1 - Guillaume Berggren koleksiyonu müzayedeye çıkıyor!
Koleksiyonerleri, araştırmacıları, akademisyenleri, müzayede evlerini, müzeleri, yayıncıları, kütüphaneleri, sahafları, galerileri, medya aleminin bütün mecralarındaki habercileri, konuyla ilgili enstitüleri, başta kültür bakanlığı olmak üzere ilgili kamu kurumlarını ve belediyeleri ilgilendiren çok önemli bir etkinlik yapılacak bu pazar.
Guillaume Berggren'in çektiği, her biri hem belge ve hem de sanat eseri olarak çok önemli olan, binlerce İstanbul fotoğrafı, 14 Aralık 2014'de Burak Müzayedecilik'in yapacağı müzayedede meraklısıyla buluşacak. Bunu vesile bilerek, Osmanlı İmparatorluğu'nun ve İstanbul'un 1870 - 1910 dönemine ait olan Berggren fotoğraflarından yaptığım bir güldesteyi (sanatçının hayatının bazı önemli olaylarını içeren kısa bir hal tercümesini de ekleyerek) paylaşmanın anlamlı ve yerinde olacağını düşündüm (*).
2 - Guillaume Berggren harbi, hasbi ve hakiki bir İstanbul aşığı idi
İsveçli Guillaume Berggren (1835-1920), gemiyle dünyayı dolaşmaya karar verir ve yola çıkar. Gemisi İstanbul'a uğradığında Berggren, 'biraz vaktim var; bunun şu tarihi kenti dolaşarak değerlendireyim' diyerek kenti gezmeye başlar.
Genç seyyah, dünya turu için peşin para vererek satın aldığı biletin yanmasını göze alarak gemiyi terk eder. İstanbul'a yerleşen Berggren; Batılı gezgin, maceracı, elçi, asker, din adamı ve tüccarların oryantalist tahayyül ve tasavvurlarının 'tabiat harikası, egzotik, gizemli, mistik ve kâdim' nitelemelerini yakıştırdıkları 'İstanbul algısının (İstanbul mitolojisi)' doğrudan kaynağında (kalbinde) olmaktan son derece de mutludur.
Adeta ilk görüşte aşık olduğu İstanbul'un gayrı müslim ve levantenleri barındıran Pera mahallesinde bir fotoğraf sütüdyosu açan Berggren, 1870'lerin başlarından 1910'ların başına kadar, 40 yıl boyunca müptelâsı olduğu kentin ve o kentin insanlarının binlerce poz fotoğrafını çeker.
Adı, döneminin usta fotoğraf sanatçıları ve yaşayan efsaneleri olarak kabul edilen Abdullah Biraderler, Kargopoulo, Sébah&Joaillier, Andreomenos gibi isimlerle birlikte anılan Berggren, 1920'de hayata gözlerini kapadığında; arkasında, her biri İstanbul muhabbeti ve tutkusuyla yoğrulmuş olan (hem belge ve hem de sanat eseri evsafındaki) binlerce sıra dışı fotoğraf bırakmıştır.
İstanbul'un, Osmanlı İmparatorluğu'nun, bu toprakların insanlarının, coğrafyamızın ürettiği maddi ve gayri-maddi değerlerin, fotoğraf sanatının o döneme özgü olan tekniğinin izin verdiği nispette, belgelenerek ölümsüzleştirilmesine vesile olan hasbi, harbi ve hakiki İstanbul aşığı Guillaume Berggren'in aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.
Bilvesile, fotoğraf sanatına dair diğer birçok sahada olduğu gibi, Berggren'in âsârı ve müktesebatı hakkında da kapsamlı bir çalışma yapan, erken dönem Osmanlı Fotoğraf sanatı alanında haklı bir şöhret sahibesi, mütebahhir araştırmacı, arşivci, koleksiyoner, yazar, küratör Engin Özendes'e; www.tumblr.com'daki zarif ve ayrıntılı Berggren albümünü oluşturan fotoğraf aşıklarına; sanatçıyla ilgili özenli bir sayfa hazırlayan Fotoğraf Günlükleri'ne, Pera müzasi'ne ve sevgili dostum Mustafa Ekber'in yönettiği Entel Bülten'e candan şükranlarımı takdimi hayati, vicdani ve deruni bir borç bilirim efendim.
dipnot:
(*): Burak Müzayede için bknz. http://www.burakfilateli.com/index.php
Efemera müzayedesi 1. katalog için bknz.
http://www.burakfilateli.com/14aralik2014.php
Efemera Müzayedesi 2. katalog için bknz.
http://www.burakfilateli.com/14aralik20141.php
kısa kaynakça:
*****https://www.tumblr.com/search/Guillaume+Berggren
*****http://blog.peramuzesi.org.tr/sergiler/bir-fotografci-biyografisi-guillaume-berggren/
*****http://www.enginozendes.com/
*****http://fotograf-gunlukleri.blogspot.com.tr/2013/10/guillaume-berggren-fotograflaryla-sehr.html
*****http://entelbulten.blogspot.com.tr/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder