Yakın zamanda paylaştığım 'Peşin hüküm verme, ardını düşün: kadim bir Çin meselinin hatırlattıkları' başlıklı blogumun ilham kaynağı gibi, çok uzun bir süre önce okuduğum ve fakat Çin mi, yoksa Japon menşeyli mi olduğunu net hatırlayamadığım, öte yandan, Uzak Doğu menşeyli olduğundan da emin olduğum; hikmetli finali, beşeri pratiklere ışık tutabilecek, rehber olabilecek mahiyette olduğundan pek sevdiğim bir meseli / masalı / kıssayı, aklımda kalan kırıntılarını kendimce tamamlayarak ve onu ilk paylaştığım Aralık 2017'den tam 7 yıl sonra, güncellediğim aşağıdaki yeni haliyle, tekrar paylaşıyorum:
Büyük ve kadîm Asya coğrafyasındaki bir memlekette, o yıl kış pek yaman geçiyormuş.
Öyle ki, bütün akarsular ve göller buza kesmiş; nefes alırken ciğerleri soğuk havadan zarar gören insanlar hastalanmış, yaşlılar, bunlardan epeycesi hayatlarını kaybetmiş. Soğuk öylesine amansızca çökmüş ki, Küçük Asya'da asırlar sonra bir seyyahın anılarında dillendirdiğine benzer şekilde 'damdan dama atlayan kediler donup öylece havada kalakalmış'.
İşte bu ortamda, yiyecek bulmak için burnunu sığındığı ahırdan dışarı çıkaran bir serçecik, o müthiş soğukla karşılaşır karşılaşmaz, yediği şokun tesiriyle, düşüp bayılmış.
Tam donmak üzere iken, durumun farkına varan ahırdaki iyiliksever bir manda, üzerine pisleyerek minik serçeyi ölümden kurtarmış.
Manda pisliğinin, başı hariç, geri kalan her yerini saran o sıcacık dokunuşuyla iliği kemiği ısınan serçecik, hayata tutunarak kendisine gelmiş gelmesine de, bu sefer de, onu ölmekten kurtaran mâlûm pisliğin yol açtığı aşırı sıcak tehdit eder olmuş hayatını. Üstüne üstlük, manda feçesinin o çok yoğun ve iğrenç kokusu da nefes almasını neredeyse imkânsız hale getirmekteymiş. Serçecik, bu durumdan kurtulmak için başlamış debelenmeye.
Ancak, çırpındıkça kurtulmuyor, bilâkis, başı da yavaş yavaş batıyormuş pisliğe.
Tam başının tamamı da b.k'un içinde kaybolmak üzereyken, birisi tarafından çekilip çıkarılıvermiş o iğrenç pislik yığınından.
Kurtarıcısına şükran dolu gözlerle bakan minik serçeciğin hayatının son anları, kendisini kurtaran kedinin pençesinde, onun iştahla açılmış ağzına doğru yaptığı o kısacık seyahat olmuş.
Ol kıssadan hisse:
1 – Üzerine pisleyip seni b.k’a batıran herkes düşmanın değildir.
2 - Boğazına kadar b.k'a batmanın kötü olmadığı, hatta, hayat kurtardığı durumlar vardır.
2 - Boğazına kadar b.k'a batmanın kötü olmadığı, hatta, hayat kurtardığı durumlar vardır.
3 – Boğazına kadar b.k’a battığında, şuursuzca debelenmek seni kurtarmaz.
4 - Seni battığın b.k'tan çıkaran herkes dostun değildir.
4 - Seni battığın b.k'tan çıkaran herkes dostun değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder