Abdürrahim Karakoç: Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban


Şair, yazar, gazeteci Abdürrahim Karakoç (1932, Elbistan - 7 Haziran 2012, Ankara) ardında bir çok kalıcı iz / iş / eser bırakmış; ama, hiç kuşkusuz en çok da yazdığı Mihriban şiiriyle ölümsüzleşmiştir (i). Öte yandan, Musa Eroğlu'nun yaptığı bestenin ve hiç kuşkusuz, onu icra ediş tarzının da, bu popülarite ve kalıcılık üzerinde oldukça etkili olduğunu teslim etmek durumundayız.

Şairin kendi sesinden Mihriban şiiri bknz.
https://www.youtube.com/watch?v=jTFVjfMOQzU

Musa Eroğlu'nun sesinden ve sazından Mihriban şiirinin türküleştirilmiş hali için bknz.
https://www.youtube.com/watch?v=eGUJV9xsJIo

Musa Eroğlu Mihriban Hd Kalitesinde | İzlesene.com



İki insan arasındaki beşeri aşkı Mihriban şiiri kadar romantik, popüler, derin / derûni, spiritüalist, realist ve samimi dillendirebilen çok az edebiyat eseri olduğunu düşünüyorum. 

Her ne kadar Karakoç 'aşk kâğıda yazılmıyor' dese de, bana kalırsa Mihriban şiiriyle o, beşeri sevdayı kâğıt üzerine / edebi boyuta mükemmelen nakşetmesini bilenler arasına yazdırmıştır adını. Bir diğer deyişle Mihriban şiiri, insanlar arasındaki bu en güçlü, en kuşatıcı, en ilham verici, en bütünleştirici, en parçalayıcı, en yaratıcı ve en yıkıcı duygu durumu olan ruhsal kipin, AŞK'ın; insanlığın ortak belleğinde, kolektif muhayyilesinde ve mutasavveresinin en karanlık dehlizlerinde ebedi olarak yaşamasını sağlayan mümtaz entelektüel ve spiritüel gayretlerden birisi olarak çıkmaktadır öne.

Bahse konu şiirin vurgu yaptığım bu baskın, karakteristik ve seçkin vasıflarından hareketle 'şayet o İngilizce konuşan bir ozan tarafından yazılmış olsaydı, Anabell Lee kadar, Romeo ve Juliet kadar popüler olması işten bile değildi' iddiası ileri sürülse, bunun hakikatle gayrı-mutabık olmaklığının çok düşük olasılık olacağını düşünüyorum (ii).

Abdürrahim Karakoç'u rahmetle, hürmetle ve minnetle anıyor; Musa Eroğlu'na da 'sesine, bileğine, yorumuna sağlık ozan!' diyorum. İşte o immortal romantikanın tamamı:


Mihriban



Sarı saçlarını deli gönlüme
Baglamışlar çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban

Yar deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban

Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban

Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban

Boşa bağlanmamış bülbül gülüne
Kar koysam köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban

Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördügüm bastan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban


dipnotlar:
(i): Sanatçının hayatı için bknz.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Abd%C3%BCrrahim_Karako%C3%A7
(ii): Edgar Allan Poe'nun Anabel Lee şiiri için bknz.
http://www.siir.gen.tr/siir/e/edgar_allan_poe/annabel_lee.htm

1 yorum: