Selim Sırrı Tarcan (1874 - 1957) |
Şu an elimde 'Selim Sırrı Tarcanın Çocuklara Sağlık Öğüdleri’ kitabı var. Çok enteresan, nadir ve önemli bir eser olan söz konusu kitap hakkında kısaca bilgi verdikten sonra, yazarı hakkında da bir parantez açacağım. Böylelikle, ülkesine ve insanına yaptığı diğer birçok hizmetin yanı sıra, halkının spor yapmasına yönelik çalışmalarıyla da öne çıkan enteresan bir dava adamının, günümüzde artık ismi anılmayan idealist bir eğitimci ve halk sağlıkçısının, geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinin en önemli spor insanlarından birisinin; terk edildiği unutulmuşluğun zalim karanlığından çekip çıkarılmasına, ve, toplumsal belleğimizdeki hak ettiği yerini almasına bir nebze de olsa katkı vermek istedim.
2 - Çok nadir ve enteresan bir kitap
2 - Çok nadir ve enteresan bir kitap
Yayın yılı verilmemiş olan ve 1930’ların 2. yarısına tarihlenebilecek olan bahsettiğim eserin künye sayfasında 'ORDU SAYLAVI SELİM SIRRI TARCAN Çocuklara SAĞLIK ÖĞÜTLERİ, Beşinci Bin, İstanbul Ülkü Basımevi, Cağaloğlu Yokuşu' yazmakta olup, eser, resimlerle illüstre edilmiş 32 sayflık bir metin kısmıyla, metin dışı renkli resimler içeren 2 yapraktan oluşmakta. Hard cover kapakları ve Münif Fehim’in yaptığı kapak resmiyle dikkatleri çeken kitabın içi de çok sayıda resimle süslenmiş. Kitap; çocuklara sağlıklı yaşamalarında yardımcı olacak dengeli beslenme, mikroplardan ve hastalıklardan korunma, spor yapma, hijyen gibi alanlara dair öğütlerle; ata sözleri, özlü sözler, genel görgü ve hayat bilgisi kaidelerini içermekte. Gerek üslûbu ve gerekse de içeriğiyle, 1930’ların genel ruh halini ve zihniyet dünyasını yansıtan kitap, döneme dair araştırma yapacak olanlar için vazgeçilemez bir belge niteliğini taşımakta.
3 - O bir Balkan çocuğuydu
Bir kitabından kısaca bahsettiğimiz Selim Sırrı, bugün Yunanistan sınırları içinde olan Tesalya-Yenişehir’de 1874’de doğdu. Sporcu, spor hocası, Olimpiyat temsilcisi, eğitmen, yazar, siyasetçi gibi çok sayıda işi ve meziyeti hayatına sığdırmasını bilen Selim Sırrı; Galatasaray Lisesi’nde okuduğu yıllarda, 1934’deki soyadı yasasından sonra Üstünidman soyadını alacak olan efsanevi jimnastik hocası Ali Faik Bey’den dersler almıştı. Ardından girdiği Mühendishane-i Berr-i Hümayun’u (İTÜ’nün temeli olan Kara Mühendislik Mektebi) bitirip, dönemin popüler ve önemli dergisi Servet-i Fünun’da spor editörlüğü ve yazarlığı yaptı.
4 - Olimpiyat maceramız Selim Sırrı ile başlar
Mekteb-i Sultani’den hocaları sayesinde, modern olimpiyatların kurucusu Pierre de Coubertin ile tanıştı ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Uluslar arası Olimpiyat Komitesine üye olarak alınması için kulis yaptı. Bu çabanın ve yanı sıra da 1908’ki 2. Meşrutiyetin oluşturduğu olumlu havanın sayesinde, Türkiye (Osmanlı İmparatorluğu) ilk Milli Olimpiyat Komitesine onun başkanlığında kavuşmuş oldu. 1909’da Berlin’de yapılan Olimpiyat toplantısına Osmanlı İmparatorluğu delegesi olarak katılan Selim Sırrı Bey, o sene girdiği İsveç Kraliyet Beden Eğitimi ve Cimnastik Akademisi’nden 1911’de mezun olarak döndüğü ülkesinde jimnastik öğretmenliğine başladı. 19. asrın sonunda ve 20. asrın ilk çeyreğinde dünya çapında popüler olan İsveç Jimnastiğinin ülkemizdeki mümessili olan Tarcan, bu iskandinav ülkesinden çok sevdiği beden eğitimi disiplininin yanısıra İsveç halk ezgilerini de getirmişti.
5 - 'Gençlik Marşı'nı ona borçluyuz
İşte, bu ezgiler arasında olan ve Tre Trallande Jantor (Üç şarkı söyleyen Kız) ismini taşıyan İsveç dağ ezgisi, melodisi üzerine yazılan yeni sözler ve kendisini marş formuna sokan yeni aranjmanıyla ilerleyen yıllarda önce Gençlik ve Spor Bayramının, ardından da CHP’nin alameti farikalarından olacaktır. Günümüzde halâ da çok popüler olan bu marş, spor karşılaşmalarında, seyircilerinin hep birlikte söylemekten zevk aldıkları Dağ Başını Duman Almış’tır. Bu marşın öyküsü başlı başına bir fenomendir, bahsi diğerdir ve bu yüzden de müstakil bir yazı ile hikâye edilmeyi ziyadesiyle hak etmektedir.
5 - 'Gençlik Marşı'nı ona borçluyuz
İşte, bu ezgiler arasında olan ve Tre Trallande Jantor (Üç şarkı söyleyen Kız) ismini taşıyan İsveç dağ ezgisi, melodisi üzerine yazılan yeni sözler ve kendisini marş formuna sokan yeni aranjmanıyla ilerleyen yıllarda önce Gençlik ve Spor Bayramının, ardından da CHP’nin alameti farikalarından olacaktır. Günümüzde halâ da çok popüler olan bu marş, spor karşılaşmalarında, seyircilerinin hep birlikte söylemekten zevk aldıkları Dağ Başını Duman Almış’tır. Bu marşın öyküsü başlı başına bir fenomendir, bahsi diğerdir ve bu yüzden de müstakil bir yazı ile hikâye edilmeyi ziyadesiyle hak etmektedir.
6 - Eğitimciliği, hocalığı, yazarlığı ve milletvekilliği
Olimpik faaliyetlerine 1930 yılına kadar devam eden Selim Sırrı Bey, bu arada çok sayıda spor hocasını yetiştirerek, ülkemizin gerçek anlamda ilk hocaların hocası lâkabına sahip spor insanı olmasını bilmiştir. Osmanlının son yılları ve erken cumhuriyet döneminde çeşitli okullarda beden eğitimi öğretmenliğini sürdüren Selim Sırrı, 1924 – 1935 periyodunda Beden Terbiyesi Başmüfettişi olarak da ülkesinin insanına ve sporuna hizmet etmiştir. Boks ve voleybol gibi iki popüler sporun ülkemizde yapılmaya başlanması, eğitiminin verilmesi, federe edilmesi ve uluslar arası ilk temaslara başlanması da tamamen Tarcan’ın şahsi gayretleri ve becerileri sayesinde olmuştur. Son derecede çalışkan ve verimli bir yazar olan Selim Sırrı Tarcan, yazı hayatı boyunca, ezici çoğunluğu spor ve halk sağlığı konularında olmak üzere, toplam 58 kitap, 2,500 makale yayınlamış; yanı sıra, yine aynı sahalarda olan ve toplamda yüz binlerce kişinin izlediği 1,520 konferans vermiştir. 1 Mart 1935’de başlayan ve 5 Ağustos 1946’da sona eren Ordu Saylavlığı (milletvekilliği) sırasında, V., VI. ve VII. dönem parlamentolarında vazife yapan Tarcan’ın, oldukça uzun ve son derece de verimli olan 83 yıllık hayatı, 2 Mart 1957’de İstanbul’da noktalanmıştır.
7 - Bir buklet nostaljia çeşnisi
Selim Sırrı Tarcan’ın yukarıda tanıttığım eserinden aldığım, ve, 80 yıl öncesinin Türkiye’sinin zihniyet dünyasından seslenerek dönemin çocuklarına, gençlerine, ebeveynlerine ve eğitimcilerine bazı tembihlerde bulunan birkaç nostaljik satırı paylaşıyorum:
İyi çocuklarla arkadaş olunuz.
Daima saçınızı tarayınız.
Yediğiniz şeyleri çiğneyiniz.
Büyükleri esenlerken önce siz şapkanız çıkarınız,
Bir musıki dinlerken konuşmaktan çekininiz.
Ağzınızı açarak esnemeyiniz.
Size ait olmayan işe karışmayınız.
On sekiz yaşından önce spor yapmayınız.
Mızıkçılık etmeyiniz.
Oyunu ve jimnastiği seviniz.
8 - Gençlik marşı ile tamamlayalım
Selim Sırrı Tarcan'la ilgili bir metnin, onun mimarı olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz Gençlik Marşı ile nihayete ermesinin anlamlı olacağını düşünüyorum. İşte Ozan Doğulu'nun aranjmanı, ve, Kenan Doğulu'nun yorumuyla söz konusu o sevilen marşın popüler bir versiyonu:
http://www.youtube.com/watch?v=CgQvsvpJfdA
Bu marşın orijinali olan İsveç Halk ezgisinin otantik kaydı:
http://www.youtube.com/watch?v=AE_yUYCDPPo
Türk sporunun, Türkiye'nin bir olimpiyat ülkesi olmasının, sağlıklı yaşam için düzenli spor yapma anlayışının ve eğitim dünyasının abidevi şahsiyetlerinden Selim Sırrı Tarcan'ı saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Daima saçınızı tarayınız.
Yediğiniz şeyleri çiğneyiniz.
Büyükleri esenlerken önce siz şapkanız çıkarınız,
Bir musıki dinlerken konuşmaktan çekininiz.
Ağzınızı açarak esnemeyiniz.
Size ait olmayan işe karışmayınız.
On sekiz yaşından önce spor yapmayınız.
Mızıkçılık etmeyiniz.
Oyunu ve jimnastiği seviniz.
8 - Gençlik marşı ile tamamlayalım
Selim Sırrı Tarcan'la ilgili bir metnin, onun mimarı olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz Gençlik Marşı ile nihayete ermesinin anlamlı olacağını düşünüyorum. İşte Ozan Doğulu'nun aranjmanı, ve, Kenan Doğulu'nun yorumuyla söz konusu o sevilen marşın popüler bir versiyonu:
http://www.youtube.com/watch?v=CgQvsvpJfdA
Bu marşın orijinali olan İsveç Halk ezgisinin otantik kaydı:
http://www.youtube.com/watch?v=AE_yUYCDPPo
Türk sporunun, Türkiye'nin bir olimpiyat ülkesi olmasının, sağlıklı yaşam için düzenli spor yapma anlayışının ve eğitim dünyasının abidevi şahsiyetlerinden Selim Sırrı Tarcan'ı saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder