Argumentum ad Gastroenterum


Argumentum ad gastroenterum'u keşfetmeden önce, atalarımız taş devrinde yaşıyordu. 

1 - Kavramsal izah teşebbüsü

'Argumentum ad Gastroenterum' ismi / kavramı, 116 asır (11,600 sene) öncesine dayanan bir tarihsel arka plâna sahip olan insanlığın bulduğu en kullanışlı, en eski, en popüler, en faydalı ilmi metoda işaret etmektedir. Bahse konu bu antitenin, söz konusu bu mezkûr ilmi buluşun, sahip olduğu hayati önem yüzünden, içeriğine dair ayrıntılı bilgi paylaşımında bulunulması elzemdir, faydalıdır. 

Söz konusu kavramın iddia, ima, izah, işaret ve nispet ettiği alt metinlerin oluşturduğu anlam kosmosunu kuşatmadan önce, insanoğlunun onu kullanmadığı dönemlerde nasıl bir yaşam, sürdüğüne kuş bakışı da olsa, bakmak zihin açıcı olacaktır diye düşünüyorum. 

Argumentum ad Gastroenterum'u keşfetmeden önce, atalarımız (kelimenin gerçek manasıyla kabanın da kabası bir) taş devrinde yaşıyordu. O sıralarda teknoloji çok ilkel, konfor pek gariban, yaşam ise fevkalâde riskliydi. Hayatın zorlu, rahatsız ve ilkel olması onu kolaylaştıran diğer milyarlarca şey gibi; sigorta, kablolu tv, emeklilik, curling (körling), ücretli yıllık izin, hafta sonu tatili, işsizlik ödentisi, internet, bitter çikolata, El Clasico, akıllı cep telefonu, çift katlı Afyon kaymaklı ekmek kadayıfı, sosyal medyada atar yapan ergen tavrı, Acun Ilıcalı medyacılığı, antibiyotikler, kan nakli, gazlı içecekler, nükleer enerji, kulak ve burun kıllarını almaya yarayan elektronik alet, savaş uçaklarındaki fırlatma koltuğu, 'Pi Sayısı', 3 D seyirlikler, Gaziantep Baklavası, bebek bezi, 'tavuk mu yumurtadan çıkar, yoksa yumurta mı tavuktan?' tartışması, kavramsal sanat, naylon poşet, mutluluk çubuğu, selfie çubuğu ve kürdanın henüz icat edilmemiş olmasındandı. Bu yoksunluklar, yoksulluklar ve yokluklar ister istemez dönemin sakinlerini acayip derecede zorlamakta, adeta hayatlarından bezdirmekteydi. 

Bu kısa tarihsel konumlandırmadan sonra, hayati ehemmiyete haiz olan mezkûr olguyu, Argumentum ad Gastroenterum'u, yukarıda zikredildiği üzere, kuşatarak tarif ve tasvir etmeye geldi sıra:

(i) 'Argumentum ad Gastroenterum' insanoğlunun binlerce yıldan beri yapıp ettiklerinin sonucunda ortaya çıkan dil, mitoloji, edebiyat, plastik sanatlar (resim, heykel vb), felsefe, mantık, etik, matematik, doğa bilimleri, humanitas (insani / beşeri / sosyal bilimler), müzik, mimari gibi belli başlı alt kırılımlara sahip gayrı-maddi (resim, heykel, mimari'nin gayrı-maddi olduğu ifadesine gelebilecek olası bir itiraza, 'onların entelektüel, spiritüel özlerinin tayin edici olduğu' cevabını vermiş olayım) varlık alanının, o göz kamaştırıcı ve görkemli 'ANLATILAR' toplamının temelinde yatan harca karşılık gelen ilmi metottur.

(ii) Ve yine 'Argumentum ad Gastroenterum'insanlığın; (Çin Seddi gibi) bazılarının 
'parmak izleri' uzaydan bakıldığında bile fark edilebilen ve maddi olguların, kaynakların ve imkânların kompoze edilmesinin semeresi olan bayındırlık hamlelerinin (inşaat ve bayındırlık faaliyetlerinin gerisindeki fikri müktesebata binaen, bu ifadeye karşı geliştirilebilecek olası itirazları da, 'mezkûr süreçlere damgası vuran antite ağırlıkla maddi bileşenlerdir' 
argümantasyonunu serdederek savuşturmuş olayım) toplamına referans veren o 'muhteşem katedral'i inşa ederken esas aldığı temel teoridir de. İlâveten 
'Argumentum ad Gastroenterum', insanoğlunun yarattığı teknolojinin marifeti olan elektro-manyetik dalgalar sayesinde, milyarlarca ışık yılı ötedeki uzay-zaman parçalarında bile etkili olabilen görkemli varlık küresinin arka plânında yatan yaratıcı etkene ve 'bilimsel alet'e de gönderme yapar.


(iii) İnsanlık, yukarıda, (i)'de ifade edilen gayri maddi, ve, (ii)'de dillendirilen maddi olguların toplamından oluşan 'BÜYÜK MARİFET'ini; adımı adıma, tuğlayı tuğlaya, kelimeyi kelimeye ve nihayet, geldiğimiz son 50-60 yılda da, elektronik devreyi elektronik devreye, chip'i chip'e ekleyerek inşa ederken; şayet elinde 'Argumentum ad Gastroenterum' gibi bir imkân (alet, metot, teknoloji) olmasaydı, bugün mağara insanı düzeyindeki bir konfor ve uygarlıkla yetinmek zorunda kalabilirdi. 


2 - Argumentum ad Gastroenterum'un kökeni ve aslında onu hepimizin kullanıyor olduğu sorunsalı

Bu kavramın, ona muhatap olan okura yabancı gelmesi yadırgatıcı değildir. Zira, kamuya açık olmak üzere, ilk defa bu metinde bahsedilmektedir ondan. Dolayısıyla da bu metnin okurunun; ilmi bir terimin o muhteşem doğum sahnesine; bilimsel bir kavramın ilk defa gün ışığına çıktığı o kutlu manzaraya; öğrenildiğinde, varoluşun ve kâinatın çok daha geniş bir açıdan kucaklanmasına, kuşatılmasına ve algılanılmasına yol açacak olan o sihirli ve kreatif adıma şahit olmanın sınırsız mutluluğunu yaşayacağını varsaymak için elimizde yeterince nedenimiz olduğunu düşünüyorum (1).
stone age human kind ile ilgili görsel sonucu
Argumentum ad Gastroenterum metodunun bulunmasından önceki Kabataş Devrinde yaşayan bu zeki bir atamız, bir şeylerin ters gittiğini, çok önemli bir eksik olduğu hissetmiş, onu henüz keşfedemediği için de derin bir asabiyet buhranına dûçar olmuştur.

Öte yandan,  bu kavramla (bu yazı vasıtasıyla) tanışan okur, görecektir ki; bahse konu ilmi terimin nispet ettiği / referans verdiği bilimsel yöntemi daha önce kullanmıştır, şu sırada kullanıyordur ve gelecekte de kullanacaktır. Hem de defalarca ve defalarca ve defalarca olmak kaydıyla! 

Önceki satırlarda da vurgulandığı üzere, insanlığın kısm-ı azamisinin / kahir ekseriyetinin, tarih denen o heyecan verici ve görkemli hikâye boyunca 'Argumentum ad Gastroenterum' diye isimlendirmeksizin, bu kavramla yaftalamaksızın yaptığı bir şeydir bu ilmi yöntemi kullanmak. Mevzuyu ülkemiz üzerinden örnekliyorum: bu bilimsel metot, 'Argumentum ad Gastroenterum' şeklinde formüle edilmediği karanlık ve bedbaht çağlarında, bu topraklarda yaşayan insanımızın ve Türkiye Toplumsal Formasyonunun evlâtlarının ezici çoğunluğu tarafından (aşağıda paylaşılacak olan) başka isimler altında tanınıyor ve kullanılıyordu. 

3 - 'Argumentum ad Gastroenterum' ve 'bildimcik böcekleri'

Bu yazının yayınlanmasıyla birlikte, (söz konusu ilmi metodun orijinal isminden 116 asırdır haberdar olan çok dar, çok elit bir zümrenin dışındaki) bütün dünyanın da, artık 'ismiyle cismini birleştireceği', 'adını olgusuna bitiştireceği' 'Argumentum ad Gastroenterum'un, google'la simbiyotik bir ilişki içindeki 'bildimcik böcekleri' için hayati önemde olduğuna işaret etmeden devam etmek, okunulan metnin anlamsal bütünlüğünü, kavramsal içeriğini ve felsefi derinliğini zedelerdi doğrusu (2).
                                                                 
4 - Adam Ka'dîm Kad-Moan: 'Argumentum ad Gastroenterum metodunun mucidi


İnsanlığın, yukarıda da işaret edildiği üzere, 116 asırdır kullandığı, bu gün medeniyet, bilim, sanat, teknoloji adına her ne var ise, işte onların tamamının yaratılmasında birinci dereceden etkili olan 'Argumentum ad Gastroenterum' metodunun, ilk defa bu yazıyla birlikte, genel kamuoyuna açık bir metinde hakiki / otantik / sahih / orijinal ve kadim ismiyle paylaşılıyor oluşu, akla ister istemez şu soruyu getirmektedir:

'Bahis konusu metodun ve bu metodun adının mucidi kimdir?'

Adam Ka'dim Kad-Moan
Söz konusu ilmi metodun mucidi ve isim babası Adam Ka'dîm Kad-Moan'dur (3). Doğum yeri ve doğum tarihi bilinmeyen,  bazı çok gizli ve kadim kaynaklarda 35 asır yaşadığına dair (sahih addedilebilecek) bilgiler olan Adam Ka'dîm Kad-Moan'un, circa MÖ 7,000'de öldüğüne dair bir Vilâyet Denizi Lordluğu belgesi mevcuttur (4). Bu satırların yazarının incelemek fırsatına eriştiği bahse konu mevzuya dair olan bir kaynak (zikredilen belgenin Hyboriacadan Sanskritçe'ye yapılmış bir çevrisi),Occultisme Department of Gotham City State University'nde saklıdır (5). Bu konuya dair olan ilgimin ortaya çıkmasına neden olan süreci, mezkûr üniversitenin arşivlerinde, Robert James Howard Churchward hakkında yaptığım bir araştırma başlatmıştır. Bu kapsamlı ilmi etütlerim sırasında ayrıntılı olarak inceleme fırsatına eriştiğim Churchward'ın külliyatında rastladığım Adam Ka'dîm Kad-Moan hakkındaki belgeler, okunmakta olan satırlar üzerinde çok ciddi bir telif ve müktesebat hakkına sahiptirler (6). 

Yaptığım derinlemesine fikri takip ve çapraz sorgulamalar sonucunda, Vatican Arşivleriyle, Aşağı İndüs'teki bir Naa-Qeaall Manastırında muhafaza edildiği bilgisine eriştiğim konuya dair bazı kadim ve otantik vesaike ise, ne yazık ki, henüz ulaşabilmiş değilim.

5 - Bu metnin hakir müellifinin bu meseleye dahline gelince....

Bu satırların hakir muharririnin, Ziyaver Şencan nam mütevazi blogger'ınızın, bu metinde dillendirilen 'Argumentum ad Gastroenterumhususuna ('okyanusta karınca sidiği derekesi'nde de olsa), bir katkısı vardır hiç şüphesiz. Bu katkı okumakta olduğunuz bu yazıdır işte. Bir diğer deyişle, bu satırların (ve onun mütevazı müellifinin) bahse konu katkısı, onu kıraat eden her izân ve insaf sahibinin gönül rahatlığıyla teslim edeceği üzere, insanlığın tamamının kullandığı söz konusu o ilmi metodun 'Argumentum ad Gastroenterum' formundaki o otantik adının sadece beşeriyetin fevkalâde 
miniminnacık bir elit azınlığının tekelinde olması halini ortadan kaldırmak ve bu orijinal isme yabancı olup, onu sahte, sözde, çakma, fake isimlerle bilen, tanıyan, adlandıran ve çağıran insanlığın ezici çoğunluğunun da, o ilmi metotla 'Argumentum ad Gastroenterum' adının irtibatını, iltisakını ve mütekabiliyetini kurabilmelerinin önünü açmak şeklinde formüle edilebilir. 

Bir diğer ifadeyle, (yukarıda da vurgu yapıldığı üzere), mezkûr antitenin 'ismiyle cismini birleştirilmesine', ''corpus'unun 'nomen'ine bitiştirilmesi'ne dair olan içeriği sayesinde bu metin, müellifinin yukarıda dillendirdiği o 'okyanusta karınca sidiği derekesi'ndeki katkısını realize edebilmiştir diye düşünüyorum â cânım efendim ve muhterem kârim.

Vurguyu yaptığım bu hususlar sayesinde, 'Sezar'ın hakkını Sezar'a; bu satırların hakir ve fakir yazarının hakkını da bu satırların (okurunun ayağının turabı olabilmeyi şeref addeden) yazarına!' teslim etmiş; bu suretle de, entellektüel, vicdani, ahlâki, etik ve moral bir vazifeyi de eda etmiş olduğuma inanıyorum (7). 

Son derece de köklü (kadîm), ehemmiyetli ve popüler olan ilmi bir metodun ne kendisini ve ne de onu tavsif, tarif ve nominalize eden adı, yani 'Argumentum ad Gastroenterum'u icat etmemiş olsam da; onu, ait olduğu fenomenle, bu yazım üzerinden ve bu satırlar sayesinde, irtibatlandırarak, insanoğlunun ezici çoğunluğunun belleklerindeki aktüel adresine ve 'human being'in ilim, irfan, bilgelik, ariflik, wiser'lık dağarcığındaki kendine özgü ontolojik ve epistemolojik kompartımanına az sonra (istenirse 'azzzz sonraaaa!!!' şeklinde de okunabilir) havale edecek olmaktan duyduğum (benim için fevkalâdenin de fevkinde müstesna olan) gurur ve iftiharı ifadeye kelimeler kifayet edememektedir muhterem kârim.

6 - Argumentum ad Gastroenterum'a insanlığın %99.99'u şu ana kadar ne diyordu?

Evet, heyecanla beklenen o tarihi an geldi nihayet. 

İnsanlığın 116 asırdan (11,600 yıldan) beri kullandığı, medeniyetimizi, yeryüzünde gerçekleştirdiğimiz her şeyi ve dünya üzerindeki hakim durumumuzu kendisine borçlu olduğumuz, Argumentum ad Gastroenterum olan orijinal adını insanlığın ancak %0.000000001'lik çok küçük bir elit azınlığının bildiği, o çok önemli ilmi metodu, insanlığın ezici çoğunluğuna tekabül eden %99.99999999'u, bu yazı yayınlanana kadar 'İşkembe-i Kübradan Atmak', 'Sallamak', 'Kaynak Mabadım'  'k.ç.ndan uydurmak', 'g.t.nden atmak' olarak bilmekteydi.

Böylesi önemli bir kamuoyu aydınlatmasının ve insanlığı bilinçlendirme hamlesinin, sadece kürre-i arzımız ölçeğinde değil ve fekat kozmik boyutlarda da hayırlara vesile teşkil etmesini can-ı yürekten temenni ederek yapıyorum finali efendim (8), (9).

dipnotlar:
(1): Argumentum ad Gastroenterum, bir kısmına bu metnin muharririnin de erişmek şansına malik olduğu güvenilir kaynaklara bakılacak olursa, 11,600 yıllık bir geçmişe sahip olan bir kavramdır. Öte yandan, mezkûr metodu orijinal adıyla, yani 'Argumentum ad Gastroenterum' olarak bilenler, bütün bu tarihsel süreç içerisinde, sadece ve yalnızca her çağın çok küçük ve elit olan bir kesimi (creme de la creme) idi. Diğer bir deyişle, insanlığın ezici kısmı (%99.99999999'u), sıklıkla kullandığı bahse konu metodun hakiki-otantik-orijinal ismini, Argumentum ad Gastroenterum'u bu metnin kamuoyuyla paylaşılmasından sonra öğrenecektir. 
(2): Bildimcik Böceği için bknz.
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/09/bildimcik-bocegi-kavram-insanlga-hayrl.html
(3):  Adam Ka'dîm Kad-Moan için bknz: 
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/10/adam-kadim-kad-moan-argumentum-ad.html
(4): Circa, 'aşağı yukarı', 'kabaca', 'civarında', 'yuvarlak hesap' anlamlarına gelen Latince deyiştir. c., ca., ca, cca., circ. formlarında da yazılmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bknz. http://en.wikipedia.org/wiki/Circa
(5): Gotham City State University Library'ı için bknz: 
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/10/gotham-kenti-devlet-universitesi.html 
(6): Robert James Howard Churchward bknz: 
(7): Etik, moral, ahlâk ve vicdan kavramları arasındaki farklara; bu konu oldukça kapsamlı, tartışmalı ve sorunlu ve dahi bahsi diğer bir husus olduğundan, burada girmek imkân dahilinde değildir.
(8): Argumentum ad Gastroenterum metodu üzerine bina edilmiş diğer 'scientific essay'lerim içün bknz please.
'Pensilvanya'ya niçün Pensilvanya denir?'
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/09/pensilvanyaya-nicin-pensilvanya-denir.html
'Yırca zeytin katliamının perde arkası'
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/11/uyan-turkiyem-yrca-sozde-zeytin.html
'Türkiye'nin ve insanlığın karşıkarşıya olduğu çok büyük tehdit ve komplo'
http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2014/11/the-sacred-ancient-association-of-king.html
(9): Yukarıdaki metnin bizzatihi kendisinin de 'Argumentum ad Gastroenterum ilmi metodu' temel alınarak yazıldığı dikkatli okurun gözünden kaçmamıştır diye düşünüyorum. 
Bir diğer deyişle, http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2013/10/argmentum-ad-gastroenterum.html linkiyle erişilebilen metin http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2013/10/argmentum-ad-gastroenterum.html linki üzerinden erişim sağlanabilecek olan metne (yani bizzatihi kendi kendisine) müstenittir. Böylelikle, bu metin, başladığı noktaya dönmüş, kendi üzerine kapanmış, kendi kendisine referans vermiş, bizzat kendisine gönderme yapmış, kendisiyle konuşmuştur. Anlayacağınız, daire tamamlanmış, çevrim (cycle) bütünlenmiştir. 'Kendi kendisine referans veren', 'kendisiyle konuşan', 'kendi üzerine kapanan' antiteleri konu alan (başka bir ifadeyle, okunulan satırlarla aynı dalga boyunu ve frekansını paylaşan) metinlerle ilgilenen okurun, şunları da ilginç bulabileceğini düşünüyorum: 
***http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2011/09/escherin-resim-sergisi-tablosuna.html
***http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2011/09/m-c-esher-resimleriyle-alglamamz-deser.html
***http://ziyaversencan.blogspot.com.tr/2013/11/maurits-cornelis-escher-grafik-sonsuz.html



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder