2017'nin en uzun gecesi bu gece mi?



Geçen sene olduğu gibi bu sene de 21 Aralık'ta bütün iletişim kanallarından sayısız 'bu gece yılın en uzun gecesi' duyuruları yapıldı. Yanı sıra, yine bu 21 Aralık'ta da 'yılın en uzun gecesinde kazançlı alışveriş yapın' çağrıları tv'lerden, radyolardan, internetten, açık hava mecralarından bize seslendi, sesleniyor, bir kaç saat daha seslenmeye devam edecek. 

Sonda söyleneceği başta söylüyorum: 

Çok büyük bir hata yapılmakta değerli arkadaşlar; çünkü, yılın en uzun gecesi 21 Aralık'ı değil, 20 Aralık'ı takip eden gecedir, yani dün gece....

Bu yüzden de bahsettiğim bütün o haberler, mesajlar ve reklâmlar yanlış bilgi taşıyorlar bize, haberiniz olsun.

'İddialarının dayanağı nedir?' diyerek yukarıdaki argümanlarımı sorgulayanlar için, tam bir yıl önce bu konuya dair yazdığım blogumu yeniden vitrine taşımanın anlamlı olacağını düşündüm.



İşte 21 Aralık gecesiyle ilgili olarak yaygın bir şekilde yapılan bahse konu yanlışlığı ele alan o yazım:

21 Aralık özel bir gün. Onu özel kılan, dünyanın kuzey yarım küresinde (Türkiye'nin de arasında olduğu Ekvator'un kuzeyinde kalan coğrafyalarda) sonbaharın sona erip, kış mevsiminin başlamasının; güney yarım küresinde (Ekvator'un güneyinde kalan coğrafyalarda) ise ilkbaharın bitip yazın start almasının bu günde gerçekleşmesidir(i), (ii).


21 Aralık özel bir gün. Onu özel kılan, dünyanın kuzey yarım küresinde (Türkiye'nin de arasında olduğu Ekvator'un kuzeyinde kalan coğrafyalarda) sonbaharın sona erip, kış mevsiminin başlamasının; güney yarım küresinde (Ekvator'un güneyinde kalan coğrafyalarda) ise ilkbaharın bitip yazın start almasının bu günde gerçekleşmesidir(i), (ii).

21 Aralık'ı özel kılan bir başka niteliği de, hiç kuşkusuz, onun, kuzey yarım küresinde yılın en kısa gündüzüne ve en uzun gecesine; güney yarım küresinde ise yılın en uzun gündüzüne ve en kısa gecesine sahip oluşudur.

Astronomik, klimatolojik (iklimsel / mevsimsel) ve kozmolojik içerikli bu izahat faslının ardından, ciddi bir sıçrama (bir nevi 'quantum jumping') yapıyor ve ekonominin hava sahasına giriveriyorum.
Ekonominin (hava koşulları, güvenlik riskleri, iktisadi aktörlere satın alma kararlarını erteleten çeşitli maddi ve psikolojik faktörler, trafik ve diğer nedenlerden gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanan markete / pazara fiziki ulaşım zorluğu vb) türlü gerekçelerle yavaşlayan çarklarını daha hızlı döndürmek noktasında sanal alem büyük imkânlar sunmakta. ABD'de başlayan ve son birkaç yıldır (Türkiye de dahil) bütün dünyaya yayılan ve giderek de daha büyük bir yüzdesi internet üzerinden gerçekleştirilen 'Black Friday, Kara Cuma' alışveriş çılgınlığı buna verilebilecek en önemli örneklerden olsa gerektir. 

Görülen o ki, (bu blogun giriş paragrafında değinildiği üzere) 'yılın en uzun gecesinde avantajlı alışveriş imkânı' sloganıyla, potansiyel alıcıları motive etmeye çalışan Türkiyeli ve küresel satıcılar, özellikle son birkaç yıldır, 21 Aralık günü ve '21 Aralık gecesi'nden yeni bir 'Black Friday' çıkarma niyeti ve telaşı içerisindeler. Kapitalist sistem bu amacına ne denli erişti, bu henüz netleşmiş değil. Önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacak satış rakamları, buna dair bir fikre sahip olmamızı sağlayacaktır hiç kuşkusuz. Öte yandan, ne bu durumu sorgulayan iktisat bazlı analizler yapmanın ve ne de '21 Aralık gecesi'nin iddia, imâ, işaret, ihtiva ve nispet ettiği diğer alt (ve de yan) metinler kozmosunun (hypertext) referans verdiği sayısız anlam dairesinin mercek altına alınmasının bu metnin amacı olmadığını  düşünüyorum. Gelin biz, metnin girişinde ifade ettiğim o 'doğru sanılan bir yanlış'a, bir diğer deyişle '21 aralık gecesi'ne odaklanalım; sistemin satışları stimüle etmek için kullandığı o mezkûr slogandaki 'yılın en uzun gecesi' ifadesini teşrih / otopsi / anatomizasyon masasına yatıralım ve diseksiyona tâbî tutalım. 

Bu odaklanma operasyonu için '21 Aralık gecesi' ifadesini kırmızı ile yazmanın ve altını çizmenin yeterli olmadığını düşünüyorum. Sadece altını değil (onun, bu metnin ana mesajına dair olan sembolik anlam ve önemine binaen) üstünü, sağını, solunu ve de müsait olan her yerini ve yanını bi zahmet çiziverelim lütfen; zirâ bu yazı, esas olarak '21 Aralık gecesi' ifadesinin zamandizinsel bağlamdaki şifresini deşifre etmeye, kronolojik kodunu dekode etmeye çalışacaktır ilerleyen satırlarında.

Yazının girişinde dillendirdiğim soruyu açımlayacak / açıklayacak unsurları / imkânları ihtiva eden bir diğer soruyu tedavüle çıkarmanın, onu emisyona sokmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

O soru(m) şudur:

'21 Aralık (gününün) gecesi aynı günün gündüzünden önce mi gelir sonra mı?'

Bu sorunun, aslında, 'bir günün gündüzü mü yoksa gecesi mi önce gelir?' sorunun özel bir hali olduğu aşikârdır.

Dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüşünü 24 saatte tamamlamasına neden olan astronomik süreçlerin 'bir takvim günü'nün 24 saate bölünmesinin arkasındaki temel / dominant mahiyetteki kozmik neden olduğu aşikârdır. Öte yandan, 'bir takvim günü'nün (gece yarısı 12.00 (24.00)'de sona erdiği ve saatler 00.00'ı gösterirken takip eden bir 'sonraki takvim günü (yeni gün)'ün başladığı' argümanı) üzerinde sağlanan küresel uzlaşma ise bütünüyle itîbari (nominal, lafzî, sanal, sözde, varsayımsal, farazî)'dir; 'öyle olsa da olur, olmasa da olur' şeklinde tarif ve tavsif edilebilecek bir keyfi (fiktif / kurmaca) kabuldür. Bu kabul, yukarıdaki soruya vereceğimiz cevabı tayin eder.

Bir 'takvim günü'nün sonuna', takip eden 'takvim günü'nün ise başlangıcına dair yukarıda vurgu yaptığım global / verili / cârî uzlaşmanın / kabulün doğal ve zorunlu sonucu olarak, genelde herhangi bir günün, özel de ise 21 Aralık 2016, çarşamba gününün gecesi, 20 Aralık Salı gününün gündüzünü takip ederek onu Çarşamba'ya bağlayan gecedir. 21 Aralık Çrşamba gününün gündüzünden sonra yaşadığımız gece ise 21 Aralık'ı 22 Aralık Perşembe gününe bağlayan gecedir; dolayısıyla da 22 Aralık gecesidir. 


Görüldüğü üzere, bir günün gündüzü o günün akşamı ile gecesi arasındadır. Bir diğer deyişle; birbirlerini 'gündüz - akşam - gece' şeklinde takip etmesi 'gereken 'gün'e ait dönemler, 'bir takvim gün'ünde 'akşam - gündüz - gece' şeklinde dizilmektedir. Bu durum, yukarıda da vurgu yaptığım üzere, bir günün gündüzünün akşamı ile gecesi arasına sıkışması gibi 'garip' bir durumu / keyfiyeti çıkarmıştır ortaya.


Altını çizdiğim husus 'akşam' ve 'gece' tanımlamalarımızla, bunların 'bir takvim günü' içerisindeki konumlanmaları arasında aşikâr bir çelişki olduğuna işaret eder. Hem mantıksal, hem gramatik ve hem de semantik bakımdan sıkıntılara neden olan bu 'kronoloji problematiği, bir yandan bahsi diğer olduğu için, diğer yandan da, okunulan metni daha da uzatmamak adına, burada gerekçelendirilmeyek, açımlanmayacaktır (iii). 

Özetle ve ezcümle, Kuzey yarım küresi için yılın en uzun gecesinin, güney yarım küresi için ise yılın en kısa gecesinin 21 Aralık gecesi olduğu doğru sanılan bir yanlıştır; bu ifadenin doğrusu, bahse konu gecenin 22 Aralık gününe ait olduğudur.

Doğrunun yerine ikame edilen bir galatı tahtından indirebilmek; bunu yapmıyorsam, hiç olmazsa, o tahtı birazcık da olsa sallayabilmek adına yazdım bu blogu.

dipnotlar:

(i): Okunulan metnin ilk versiyonunu 21 Aralık 2016, Çarşamba günü, özelde bu günün gecesine, genelde ise her günün gecesine dair olan 'doğru sanılan bir yanlış'a işaret etmek adına yazmıştım. O metnin müşevviki (ebesi) tv kanalları, radyo istasyonları, internet siteleri, akıllı mobil cihazlar, kamusal alandaki billboard'lar gibi medium'lar üzerinden algımıza saldırarak karar alma melekemizi muhasara altına almaya çalışan 'en uzun gecede yılın en avantajlı alışverişini yap!' merkezli mesaj bombardımanı idi. Mezkûr mesajların 'avantajlı alışveriş' gibi ekonomik ve maddi referanslar içeren, bu yanıyla da epeyce baştan çıkarıcı olduğunu kabul ettiğim, içerikleri değildi ilgimi çeken; 21 Aralık gününün yılın en uzun gecesine sahip olduğu iddiasına / kabulüne takılmıştım. Aslında epeydir beni meşgul ('rahatsız' diye de okunabilir) eden, kafamda evirip çevirdiğim, 'dur şunu bi mercek altına alayım' dediğim bir konuydu bu. Ve nitekim, girişte de işaret ettiğim üzere, düşüncem kuvveden fiile çıktı; yazdım ve paylaştım.
Söz konusu yazımı paylaşımımın hemen akabinde, 22 Aralık Perşembe günü, '21 Aralık gecesinin dünyanın bütününde değil, sadece kuzey yarım küresinde yılın en uzun gecesi olduğu'na işaret eden (bir sonraki dipnot'ta tamamını paylaştığım) eleştirinin de arasında olduğu bazı katkılar yapıldı bu metne. Bu gelişmeler ışığında, okunulan satırların ilk versiyonunu revize etmenin bloggerlık anlayışımın ruhuyla örtüşen bir zorunluluk olduğu çıkmıştı ortaya.
İlerleyen satırlarda, 21 Aralık'ın (dünyanın hangi coğrafyalarında) en uzun geceye sahip olduğuna dair serdedilen ve küresel hakikatle (bir diğer deyişle, kozmolojik - astronomik - klimatolojik veriler ve olgularla) örtüşen tespitlerin, yukarıda işaret ettiğim dinamik ışığında okunmasını dilerim.

(ii): Yukarıdaki metnin paylaştığım ilk versiyonunu tadil etmeme neden olan mesajı, kelimesine ve imlâsına dokunmadan, aynen paylaşıyorum: 
'Ziyaver bey, merhabalar. Epeydir, Pazarları Tophane Mezatı’na gelemedim, dolayısıyla sizi görmüş değilim... Bugün bir ara Site’nize bakınca, “21/22 Aralık, yılın  en uzun gecesine” dair yazınızı/yorumunuzu okudum. Ziyaver bey, biz Kuzeyliler neden kendimizi dünyanın hakimi gibi görüp hep coğrafyayı ve takvimleri vs. kendimize yontarız. Bu ve benzeri durumlar o kadar ileriye gitti ki veya gitmekteki, sanki dünyamızın daima  böyle olduğunu kabul ederek çocuklarımıza/gençlerimize hep eksik ve yanlış bilgi veriyoruz. Siz meraklısınızdır, bu durumu irdeleyenler ne diyor ? Sorum şu : Siz acaba  Nelson Mandela’ya sorsa idiniz yılın en uzun gecesi hangi gündür diye,  size cevaben 21/22 Aralık mı diyecekti?? Bu soruyu Arjantin Devlet Başkanına veya Avustralya  Başbakanına veya Ümit Burnu veya Madagaskar halkına sorsanız 21/22  Aralık günü mü diyecekler ??!! Neden bu güzel Dünyamızda bir de “Güney Yarım Küresi” olduğunu ve bu Yarım Küre’de de milyarlarca insan yaşadığını biz “Kuzeyliler'' hiç düşünmeyiz. Ansiklopediler bile zamanında çoğunlukla  buna göre hazırlanmışlar.
Nazik  görüşlerinizi rica ederim. Selam ve saygılarımla, Nureddin  Gürpınar'.
Kendisine dipnot düştüğüm ana metnin revizyonunun (onun, okuduğunuz bu satırlar haline getirilmesinin) gerekçe ve hikâyesinden sonra, okunulmakta olan satırlarla murat ettiğim hükmü inşa etmeye devam edebilirim. 

(iii): Güneşin batmasıyla birlikte günün gündüz dediğimiz kısmı sona erer; karanlığın hüküm sürdüğü zaman diliminin ilk parçası olan akşam saatleri başlar. Akşam, insanların umumiyetle uyanık olup çeşitli faaliyetleri eyledikleri, güneş battıktan sonraki ilk birkaç saatlik zaman dilimine verilen isimdir. Akşamın bittiği, insanların büyük kısmının uyku moduna geçtikleri gecenin başladığı saat ise, gece yarısı olarak isimlendirdiğimiz 24.00'ü (12.00 pm) izleyen 00.00'dır. Gecenin nihayeti, güneşin doğmaya başladığını müjdeleyen şafak kızıllığı, tan aydınlığıdır. Ana metinde de işaret ettiğim üzere, önemine binaen ve bu metni daha fazla dallandırıp budaklandırmamak adına, bu hususu bir başka blogda ele almanın doğru olacağını düşünüyorum.

1 yorum: