Kökeni birçok sebzeyle baharatın etle pişirildiği, türlü diyebileceğimiz, Fransız mutfağına ait bir yemek çeşidine dayanan; ilerleyen çağlardaysa, sevilen, popüler müzik eserlerinden seçilmiş bölümlerin, uyumlu geçişlerle birbirine bağlanarak aranje edilmesiyle oluşturulmuş müzik parçaları için kullanılan potpuri, günümüzde, ilk bakıldığında, birbiriyle alâkasız gibi görülen, derinlemesine incelendiğindeyse, bir, ya da birden çok sahada ilişkili olduğu anlaşılan konu ve temaların armonik bir şekilde kompoze edilmeleriyle ortaya çıkan çok katmanlı, zengin alt metinli fikri olguların isimlendirilmesinde de tercih edilmektedir. İşte varoluşun o sonsuz görüngülerinden birkaçına değinen ontik & epistemik bir fikri potpuri:
***Yaşamak için enerjiye, bunun için de beslenmeye gereksinen canlıları bekleyen potansiyel bir tehdit, harcadıklarından fazla kalori alarak süreç içinde obez olmalarıdır. İnsanın ortalama ömür diyebileceğimiz 75 yılda alacağı besinlerin toplamı, ağırlıkları 5 ton olan Afrika fillerinden 6 tanesine, yânî, 30 tona eşittir. Bunların içerdiği kalori, yaşamsal aktiviteler sırasında harcanırsa, kişi fit, harcanamazsa obez, hatta, morbid obez olabilir.
***Beslenme konusu mevzubahis olduğunda ipekböceklerine değinmemek olmaz; varoluşa ipek gibi artistik ve estetik bir katkı yapan bu küçük canlı türü, 2 aylık ortalama yaşam süresinde, vücut ağırlığının tam 80,000 katı besin alır. Bu, bütün canlılar içinde bilinen en büyük vücut kitlesi / alınan besin oransızlığıdır.
***Oransızlık, bazen canlının ağırlığıyla yediklerinin miktarı arasında oluşurken, bazen de, doğru sanılan bir yanlışın, orantısız bir şekilde dolaşıma sokulması yüzünden, doğru bilgiye erişimin zorlaşmasıyla gelişir. Toplumumuzun kültürlü kesimlerine ‘Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ilk matbaa ne zaman ve kim tarafından kuruldu?’ diye sorulsa, alınacak cevap, ezici çoğunlukla, ‘1727’de İbrahim Müteferrika tarafından’ olur. Oysa bu, doğru sanılan bir yanlıştır: Osmanlıda ilk matbaa, 1493’de İspanyadan tehcir edilen iki Yahudi birader olan David İbn Nahmias ve Samuel İbn Nahmias tarafından Payitaht’ta, İstanbul'da kurulmuştur.
***Nûru aynımız İstanbul’dan bir başka pâyitahta, bilişimin ve yapay zekânın başşehri ve merkez üssü San Francisco’ya uzanıyor ve Silikon Vadisi’ndeki yapay genel zekâ (dikkat: genel yapay zekâ denirse, anlam kayması olur) savunucularının dillerine pelesenk olan bir argümanı paylaşıyorum: ‘Bilgi üreten her sistem / algoritma / organizasyon er ya da geç zeki hale gelir ve kendini üreten kaynaktan bağımsızlaşarak kozmik zekânın parçası olur.’
***Zekâ, kavramsal sanat anlayışla üretilmiş 'sanat eserleri'nde somutlaştığı üzere, ihanet eder bazen kendisine ve bu suretle de, 2 asır önce ‘sanat felsefeye dönüşerek kendisini yok edecek!’ kehanetini buyuran Hegel’i doğrulamış olur.
***Marx’ın tepetaklak ederek materyalist versiyonunu geliştirdiği idealist diyalektik, şahikasına Hegel’in müktesebatıyla erişmişti. Geist, yâni Tin, kendisini tez – antitez – sentez adımlarından oluşan diyalektik metotla açımlayıp gerçekleştirir Hegelian kuramda. Her biri bir öncekinin diyalektik inkârıyla oluşan insan >> android >> cyborg >> dijitalize beyin >> Evren’deki toplam zekâ >> zeki evren >> zeki evrenLER, zekâyı merkezine alan bir ontik / ontolojik paradigmadır.
***Tek tek ele alındıklarında rahatlıkla ‘aptal!’ denilebilecek nöronların, sinir sistemimiz olarak birleşmelerinin neticesi olan beşeri zekâ; tek başına bir şey beceremeyen karınca ve arıların, bir koloni ya da bir kovan şeklinde örgütlendiklerinde, çok karmaşık işleri yapabilmelerini andıran bir mimarinin ve işleyişin ürünüdür.
***Yıllardır insanlarını inim inim inletmiş diktatör Rusya’ya kaçmak üzere uçaktayken, ‘bir an önce Esad’la gerekli temaslar sağlanmalı’ diyerek jeostratejik & jeopolitik süreçleri okumada ciddi zaaflar sergilediğini gösteren anlayış için (provokatif bir argüman serdedeyim de çarşı karışsın biraz) 'apartman yöneticiliğinde bile başarılı olma ihtimali düşüktür bu kafanın!' dediğimde, yanılma olasılığım nedir sizce?
*** Büyük Dil Modeli temelinde makine öğrenmesi yaparak kendisini geliştiren ChatGPT, Gemini ve Claude gibi sohbet robotlarının popüler örnekleri olduğu yapay zekânın evrilebileceği gelecek, diğer teknolojik hamlelerden farklı olarak, homo sapiens sapiensi bütünüyle işlevsiz ve gereksiz bırakmaya; apartmanları, şirketleri, ülkeleri ve uluslarüstü kurumları yapay zekânın yönetmesinin önünü açmaya namzet gibi gözükmekte.
*** Kırk kanatlı bir tay misali fikirden fikre uçmayı seviyorsan benim gibi sen de sevgili ve merakbaz okur, 'ortaya her şeyden azar azar karışık' bir içeriğe sahip Haftalık Oksijen Gazetesi'ne bi bakmanı öneririm(1).
dipnotlar:
(1): Metnin TRT Radyo 1'de yayımlanan versiyonu için bknz. ltfn.:
https://ziyaversencan.blogspot.com/2024/12/zaman-sonsuz-mudur-varolusa-dair-bir.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder