Şahan Gökbakar, 1 Mayıs
2013’de, İstanbul’da gelişen müessif hadiseler sırasında, üzerlerine barbarca
tazyikli su ve ‘biber gazı’ denilen zararlı kimyasal ajanlar sıkılan yurttaşlara,
‘kaşınmasaydınız, kendi düşen ağlamaz!’ diye çemkirmiş.
Öyleyse, benim de, bu
Recep İvedik nam zata edecek iki çift lâfım olacak.
Bu çerçevede olmak kaydıyla önce, dört tane hüküm
paylaşacağım, ardından da bunlara kısacık bir cümleyle cevap vereceğim:
1 - 'Avrupalı sömürgeciler şayet Güney ve Kuzey Amerika'da yerli halktan en az 20 milyon kişiyi doğramak suretiyle halletmeselerdi, aslında oldukça aptal ve hımbıl olan bu kuru kalabalıklar, Amerika'nın sonradan gerçekleştireceği iktisadi, ilmi ve teknolojik atılımın önünde ayak bağı olurlardı'
2 - 'Nazilerin; Yahudileri,
sosyalistleri, komünistleri, çingeneleri, bedeni ve akli özrü olanları,
eşcinselleri ölesiye çalıştırması; çalışamayacak durumda olanları ise sabun yapması
ilk bakışta acımasız ve gayri insani bulunsa da, bu olgunun iktisadi bir gözle
değerlendirilmesi, mezkûr olayın aslında son derece de rasyonel ve verimli bir
faaliyet olduğuna işaret eder'
3 - 'Ülkemizdeki 25
milyon sokak hayvanının toplu itlafına müteakip, bunların etinden, tırnağından,
derisinden, bağırsağından tepe tepe istifade edilmesi, Türkiye'nin milli
gelirinin artmasına olumlu katkı verecektir'
4 - 'Kadınlarımızı
zehirleyen çok tehlikeli 3 gelişme var:
A - Yerli ve yabancı
dizilerdeki kurmaca kadın kahramanları rol model bellemeye kalkmak;
B - Çalışıp eli üç kuruş
gördü diye 'başım yukarda, meydan okuyorum hayata ve sana!' diye topluma,
ananelere ve erkeğine posta koymaya çalışmak;
C – ‘Kadına karşı
şiddete son' diyen kökü dışarıda kimi cereyan ve modalara bel bağlamak.
Bu zehirli anlayışlar
yüzünden şirazesinden, rotasından ve sırat-ı müstakimden bütünüyle ayrılan
kadınların, yedikleri onca halttan sonra itlaf edilerek hak ettikleri finale
kavuşmasına aşırı tepki vermenin, son tahlilde hem aile ve hem de cemiyet
düzenimiz için bir nevi aktüel veba olduğunu sözde hümanist ve liberal
çevrelere anlatmakta zorlanmamız ne çok enerjimize mal oluyor, bilmem farkında
mısınız?'
Şahan Gökbakar'ın 1 Mayıs'la
ilgili tvitlerinin içeriği, benim için ancak yukarıdaki 'fikirler' kadar
muhteremdir, anlamlıdır ve doğrudur.
Bilmem anlatabildim mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder