Bir tramvay yolculuğunda ontolojiye giriş - Kozmik Muhabbet 1

 

Batı Gar Durağı'nda bindiğiniz tramvay, varış noktanız olan, Antalya’nın en yoğun lokasyonlarından, Murat Paşa durağına doğru seyir halinde ve takvim de 27 Haziran 2025’e işaret etmekte. Tramvaydaki istisnasız herkes gibi siz de cep telefonunuza odaklanmışsınız ve e-mail kutunuzu kontrol ediyorsunuz. Birden saatin 14.53 olduğunu fark ediyor ve ‘Hafta içi her gün yaptığım üzere, '14.55 – 15.00 arasında yayımlanan 'Filanca programı' dinlemek üzere 'Falanca Radyo'yu izlemeye alma zamanı!' diyorsunuz. 15.08’de MarkAntalya’nın önünde iniyor ve Işıklar Caddesi’ne doğru yürüyorsunuz. 14.52’de gelecek zamana ait olan Falanca Radyo'yu dinleme fikri14.53’de şimdiki zamana ait bir edim, 'Nedir Zaman?' başlıklı Filanca Program'ı takip eden 15.00 haberlerini izlemenizden sonra, X’teki trend topicleri kontrol etmeye başladığınız 15.03’te ise, geçmiş zamana dair bir tecrübe, bir anı halini almıştır. Tecrübelerimizin oluşturduğu sezgimiz, sağduyumuz ve evvelki kuşakların yaşamlarından beslenen (ve atalarımızın hayatta kalmasına destek verdikleri için seçilmiş olan sosyokültürel / gayri maddi unsurların biyokimyasal kodlara dönüştürülerek nöral ağlara işlenen görüngülerinden beslenen) genetik edinimlerimiz sayesinde, geçmişten şimdiye gelen ve oradan da geleceğe doğru ilerleyen bir zaman akışı olduğuna kati surette inanırız. 

Işıklar Caddesi’ne ve bugüne dönüyoruz şimdi, sokak röportajı yapan bir tv ekibi mikrofununu uzatıyor size ve soruyor muhabir: ‘ZAMAN NEDİR?’ Rahatlıkla cevaplayacağınızı düşündüğünüz bu çok basit gibi duran soru karşısında duraklıyor, afallıyor, ne diyeceğinizi bilemiyorsunuz. Merak etmeyin, eksiklik sizde değil; insanların %99’u sizin gibi zorlanmakta bu soru karşısında. Aynı soruya muhatap olduğunda Aziz Augustinus: ‘bana sormadığınızda bildiğim, sorulduğundaysa, cevaplayamadığım şeydir zaman!’ demişti. ‘Panta Rhei / Her şey akar’ diyen ve ‘aynı nehirde iki kere yıkanamazsın, ne sen aynı sensindir, ne de nehir aynı nehir!’ diye ekleyen Herakleitos, maziden istikbale ilerleyen zaman okunun en popüler ve kuvvetli savunucularındandı. Bu fikrin en sert muhalifiyse, kuşkusuz, ‘varlık ve gerçeklik değişmez, değişim ve hareket yanıltıcıdır, zamanın geçişine ilişkin algımız kendi bakış açımızın dünyaya yansıtılmasından ibarettir’ deyişiyle düşünce tarihe mal olan Parmenides’ti. Nesnel olarak ölçülen antiteyi zaman, öznel olarak deneyimlenen olguyu ise süre olarak tanımlayan Bergson, ‘zamanın geçişi, olayların gelecek olmaktan şimdi olmaya, şimdiden de geçmiş olmaya doğru ilerlediği kesintisiz bir değişim sürecidir’ dediğinde, zamanın okunu ve vaktin nehrini tersine çeviriyordu. Platon, Aristoteles ve takip eden o büyük metafizik geleneğin ontolojik yerine ontik olana odaklanarak, varlığı değil, var olanı öncelemesine itiraz eden ve Kierkegaard’la Nietzsche gibi varoluşçu filozofların görüşlerini hocası Husserl’in fenomenolojik müktesebatıyla mezceden Heidegger; DASEİN dediği insan varoluşunun, sonluluğunu kapsayan bir zaman şuurunu içselleştirdiğini, bunun da, varlığı hakkında temel koyucu bir kaygı / angst doğurduğunu formüle etmişti. Zaman, Heidegger’e göre, DASEİN İÇİN VARLIĞIN UFKUYDUZamanın geçmişten geleceğe aktığını reddeden; onun bütün hallerinin ‘önce – sonra – eş zamanlı’ parantezinde değerlendirilebileceğini savunan kipsiz / statik zaman teorisinin müellifi McTaggart’ın bu argümantasyonu, Russell ve Einstein gibi düşünürlerce benimsenmiştir. Evren’in tamamına teşmil edilebilecek mutlak zaman – mutlak uzay kavramsallaştırmasını esas alan Newtonian paradigmayı, göreli karakteriyle zamanı, göreli uzayın bir boyutu olarak değerlendiren 4 boyutlu uzay-zaman sürekliliği önermesinin asal unsuru olduğu Genel Görelilik kuramıyla aşan Einstein, aynı zamanda, mezkûr kuramın denklem setinin özel bir çözümü üzerinden bize ‘zamanda yolculuk yapılabilir!’ demektedir. Özel Görelilik denklem setinin çözümlerinden birinin zamanda yolculuğu mümkün  kıldığını kuramsal olarak kanıtlayan Kurt Gödel'e yakın dostu Einstein ölene değin şiddetle karşı çıkmıştır. 13.5 milyar ışık yılı uzaklığındaki kozmik oluşumları gözleyen James Webb Uzay teleskobuzaman = uzay denklemi gereği, aynı zamanda, Evren’in 13.5 milyar yıl önceki halini göstermekte bize.

Zaman sonsuz olsaydı, Evrenimizin ortaya çıktığı verili sürecin belirmesi için sonsuz zaman geçmesi gerekirdi. Sonsuzluk, nicelleştirilmiş parçalardan oluşmayan metafizik bir bütün olduğundan, bu akıl yürütme mantıksızdır. Demek ki zaman sonludur! Sorun ‘nedir zaman?’ sorusunu kendinize, bu, verimli bir zihni idmanı mümkün kılacaktır. (1), (2).


dipnotlar:

(1): Okunulan metni ChatGPT ile paylaştım ve ondan şöyle bir talepte bulundum:

'Zamanla ilgili bir yazı yazdım. onu eleştirmeni ve zayıf ve kuvvetli yanlarını ve hatalarını belirtmeni istiyorum.'

Aldığım cevabı imlâsına dokunmadan paylaşıyorum:

'Yazınız oldukça zihin açıcı, bilgi dolu ve felsefi olarak katmanlı bir yapıya sahip. Hem kişisel deneyimden hem de düşünce tarihinden örneklerle zaman kavramını tartışmanız etkileyici. Aşağıda yazınızın kuvvetli yönlerini, zayıf yönlerini, dilbilgisel/stilistik önerileri ve genel bir değerlendirmeyi bulabilirsiniz:

Kuvvetli Yönler

1. Günlük Yaşamla Felsefi Derinliği Buluşturmanız

  • Tramvay sahnesiyle başlayıp Heidegger’e, Gödel’e dek uzanan bir anlatı hattı kurmanız çok başarılı. Okur, somut bir andan soyut kavramsal alanlara geçiş yaparken metnin içinde rahatça akabiliyor.

2. Zengin Düşünce Tarihi Perspektifi

  • Herakleitos, Augustinus, Parmenides, Bergson, Heidegger, McTaggart gibi çok önemli figürlere yer vermeniz yazınıza zenginlik katıyor. Farklı düşünce çizgilerinin özetlenme biçimi oldukça derli toplu ve isabetli.

3. Çağdaş Bilimle Felsefenin Etkileşimi

  • Einstein, Gödel, James Webb teleskobu gibi modern bilimsel referansları metne yedirmeniz çağdaşlık algısını artırıyor ve zamanın sadece soyut bir düşünce değil, fiziksel bir gerçeklik olarak da ele alınabileceğini gösteriyor.

4. Sonda Sorulan Retorik Soru

  • “Zaman nedir?” sorusunun metin sonunda tekrar gelmesi, yazıya iyi bir çerçeveleme sağlıyor. Okuyucuya düşündürücü bir kapanış veriyor.

Zayıf Yönler / Geliştirme Önerileri

1. Paragraf Yapısı Zayıf ve Nefes Almıyor

  • Yazı neredeyse hiç bölünmeden devam ettiği için okurun dikkatini sürdürmesi zorlaşıyor. Her ana fikir değiştiğinde bir satır boşluk bırakmanız yazının sindirilebilirliğini büyük ölçüde artırır.

2. Bilgi Yığılması ve Doygunluk

  • Bazı paragraflarda (örneğin Heidegger – McTaggart kısmı) felsefi adlar ve fikirler arka arkaya çok yoğun aktarılıyor. Bu, okuyucuda zihinsel yorgunluk yaratabilir. Bu bölümleri biraz sadeleştirerek ya da örneklendirerek açmak iyi olur.

3. Karakter ve Yer Adları: Gerçek mi, Kurgu mu?

  • “Filanca Program”, “Falanca Radyo” gibi ifadeler mizahi veya eleştirel bir ton ima ediyor gibi, ama bu ton yazının genel ciddiyetiyle uyuşmuyor. Ya daha net hicivsel bir dile çekilmeli bu kısımlar, ya da gerçek adlar kullanılmalı.

4. Bilimsel ve Felsefi Terminoloji Bazen Fazla Teknik

  • “Ontolojik / ontik”, “fenomenolojik müktesebat”, “kipsiz zaman teorisi” gibi ifadeler çok yerinde ama açıklamasız geçtiğinde felsefeye aşina olmayan okuru dışlayabilir. Bu terimlerin yanında kısa bir açıklama okur dostu olur.

✏️ Dil ve Üslup Üzerine Notlar

1. Bazı Cümleler Gereğinden Uzun

  • Örnek:

    “Tecrübelerimizin oluşturduğu sezgimiz, sağduyumuz ve evvelki kuşakların yaşamlarından beslenen…”

    Bu cümle bir paragrafa yayılıyor. Bölünmesi ya da yüklemin öne çekilmesi faydalı olabilir.

2. Küçük İmlâ ve Dilbilgisi Hataları

  • "mikrofununu" → “mikrofonunu”

  • “fenomenolojik müktesebatla mezceden Heidegger; DASEİN dediği…”
    “;” yerine “,” daha doğal olur.

  • “Görelilik denklem setinin çözümlerinden birinin zamanda yolculuğu mümkün kıldığını kuramsal olarak kanıtlayan…”
    → “mümkün kıldığını”dan önce çift boşluk var, sadeleştirilebilir.

🔍 Genel Değerlendirme

Bu yazı; felsefi derinliği, çağdaş bilimle kurduğu bağlar ve düşünsel yoğunluğu açısından çok nitelikli ve özgün. Gerçekten üzerine düşünülmüş, araştırılmış ve kişisel merakla yazılmış bir metin. Şayet akademik ya da edebi bir dergide yayınlamayı düşünüyorsanız, sadece küçük düzenlemelerle bile etkili bir makaleye dönüşebilir.

🎯 Önerilen Başlık Alternatifleri

  • “Zamanın İçinden Geçerken”

  • “Dakika Dakika Zamanın Felsefesi”

  • “Bir Tramvay Yolculuğunda Ontolojiye Giriş”

  • “Heidegger’in Peşinde: Zamanı Aramak”

İstersen bu yazıyı birlikte revize edebilir, paragraflara ayırabilir ve daha akıcı, edebi bir forma dönüştürebiliriz. Veya popüler bilim okurlarına hitap edecek şekilde sadeleştirilmiş bir versiyonunu hazırlayabiliriz. Hangisini istersin?'

(hamiş: Metnin 'Nedir zaman?' olan ilk başlığını ChatGPT'nin önerdiklerinden en çok beğendim seçenekle değiştirdim.)

(2): Metnimin ilk versiyonuna erişmek isteyenler için link:

https://ziyaversencan.blogspot.com/2024/12/zaman-sonsuz-mudur-varolusa-dair-bir.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder