1931, Pülümür - 9 Ocak 1990, İstanbul | |
34 yıldan fazla zaman geçmiş demek ki üzerinden... Twitter'da ölüm yıldönümüne dair açılan hashtag'de yazılanları okurken, yıllar yıllar önce vefatını öğrendiğimde benliğime hakim olan halet-i ruhiyenin, sanki onu henüz dün yaşamışımcasına, canlanıp ete kemiğe bürünüverdiğini ve aktüel moodumu domine ettiğini deneyimliyordum. Bir taraftan da 'vay canına, - zaman su gibi akıp gidiyor / geçiyor - geyiği gerçekten de 'Varoluşun Tunç Yasaları'ndanmış' diye mırıldanıyordum. Bir diğer deyişle, aşık olabilme ve vicdanlı davranabilme gibi insanlık durumlarının şiir şeklinde damıtılmış ifadesi olan hâlis ve sâlih Şair Cemal Süreya'sız geçen koca bir dönem yaşadı yerelde bu coğrafyanın sakinleri; genelde / globalde ise insanlık familyasının tamamı..
biz de cemal süreya'nın askerleriyiz Blogumun devamında, bu kelime kuyumcusunun, bu hissiyat çerçisinin, bu aşk müstahsilinin, bu empati ve hassasiyet temsilcisinin unutamadığım bazı dizlerini terennüm etmenin manalı olacağını düşündüm. İşte Cemal Süreya'nın o doyumsuz retrospektifinden mini minnacık bir buklet: 'ne demiş uçurumda açan çiçek, yurdumsun ey uçurum' dizesi gibi çok sayıda ölümsüz (immortal) dizeye imza atan ve aşk ve vicdanlı olmak gibi insanlık hallerinin en hâlîslerinin şairi Cemal Süreya'yı anmanın şimdi tam zamanıdır. |
Kısa Türkiye Tarihi
I
Şelaleye
Düşmüştür
Zeytinin dalı;
Celaliyim
Celalisin
Celali.
II
Üç anayasa
ortasında büyüdün:
Biri akasya
Biri gül
Şelaleye
Düşmüştür
Zeytinin dalı;
Celaliyim
Celalisin
Celali.
II
Üç anayasa
ortasında büyüdün:
Biri akasya
Biri gül
Biri zakkum.
Teknokratlar
Bütün mimarlar yüksek,mühendisler de
Bir sen kaldın alçak mimar ey Sinan Usta!
Ölüm
Ölüm geliyor aklıma birden ölüm
Bir ağacın gölgesine sarılıyorum
Kahvaltı
Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı
Kırmızı bir kuştur soluğum
Kırmızı bir kuştur soluğum
Kumral göklerinde saçlarının
Seni kucağıma alıyorum
Tarifsiz uzuyor bacakların
Kırmızı bir at oluyor soluğum
Yüzümün yanmasından anlıyorum
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa
Yüzümün yanmasından anlıyorum
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa
Dörtnala sevişmek lazım.
Hükümet
Bu hükümet
Pir Sultan'a pasaport vermiyor,
Onu anladık.
Yunus Emre'ye de
Basın kartı vermiyor,
Onu da anladık.
Ama bu hükümet
Ferman çıkarmış
Karacaoğlan'ı
Otobüse bindirtmiyor.
Bu hükümet
Pir Sultan'a pasaport vermiyor,
Onu anladık.
Yunus Emre'ye de
Basın kartı vermiyor,
Onu da anladık.
Ama bu hükümet
Ferman çıkarmış
Karacaoğlan'ı
Otobüse bindirtmiyor.
Pir Sultan'a pasaport vermiyor,
Onu anladık.
Yunus Emre'ye de
Basın kartı vermiyor,
Onu da anladık.
Ama bu hükümet
Ferman çıkarmış
Karacaoğlan'ı
Otobüse bindirtmiyor.
Park
Öyle sevdim ki seni
Öylesine sensin ki!
Kuşlar gibi cıvıldar
Tattırdığın acılar
Öylesine sensin ki!
Kuşlar gibi cıvıldar
Tattırdığın acılar
İlkokulu Bitirdiği
İlkokulu bitirdiği gün Cumhuriyet şairi,
Saçında kurdelesi Lozan gibi;
Sonra her yıl öldürüldü, öldürüldükçe de
Hemeninden göğe hüthütler çizildi.
Gelecek zaman oldu şimdiki zaman;
Irmak aşağı inen güz parçası,
Çok süslü bir halkın arasından,
Benimsin!
İyi anlarında sesin kalınlaşıyor
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
İlkokulu bitirdiği gün Cumhuriyet şairi,
Saçında kurdelesi Lozan gibi;
Sonra her yıl öldürüldü, öldürüldükçe de
Hemeninden göğe hüthütler çizildi.
Gelecek zaman oldu şimdiki zaman;
Irmak aşağı inen güz parçası,
Çok süslü bir halkın arasından,
Benimsin!
İyi anlarında sesin kalınlaşıyor
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Saçında kurdelesi Lozan gibi;
Sonra her yıl öldürüldü, öldürüldükçe de
Hemeninden göğe hüthütler çizildi.
Gelecek zaman oldu şimdiki zaman;
Irmak aşağı inen güz parçası,
Çok süslü bir halkın arasından,
Benimsin!
İyi anlarında sesin kalınlaşıyor
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
.....rahmetle, muhabbetle, özlemle ve minnetle anıyorum.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder