her varlık dairesinde, bütün ontolojik uzaylarda ve bütün epistemik varoluş kiplerinde elma çıkıyorsa kaşımıza, bunun arkasında yatan bir derin hakikat olmalı' hükmüne varmasını, akabinde de bunun nedenine, niçine dair bir sorgulama ve araştırma içerisine girmesini ümit edersem, bunun, beklenti çıtamı çok da yukarıya koymak şeklinde değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum doğrusu.
7 - Tabii ki elma, bir meyveden çok daha fazlasıdır

Metnin başındaki hüküm cümlemi, meselenin özünü ekonomik bir şekilde formüle etmesine binaen, yeniden gündeme taşımaya, ateş hattına sürmeye,  ramp ışıklarının altına atmaya geldi sıra işte: 


Bizi cennetten kovduran, Giyom Tell'e İsviçre'yi kurduran, Osmanlı sultanlarını peşinden koşturan, Newton'a Evrensel Çekim Yasası'nı bulduran, Pamuk Prenses'i derin uykulara daldıran, New York'a ruhunu aşılayan, masalların sonunda gökten daima hat trick yaparak düşen, milliyetçilerin köklü ülkülerini simgeleyen, Alan Turing'i öldüren, Steve Jobs'u dünyanın en buluşçu ve en zengin kişisi yaptıran ve yarısıyla da gönül alınabilen elma asla sadece elma değildir! O, pek tabii ki sıradan bir meyveden çok daha fazlasıdır. 


Yukarıdaki satırlarda paylaştığım üzere, bu metinde dillendirdiğim soruların cevaplanması işine bu yazıda girişmiyorum. Bunu (şimdilik) meraklı okurun şahsi girişimine terk ediyorum. Yeri gelmişken şunu da ekleyeyim: yukarıda işaret ettiğim üzere, bir üçlemenin ilk ayağım olan okunulan satırlardan sonra gelecek olan ikinci yazıda, hayatımızın birçok olgusunun ve sürecinin ayrıl(a)maz bir parçası olan elma ile (birçokları gibi benim de en çok sevdiğim çiçek olan) 'gül' ve '101' ile '5' gibi iki gizemli, önemli ve sembolik sayı arasındaki ilişkilere değinilecektir. Bu üçlemenin son yazısında ise, yukarıda da işaret ettiğin üzere, hem bu yazıda ve hem de üçlemnin ikinci metninde, sorulan soruların tamamına dair GENEL, KAPSAYICI, DOYURUCU bir CEVAP verilecektir. Böylelikle de, dünyayı komplo teorileri penceresinden algılayan ve anlamlandıranlara göre, merkezinde 'ELMA'nın, '101'in, '5'in ve 'GÜL'ün olduğu insanlık tarihinin en kadîm ve en önemli komplosunun deşifrasyonu ve dekodasyonu gerçekleştirilecektir.


Bu metni, hayatımızı zenginleştirecek olan basit ve kolaylıkla uygulanabilecek sağlıklı bir öneriyle ikmal edelim derim. Sadece doktorlar ve diyetisyenler gibi sağlık profesyonelleri 
değil, kendisine özen gösteren birçok kişi de 'her gün en az bir elma yemenin sağlıklı yaşama katkı verdiği' konusunda mutabıktırlar.  

Bu teklifin yabana atılmaması gerektiğini düşünenlerdenim doğrusu.

15 yorum:

  1. Hocam peki neden ?? Bununla ilgili bilgi varsa onuda bizlerle paylaşırsanız mutlu olurum , kafama takıldı acaba neden ?

    YanıtlaSil
  2. Güzel ve dolu dolu bir girişin, gelişme ve sonuç bölümünü göremedim. Heyecanla bekliyoruz...

    YanıtlaSil
  3. devamı üzerinde çalışmalarım bitti gibi, yakında yayınlarım inşallah...

    YanıtlaSil
  4. Elmalılı Hamdi Yazır'ın konuyla bir alakası yoktur değil mi? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. elmalılı hamdi yazır'la da bir ilgisi olması icap eder sevgili yel değirmeni:-) lkeşke bunu ben de akıl edebilseydim. katkınız için çok teşekkürler:-))

      Sil
  5. değerli yel değirmeni, elmalılı hamdi yazır merkezindeki yaratıcı katkınızı sevinçle okudum. yazımın 2. ve hüküm bölümünde, size gönderme yaparak, buna da yer vereceğimden emin olabilirsiniz:-)))

    YanıtlaSil
  6. erkan bey, iltifatlarınız için çok sağ olun değerli dostum:-)))

    YanıtlaSil
  7. yazı çok güzel başlamış fakat en heyecanlı yerinde bitmiş yazının devam bölümünü yazdınız mı arattığımda bulamadım linkini yazarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. değerli dostum, metnin devamını en kısa zamanda paylaşacağım :-)))

      Sil
  8. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  9. yazıyı, daha önce paylaştığım üzere 4 değil, 3 bölüm halinde tamamladım.

    YanıtlaSil
  10. Yazarların kullandığı bu tekniğe ne diyorlar bilmiyorum ama çok güzel çarpıtmışsınız. Yani bunu okuyan, hisleri sizin gibi olan bir çok insanın hislerinin tercümanı oldunuz. Eminim o insanlara çok mantıklıda geliyordur yazdıklarınız. Bizi cennetten kovduran Allah'ın emrine itaatsizlik değil elma ise, elma bir kere haram olmalı değil mi? Herkesin elmaya lanet etmesi gerekir değil mi? Yılın belli bir günü ülkedeki tüm elmalar toplanıp yakılmalı değil mi? Elma ekeni,yetiştireni asmalı değil mi?

    YanıtlaSil